Saat Üç

yazı resim

--Şehrini, evini, odanı yastığını, seni düşünüyorum...
En çok da seni sana hapseden o utkuyla tutunduğun
özgürlüğünü. Gökyüzünde maviyi bilirsin. Sonra
sevmeyi de. Bir de karda yürümeyi. Özledim parmak
uçlarındaki soğuk sızıyı. Hani yürürsün ya ellerini
cebine sokup, düşlerini beyin hücrelerinde savaşa
süren bir şair edasıyla. Mağrur bir başla. Bir de bakışın
vardır hani. Nehir boyunda, sevdiği adamın gitarı
eşliğinde dans eden o esmer kıza.
--Özledim gözlerini de. Bir şeyler var içime
sindiremeğim. Nedense kahrolası isyanıma
sığdıramadığım şeyler... Seni düşünüyorum...
--Aşk Marksist’ir. Bütün haklarını isteyen bir isyan.
Müthiş bir eylem yani. Derim ki sana, sal içindeki
deliyi alanlara. Mevsim ister hazan olsun, ister kış.
İçini rüyalarıyla ısıt baharın. Seni düşünüyorum...
--Dünya kan deryası. Ama ışıksız değil. Aşk var ya...
Toprakla suyu, havayı harmanlayıp yoğuran ve her
çiçeğe renk veren, ağacı ormana katan aşk, ışıksız
değil dünya... Seni düşünüyorum... Gece mi olmuş?
Saat tam üç. Alnın ne kadar aydınlık. Baksana şu
yıldıza. Su başında ceylan gibisin bu gece düşlerimde.
Yaslandığın dağlar karlı mı söylesene bana! ...
--İçim bir garip sevda cölü. Yağmur bulutu gibi
geçiyorsun us’umdan... Seni düşünüyorum mavi menekşem...
Sarı bir yaprak gibi sürgünüm toprağına. Yurdum tutsak benim.
Yitik sevdaların utkusuyum. Seni düşünüyorum yaban ellerin
garip çocuğu... Öyle bilinmez, öyle hercai. Öyle dolu dolu
boşalıyor gözlerin ellerime. Birden bire...
--Bilmece gibisin. Hiç türkü söylemedin mi? Kelepçe
vurmadılar mı hiç ellerine? Gözlerini bağlayıp dağlamadılar mı
tenini? Seni sana tutsak eden o canım özgürlüğü imgelemedin
mi duvarlara? Seni düşünüyorum yabancı...
Aşk daldan elma koparır gibi koparılmıyor yürekten...

Meral Vurgun

Başa Dön