bakışın senin
dağ gülleri gibi serin ve selindir
ana kucağı gibi yasladığım başım
göğsün üstünde duyduğum çığlığın
susku çığlarınca ağlayan gözlerin senin
öksüz, hırçın bir çocuk saklı elasında
sen söylemedin, ben böyle bildim
ay gülüşlü gözlerin senin
dağ göllerince buğu doludur
yasaklanmış bir kitaptı seninle yaşadıklarım
yaşanmamışlarım ve yaşayacaklarım
senin her yanın tutsak
benimse esirdi sürgünlüğüm
yangından küller kaçırdım yıllar yılı
geçit törenleri düzenlerdim oysa gözlerinde
partizan şarkıları söylerdi düşlerimdeki çocuk
kendini sorguya çekerdi aşk
direnirdi içimdeki militan kadın
seni hep yaşanmamışlarıma yazardım ben
ve bir abide gibi yücelirdi dilimde adın
çöller yanmazdı sana susadığım kadar
göz göre göre heder olan anlarda
ağıt gibi düşerdi yokluğun yüreğime
mezarlık kuşları dolanırdı gecelerimde
ölüler susmazdı sana sustuğum kadar
yarasız çıkamadığım bir yüce dağdın sen
okyanustun
dalgasına tutunduğum
ve boğulup boğulup öldüğüm
beni sana böldüğüm
yarım kaldığımdın
bende tümlediğimdin sen...
] ]