Merinos Kültür Merkezi dinlenme alanında bir kadın bir adam 2 çocuk... Kadın çimenler üzerinde oturmuş başını elleri arasına almış, mutsuz...
Adam; çocuk arabasının başında ayakta, mutsuz.
Büyük çocuk bir anneye bir babaya koşuyor, oyunlar yaratma derdinde, o mutlu... Arabadaki çocuk babası ile annesine bakıp anlamaya çalışıyor abiye nazaran daha dikkatli ketum.
Adam zorla dışarı çıkmış belki, kadın bir hafta boyunca ev çocuk yemek çamaşır bulaşık beşgeninde yorulduğunu az hava almak için dışarı çıkmak istediğini söyledi belki.. Adam bir 6 gün boyunca zaten dışarıda olduğunu bir gün bari evde kalmak istediğini söyledi belki.. Belki bir düğünden bir nikahtan çıktılar, belki...
Sebep ne olduysa işte hep birlikte dışarı çıkmışlar...
Keşke çıkmasalarmış...
Bulunduğu yerden memnun olmayan büyük ihtimal başı ağıran, etrafın, güzel havanın, etrafında cıvıldayan bırakın kuşu, çocuğunu umursamayan bir kadın...
"Yine ne oldu, neden böyle, ne istiyor bu kadın?" der gibi bakan bir adam...
Arabasında, anne babasının yaydığı olumsuz enerjiden etkilenen, hiç bir şey tam değilse yarımı yaşamanın da bir anlamı yok, durum bu ise bunu yaşamak gerek diyen bir çocuk...
Hayat böyle bir şey, ne olursa olsun direnmek gerek, hayatı iki yüzü ile yaşamasını bilmek, alışmak gerek , ne olursa olsun dolu olanı görmek gerek diyen diğer çocuk...
Nazım Hikmet, Abidin Dino'dan mutluluğun resmini istediği gibi, benden de mutsuzluğun resmini isteseydi şayet resimden sıfır derece anlayan ben eminim o kadına ve adama bakarak "mutsuzluğun resmi" diye bir resim çizebilirdim...
Ne kadar orada daha kaldılar, ne vakit oradan ayrıldılar, ayrıldıklarında ne halde idilier bilmiyorum ama şundan eminim ki eve vardıklarında hepsi çok ama çok yorulmuş olacaklar. Kadın, adam, küçük çocuk mutsuzluktan, diğer çocuk direnip çabalamış olmaktan...