"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Sanattan kopmadan halkın düzeyini, halktan kopmadan sanatın düzeyini, karşılıklı etkileşim içinde hedefin belirlenmesi gerekir. Sanatçı halka tepeden bakan değil, halkın içinde, halktan birisi olarak görülmelidir. Sanatın gücüne inanıp sosyal yaşamla bütünlük sağlanılmalı, bilinçli bir toplum çabasıyla yaratılan değerlerin eksik yönleri araştırılarak, toplumun sanatını toplumla buluşturup kolektif dayanışma ile mümkün olacağını kavramak kavratmak gereği benimsetilmelidir. Yaşadığımız coğrafyadaki farklı kültürlerin, dillerin, ulusların sanatını; hassasiyetle işlemeli, topluma büyük bir zenginlik olarak kazandırmalıyız. Egemenlerin ve ezilenlerin sanat anlayışının farklılığını kavramalı kavratmalıyız. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışı: insanı sadece belli bir çevre içinde göstermekle kalmaz.Çevreyi ve dünyayı değiştirecek olan itici güçler, ileri yönlerini tüm çıplaklığıyla ortaya döker. Bilimsel toplumcu sanat anlayışıyla hareket eden insanların, günlük bilinçlenmesinde belirgin bir dönüşümü ortaya çıkarır. Günlük bilinç kendini sadece şimdiyle sınırlandırmaz geleceği bilimsel bakış açısıyla analiz eder; sonucunu sanatıyla halka bildirir. Toplumcu gerçekçi sanat mücadele sanatıdır. Emeğin yüce değer olarak algılayan toplumsal kurtuluş kavgasının sanatıdır. Yeni bir toplumun köklü değişimle mümkün olacağı ve bu değişimde en büyük rolün toplumcu sanat anlayışını geliştirmekten geçtiği bilinmelidir. Günümüz koşullarında artık kitle imha silahlarının yerini; bireyci çevrelerin yarattığı ,bireyci sanat anlayışıyla kitleleri zehirleyip, yozlaştırıp çürütmektedir. Yozlaşmanın her geçen gün daha etkili olduğu, toplumun büyük bir kaosa sürüklediği, açık ve net ortadayken kendini ütopyalarla avutanlara karşı; biz insanlık mücadelemizi: toplumcu gerçekçi sanat anlayışla bilimsel bakış açımızla ileriyi tahmin edebildiğimizden ötürü sanatın büyük bir güç olduğunun bilinciyle dünyayı pratik, dolaysız eylemlerle değiştirebileceğimizi ortaya koyacağız. Teorilerimizin pratiğe uygulanmasında bütün sorunları ortadan kaldırmalı; bunu derin araştırmalarla, o araştırmalarımızı iyi algılayıp kolektif fikir birliğiyle gerçekleştirmeli, kitlelerin desteğiyle bilinci, insanlığa sıcak bir ekmek gibi sunmalıyız. Sanatın gelişimi ve değişimi toplumun gelişimi ve değişimini yansıtır. Çağının tanığı olan, geleceği görebilen sanat anlayışı; kendini sürekli yenilemeli ve birikimlerden faydalanmalıdır. İnsana dair olan her şeyi güncelliğiyle işlemeli, bireysel bir aşkı toplumsal bakış acısıyla zenginleştirmelidir. Geleneksel ön yargıları yıkıp gelişimin önünü açacak olan yeni toplumcu sanatın rolü belirlenmeli akışı sağlanılmalıdır. Akıcı ilerici fikirlerin kollektif dayanışmasıyla mümkün olacağının bilinciyle ifade özgürlüğünü halka ulaştıracak bir araca ihtiyaç duyulduğunu ve bu aracın kitlelere ulaşabilecek, toplumda değişim hareketinin ilk kıvılcımlarını yaratacak, önümüze büyük bir hedef olarak insanlığın kurtuluşunu koyup inancımızı özveriyle güçlendirmeliyiz. Unutmayalım ”kayayı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir” kendimizi bilinçle donatmalı sürekliliği sağlayacak damlalar gibi iradeli olmalıyız. Sanatın bütün alanlarını insanlığın kurtuluşuna insani değerlerin olgunlaşmasına sunmalı, gelişmeli – geliştirmeliyiz. Özgür bir yayın aracı oluşturma tabi ki kolay değildir. Bunun bir dergi olabileceği ancak dergi gibi bir yayın aracı, özgür ve kolektif çalışma alanı yaratacağı düşüncesiyle, yazar kadromuzun herhangi bir siyasetin temsilcisi değil toplumun aynası olarak bireyin kendini görebilmesini sağlamalı, gelişmesi için halkın anlayacağı dilli belirlemeli akıcılığını o yönde güçlendirmeli geliştirmelidir. Halkın diliyle yazılan sanat eseri estetik hatları korunmalı bu kaygılar göz önüne alınarak yeni bir biçim çabasına girilmeli; yayın aşamasından sonra gelen tepkiler çerçevesinde yeniliği sürekliliğe dönüştürme imkanları yaratılmalıdır. Kazım DEMİR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kazım demir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |