..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Numan Kurt




11 Nisan 2011
Öylesine Bir Deneme  
Numan Kurt
Boş kaldıkça Montaıgne'in Denemeler'inden bölümler okurum.


:AEAG:
ÖYLESİNE BİR DENEME

29/4/2009

Boş kaldıkça Montaıgne'in Denemeler'inden bölümler okurum. Çağlar ötesinden, beş yüz yıl öncesinden öyle seslenir ki bu aydınlanmacı bizlere,şaşar kalırsınız.Hayat,insan,dostluk,yalnızlık,mutluluk özgürlük,ölüm...üzerine yazdıkları insanın yaşam felsefesini bile değiştirir. Bazen bir karamsarlık çöker üstüme.İstesem de kurtulamam bundan.Ne için? Gelecek için, sağlık için,başka problemler için,yurdun hatta dünyanın geleceği için.Gençlerin bugünden yarına umutla,güvenle bakamadıklarını düşünürüm.Burada açıkça yazamadığım pek çok kaygı kemirir içimi. Sonra o konuyla ilgili bir Montaıgne denemesi okuyunca sanki dünyam değişir. Bu adamın dedikleri yüzde yüz doğruymuş gibi moralim yükselir.Oysa adı üzerinde bir "deneme"dir bu.
Herkesi korkutan,kaygılandıran "ölüm" üzerine bakın ne diyor Montaıgne: "Başımıza bir kez gelen şey büyük bir dert sayılamaz.Bir anda olup biten bir şey için bu kadar uzun zaman korku çekmek akıl karı mıdır?" "Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!" "Hayat, kendiliğinden ne iyi ne kötüdür.Ona iyiliği,kötülüğü katan sizsiniz. Bir gün yaşadıysanız, her şeyi görmüş sayılırsınız.Bir gün bütün günlerin eşidir.Başka bir gündüz,başka bir gece yok ki!
Babalarınız başka türlüsünü görmedi
Torunlarınız başka türlüsünü görmeyecek"
İşte bu adamı okudukça insanın ölüme bakışı bile değişiyor.Bu denemelerini Lucretius adlı bir şairin şiirleriyle de çok güzel süslüyor. Bu yazısında iki dize var ki gerçekten insana yaşam felsefesi aşılıyor:
"İnsanlar yaşatarak yaşar birbirini
Ve hayat meşalesini,birbirine devreder koşucular gibi".
............................
Anadolu insanının hele de kendi bölgem olan Orta Anadolu insanının sıcaklığını, candanlığını,konukseverliğini iyi bilirim. Onların yeteri kadar eğitilmemişlikten kaynaklanan bazı davranışlarına hiç de tepeden bakmam.Biz çocukken çorba aynı tastan içilir, yemek aynı kapta yenirdi. Herkese ayrı ayrı tabak da yoktu,ayrı yemeyi düşünecek görgü de yoktu. İnsan neden kötümser, karamsar olur? Bu gün de insanımızın tuhaflıklarını anlatayım dedim.Bunları yazarken sakın yanlış anlaşılmasın. Doğrusu varken neden böyle eğrilerini yaparız, onu anlatmaya çalışacağım. Arkadaşlar benim bu davranışlar karşısında tavırlarıma alaycı yaklaştıkları için ben de alaycı bir dille anlatacağım.
"Dersimiz Türkçe
Her yıl keyifle anlattığım bir konu:
'Mektup Nasıl Yazılır?'
Ali Ekber Çiçek türküsünün iki dizesiyle
Başlıyorum söze:
"Mektup selam söyle benden sılaya
Söyle benim için de eller ağlasın"
Merakla dinliyorlar
Anlatıyorum, anlatıyorum
Şuraya hitap,
Sonra giriş,gelişme, sonuç
Selamla başlamayın
Önce mektubun yazılış sebebini anlatın
Haberlerle,isteklerle geliştirin
Sonunda da kısaca selamınızı
İletin
Şuna selam eder ellerinden,

Diye uzatmanın
Var mı anlamı
Dolmakalemle yazılmalı
Siyah ya da mavi mürekkepli
Kağıt çizgisiz, beyaz olsun
Falan filan
Bir parmak kalkıyor arka sıralardan
"Böyle her kurala uyarak
Yazmazsak olmaz mı hocam?"
Ben de diyorum ki
Hem ona hem sınıfa
"Sen, tastaki çorbayı
Tepene dikerek mi
Yoksa kaşıkla mı içersin
İkisinde de çorba mideye gider
Tepene dikersen elalem ne der?"
O zaman
Uyacaksın insana yakışana
Kurallara uygun olana
....................
Günlerden Pazar.Bugün kendimize kahvaltıda bir ziyafet çekelim diye sabah sabah pide fırınındayız. Sıcacık pideden iki tane istiyoruz.Fırıncı, sanki pideleri koyacağı gazete parçası çok temizmiş gibi bir de parmağıyla tükrüklüyor gazeteyi.Neden yaptığını soramıyorsunuz bile.Onun için bu o kadar doğal ki... Yere tükürenlere, sümkürenlere sakın karışmayın.Dayak yiyebilirsiniz sonra. Sokak varken adam ağzını, burnunu niye evdeki lavaboda temizlesin(!) Hani yazarken kullandığımız noktalama işaretleri var ya! Öyle alışmış ki bazıları, konuşurken küfür, olmuş onun cümlesinin noktası, virgülü.
Arkadaş grubu, oturuyoruz bir masaya. Salatası, mezesi, barbunyası, ezmesi geliyor sofraya. Beyefendi alıyor ekmeği, daldırıyor salataya. Dört parmak salatanın içinde. Canım tadı mı olurmuş böyle yemeyince.Biraz da kalender olmalıymış insan.
Hangi devirde yaşıyoruz? Bir evde su içmek için tek bardak mı var? Yemek yerken, lokmayı çiğnerken ağzını açarsan elbete şapır şapır eder ağzın. Böyle onlarca olumsuzluğu sıralamak mümkün. Eleştiri getirdiğinde size söylenen "İstanbul'da mı büyüdün kardeşim?" sözüdür.İnsan gibi davranmak, görgülü olmak için İstanbul'da mı büyümek gerekiyor? Gerçi şimdi o eski İstanbul da yok ya!
.................
Önce Montaıgne geldi aklıma. Sonra da insan gibi yaşamak.Kibarca davranmak varken kabalığın; temizlik varken pisliğin ne işi var yaşamımızda? Herhalde yanında nokta bile olamayacağım o büyük denemeciye özendim. Adı üzerinde deneme.İçinde de "ben" varım.
.........

NumanKurt



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dilimiz Güzel De, Ya Yazımı!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bak, Kimler Var, Unutulur Mu Hatıralar [Şiir]
Yılların Ötesinden [Şiir]
Güzel Günler Yaşadık [Şiir]
Bölük Pörçük (4) [Şiir]
Bölük Pörçük (3) [Şiir]
Ben, O Köyü Çok Sevdim [Şiir]
Baharda Özlerim Memleketimi [Şiir]
Elele Gezmek İsterim [Şiir]
Gül Yüzlü Anaya Mektup [Şiir]
Dayım Fotoğraf İstemiş [Şiir]


Numan Kurt kimdir?

1951 Nevşehir-Hacıbektaş-Sadık Köyü doğumluyum. İlkokulu köyümde,ortaokulu Nevşehir'de,öğretmen okulunu Kırşehir'de,eğitim enstitüsünü Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünde okudum. 1972'den 1998'e kadar Mucur'da ve Ankara'da çeşitli okullarda çalıştım. 1998'de Ankara-Batıkent Mobil Lisesi edebiyat öğretmenliğinden emekli oldum. On yıl çeşitli dershanelerde ÖSS hazırlık kurslarında çalıştım. Şimdi köyümle,köyümün insanlarıyla,okullarda yaşadığım ilginç olaylarla ilgili yazıları bu blogumda ve köy sitemizde yazıyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Numan Kurt, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.