Aşk...

Adamın biri ayrıldığı sevgilisine duyduğu aşkı anlatmak için yazmaya başlamış, o kadar güzel anlatıyormuş ki bu aşkı, yıllar sonra çok ünlü bir yazar olmuş.

yazı resim

Adamın biri ayrıldığı sevgilisine duyduğu aşkı anlatmak için yazmaya başlamış, o kadar güzel anlatıyormuş ki bu aşkı, yıllar sonra çok ünlü bir yazar olmuş. Birgün bir imza töreninde yanına bir kadın yaklaşmış:"beni tanıdın mı? diye sormuş. Yazar tanımadığını söyleyince kadın sinirlenmiş. -Beni nasıl tanımazsın benim sayemde o kadar güzel şeyler yazdın ve benim sayemde çok ünlü bir yazar oldun buralara kadar gelmeni bana borçlusun" demiş. Yazar bir kadına bir de yanındaki adama bakmış -"Eğer maharet sende olsa idi yanındaki de yazar olurdu. Maharet sende değil benim aşkımda" demiş.
Geçenlerde bir genç kız yanındakine "Aşkım" diyordu. Aşkım... Bana göre böylesine kutsi bir söz onun ağzından öylesine sıradan bir cümle gibi dökülmüştü ki, öyle yavan öyle basit...
"Aşkım" aşk olarak değilde dilde pelesenk bir cümle gibi dökülüvermişti ağzından..
Dün Elif 'm bir bağlantı paylaşmıştı. "Gerçek aşkı içinde saklayanlara gelsin" gibisinden bir not düşmüştü.
Kays Mecnun olurken onun yaşadığı gerçek aşk değilmiydi diye düşünmeden edemedim. Ferhat Şirin için dağı delerken, ya da Mem aşkı Zin için dünyaya baş kaldırırken yaşadığı aşk değil miydi?
"Seven sevdiğine sevdiğini söylesin" derken iki cihan serdarı gerçek aşkı kastetmiyor muydu?
Serpil'in tarifi ile onca sancı onca aşk boşuna mı çekiliyordu?
Fuzuli: (Ah minel aşk) Ah! Bu aşkın elinden" derken ondan şikayet mi ediyordu ki bu denli isyan ediyordu?
"Aşk adamı söyletir, dert adamı ağlatır" diyen ozan hangi duygu ile yazdı bu dizeyi?
AŞK somut bir kavram olarak algılandığı sürece; bir genç kızın ağzından öylesine dökülen bir cümle, ressam arkadaşımızın dediği gibi boşa sancı çekilen bir duygu, kendisine duyulan aşkı fark etmeyen o kadının boşa övünmesi olarak kalırda kalır...
Mecnun Leyla'dan vazgeçtiğinde Mevla yı bulma yolunda yaşadığı idi gerçek aşk. Aşkı soyutlaştıran o yazarın aşkı idi gerçek aşk, Mem'in isyanı idi aşk, yanında iken bile özlediğin, baktıkça doyamadığın konuştukça hasretini hissettiğin, dokundukça duyulan o ürpertiydi Aşk...
Geçtiğimiz yaz bir köye gitmiştim. 85 yaşında yaşlı bir amca "İlk birini sevdim" diye söze başlarken kendi cümlesini kendi düzeltti sonradan" İlk Aşk olur mu be ya aşk bir tanedir zaten bir keredir diye devam etti. Anlatırken gözlerindeki ışıltıyı görmemek imkansızdı. 65 yıl önce yaşadığı duyguyu unutmayan amcanın aşkı idi gerçek aşk.
Hülasa: Gerçek Aşk mı? Yaşadığı duyguyu bir ilah gibi yaşamaktır, Almadan vermek gibi mesela...
Almadan vermek vesselam...

Başa Dön