..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Kütüphaneler - Üstadlardan Seçmeler1

Didem Duruöz - Üstadlardan Seçmeler1
Site İçi Arama:


- ÜSTADLARDAN SEÇMELER1 -

Bir düşünce labratuarı, özelliği etkilendiğim yazarların eserlerinden oluşacak olması.Yazarların kendi web sayfalarından aldığım metinler ve kitaplarından aktaracağım metinleri sizlerle paylaşma düşüncesindeyim




  % 100 Düşünce Gücü - 4 - 5 - 6 (Son Bölümler) (Ömer Faruk Hüsmüllü) Ruhbilim 

Bu özet incelemenin pek okunduğunu söyleyemem.Ama gene de ısrarla okunmasını tavsiye ederim.Çünkü bu eserde yararlanabileceğimiz pekçok bilgi var.O nedenle geri kalan bölümleri birlikte sunuyorum...

  % 100 Düşünce Gücü - 3 (Ömer Faruk Hüsmüllü) Ruhbilim 

*“Başarısızlıktan korkmaya son verdim.Artık hayatı saf hazzı için yaşıyorum. -İçimdeki yaratıcı Güç’e inanıyor ve güveniyorum. -Sadece benim değil herkesin içindeki Tanrı’ya güveniyorum.

  % 100 Düşünce Gücü - 2 (Ömer Faruk Hüsmüllü) Ruhbilim 

-Bilinç sadece uyanık olduğumuz zaman iş başındadır;ama düşüncenin bilinçaltı kullanımı yirmi dört saat sürer. -Hayatımıza hakim olmanın yolu,bilincimizi kullanmaktan geçer.Bir şeyi düşündüğümüz zaman,tıpkı toprağa ekilen tohumun meyve veren ağaca dönüşmesi gibi,bu düşünce de gelişmeye başlar.

  % 100 Düşünce Gücü - 1 (Ömer Faruk Hüsmüllü) Ruhbilim 

-Düşüncenin insan beyni ile sınırlı olduğunu düşünmek yanıltır bizi.İnsan beyni “düşünce”nin bir aracıdır yalnızca. -Heinrich Heine’ye göre:”Işık gök gürültüsünden,düşünce de eylemden önce gelir.”

  Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı (Didem Duruöz) Yapıtlar 

Okuduğum kitapların, -satırlarının altını çizmeye kıyamasamda- önemli bulduğum kısımlarını ve sayfalarını işaretleme huyum vardır. Bu işaretli kısımlarda, bazen cevabını bilemediğim soruların tanımına, neden oluştuklarına, nasıl çözülebileceklerine dair kıvılcımlara hatta yıldızlara rastlarım. Cem Mumcu’nun Kendine Bakma Kitabı da, bunlardan biri. Bana göre, kitabın her bölümünde, yaratıcılığın konuşturulduğu, farklı bir bakış açısının kazandırıldığı, hatırlatılan farkındalıkların olduğu birçok kısım var. Hatta çoğunlukla bölümlerin hepsi, başlı başına kişinin anlam arayışına ışık, aynı kitabın kapağında da vurgulandığı gibi ayna tutuyor. Cem Mumcu, aslında, güçlü kalemi, eğitimi, bilgileri, tecrübeleri ve belirtemeyeceğim birçok vasfıyla insanın iç dünyasının röntgenini çekiyor. Ve bence insanda iz bırakıyor, hatta kişiyi kendi parmak iziyle tanıştırıyor. Yazılarımda alıntıladığım ve beni en derinden etkileyen Cem Mumcu’nun Kendine Bakma kitabından iki bölümü sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim. İzedebiyat yazarları olarak, hepimizin -kendi doğrularımız, önceliklerimiz, ihtiyaçlarımız, alışkanlıklarımız bazında- anlam arayışında olan bireyler olduğumuzu düşünüyorum. Şayet, kitabı okuduysanız ve paylaşmak isterseniz etkilendiğiniz bölümleri öğrenmekten mutlu olurum. Kitabı okumadıysanız ve okumayı tercih ederseniz, bazı bölümlerin sizi de çarpma olasılığı olabileceğini tahmin ediyorum. Kafesin Güvenliği! Kimi ruhlar çarmıha gerilidir. Kadim yaraları yüzünden yeniden ve yeniden gerilirler her iki koldan birer çiviyle. Birisi paslıdır çivinin. Onu çıkarmak hem zor hem acılıdır. İki kolun asıldığı ve ruhu geren; gerdikçe çatlatan bu çarmıhın çivilerinden biri arzu diğeri gereklilik; ya da biri aşk öteki onaydır çoğu zaman. İçin için yansa da istediği yöne meyletmek için öteki paslı çivi tutar biteviye. Birini koparmalı, birini sökmelidir. Yoksa daha fazla dayanamayacaktır. Sökülmeye aday olan taraf çoğu zaman yeni çividir. Arzu çivisi, onay çivisinden daha kolay sökülüp atılır. Daha az korkutucudur onu sökmek. Kendini yok etmek de olsa daha az suçluluk vardır o yanda. Eski esarete boyun eğmek yine de çarmıhtan kurtulmak olacaktır çünkü. Ve fakat yeni bir çarmıh daha vardır: Nasıl yapmalı? Sorumluluk almadan, suçluluk hissetmeden… Kendini yok etmek isteyen, bunun da bulur bir yolunu. Bilir, öğrenmiştir çünkü paslı taraftan bunu yıllar boyu. Hataya zorlar ite kaka taze tarafı. Böylece kendi yapmamış olacaktır olanı biteni; kendi almayacaktır ne suçu, ne de sorumluluğu... Aslında ortada tek çivi vardır. Geçmişin çivisi… Hiç kopamadığı… O yüzden yerleşemez ruh yeni bir eve, yeni birine, yeni bir “biz”e. Ne kadar yerleşse o kadar çarmıh olacaktır. Bilir bunu içten içe… Geçmişin bilindik acısından daha ağır ve fazla gelir özgür ve sorumlu olmanın acısı zira.


 

 



 






| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yaratıcı Yazarlık | Akademika Kitabevi

| Katılım | Okur Üyeliği | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Sahne Arkası |

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Eser sahipleri, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin —kısa alıntı ve tanıtımlar dışında— herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.