Bıraktığım bütün hatıraları topla teninden
Karanlık güz vakitlerinde
Serseri gözlerinde batsın güneşim…
Bitir aydınlık mevsimi
Ömrümden çalınan bir yaprak gibi düş..
Düş ! dallarımdan..
Hangi gerçeğe sığınır ki elveda
Kulağıma dolan bu fırtına
Saçlarıma tünemiş bu bakış
Ellerimde titreyen üşüme
Bütün alın çizgilerime çizilen sen!
Irkına isyan etmiş beynimle
Çırılçıplak yağmurlarda yüzülmüş derim
Kapısız avlularda özgürlüğüm..
Ve kör
Ve buğulanmış bir cam kenarı
Saksıda soğuttuğum isyanım
Sol yanıma kuşandığım terörist yanım
Bir dağı sırtına almış vebalim
Ve mezar taşı olmayan ceset gibi
Gazete kâğıtlarına saklanmış talihim…
Şose boylarında haykıran bu köpek
Benim işte..!..bir yangın, bir telaş, bir susuş
Alnım alnına yaslanmış..
Bitir bu işi../..cesaretim, kafir yanım
Olmaz Azrail’e yalvarışım
Olmaz, senden gayrisine tapışım..
Yürüdüm! Cehennemde
Bütün kaldırımlarını çiğnedim gidişinin
Köşebaşı pusularına siper ettim sırtımı
Kurşunlara geldim sensiz
Sözüne namus gibi sığındım
Meydanlarını ateşe verdim öpüşünün
Kanla içtim suyu, kanla yıkandım
Dudaklarında titreme gördüm çileyi
İnsan yanımı sattım kalleşlere
Madeni değere kandırdım umudu
Güneşi boyadım siyaha
Karanlıktan renk seçtim saçlarına
Lacivert yosmalara sordum seni
Gelmedin!
Duymadın!
Bilmedin!
Kilise nöbetlerimde imanımdan geçtim
Omuzlarımdan firar ederken meleklerle
Şeytana seni sordum
İçimi, dışımı sattım
Bir gözlerin için
Bir daha sarılmak için
Bir sonraki otobüs için
Ayinler açtım
Burun koyağımda saklı son kokunla
Kutsadım gidişini
Son bakışını..
En fazla seni sevmiş oldum
İçimden soludum nefesini
Avuçlarımın içine sakladım resmini
Gözbebeklerimin en derin yerine gömdün seni
En fazlası ! bir gidişti işte
Bir geriye dönüp bakış, şaşkınlık..o kadar
]