..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > gerçek tane




27 Mart 2011
Annemin Macerası  
gerçek tane
Seneler evindeki tiner,süt,ve mutsuzluk kokan üç odada geçer.Tiner kokanda üretir,süt kokanda öper,mutsuzlukta yatar.


:BBGI:
Böyle bir hikayeye en baştan başlanır.İlk rolden,evlat olmaktan.Modern ama paranoyak bir baba on yılını hapiste geçirirken,evinin geçimini sırtlanan, onsekiz yaşında bir evlat vardır hikayenin başında.Hırsı ve sevgisi sayesinde aldığı resim eğitiminden sonra ise eş olmaya gelir sıra.Değişken ruhlu alkolik bir adamın eşi olur.Arkadan.bir rol daha, annelik..Biri büyüdükçe uzaklaşan ama sonra doğruları anladıkça yeniden ona yaklaşan,diğeri hep ona daha yakın olan iki kız evladı vardır artık.Bir yandan kendini dinler, geliştirir, resim yapmayı mesleği yapmıştır zaten, zaman içinde sanatı haline getirir.Seneler evindeki tiner,süt,ve mutsuzluk kokan üç odada geçer.Tiner kokanda üretir,süt kokanda öper,mutsuzlukta yatar.S onra sonra ona yakın olan kızı uzakta yaşamaya başlar,diğeri iki sokak ötede.

Duvarın nemi yavaş yavaş içine işlemektedir,duvarı nem insanı gam yıkmaktadır ama henüz kimse -kendi bile- anlamamıştır.Bir zaman sevdiği ve seçtiği eşi hiç bırakmaz,eş hastalanır alkolden ,iki sene bakar ve en sonunda eş gider..Nem heryeri sarmaktadır.Uzun süre kendini dinler ve giderek yalnızlaşan hayatında arada kızlarının ve az sayıdaki dostunun varlığıyla yaşar..Hep üretir hep resim yapar.Kuruluşuna katıldığı yirmi yıllık sanat grubunu ayakta tutmaya çalışır.O aralar babası da hastalanır ve kısa zaman içinde o da gider.

Birgün göğsünde bir beze hisseder fındık kadar.Doktora gider kızının ısrarı ile. Yangılı diye bezeye antibiyotik verir eski ahpap doktor.Bir daha gider bir daha antibiyotik verir.Ve sonra bir kez daha. Halbuki tıpta öğretilen ilk bilgidir bir hastada kist varsa biyopsi gerekliliği.Ahpap doktor gerek yok der ama.kızı biyopsi yaptırması için ısrar eder, tartışırlar ama biyopsiye gitmez .Sızısı cok olur dikiş yerlerinin diye bir cerraha başvurmaz.Yaz sonunda fındık beze ceviz olur ,yangısı büyür ve cerraha gider.Teşhis konur.Artık meme kanseri olduğunu biliyordur.Belkide tam bu ara kızlarına bile söylemediği, küçücük, yıllardır yaşadığı tek ve hoş ilişkiyi bitirir.Yakınlarına ,kızlarına emzirme görevini tamamlayan ,artık işe yaramayan memelerle, sonradan taktıracağı silikonlarla ilgili espriler yaparTedavi başlar.Hiç su içmez hiç .Kızıyla bunun içinde tartışırlar.Kemoterapilerden yorulur.Saçları dökülünce bir peruk alıp kızıyla kuaföre gider. Kızına bakmaya dayanamıyorsa çıkabileceğini söyler. Kızı tutar kendini, annesi kafasını kazıtırken ya da aslında annesinin saçları adamın elinde kalırken.Sonra ağlar.Bir ay sonra uzaktaki kızını yakındaki kızının evinde nişanlar.Hiç bir şey yiyip içemez ama mutludur.İki ay sonra ise annesi ölür.Başında anne gelemedim hastaydım diye ağlar,mutsuzdur,aslında sadece annesine hasta,peruklu ya da kanserli görünmek istememiştir .Artık kimsenin evladı değildir.

En sonunda baharda ameliyat olur.Sol memesi yoktur artık.Ameliyattan beş gün sonra sergi açar.Herkes gücüne hayran olur.Arkadan midilliye gider. Kızlarına hediyeler getirir.Sonra yaz başında karaciğer metastazını öğrenir.Şiştttt.Kimseye bir şey demez. Yaz ortasında uzaklardaki kızının düğünü yapılır uzaklarda,yaşadığı deniz şehrinde.Çok sinirlidir cok .Anlam verememektedir ama gergindir işte kırar yakınlarını.

Yaz sonu gelmiştir . Yine kemoterapi başlayacaktır.Son tetkikler akciğerinde de metastaz olduğunu söyler ona. Ama şişttt. O kimseye söylemez yine.Galiba o gece midlliden getirdiği şarabı açıp kendi başına hiç yapmadığı gibi bitirir.Yakındaki kızını arar, kıkırdar ,neşelidir.Kızı annesinin çakırkeyf haliyle eğlenir ,başım dönüyo der yine kıkırdayarak telefonu kaparken.O gece anlar ve kabul eder gitmeyi.

Ama yakındaki kız anlamaz. Her kemoterapiye eşlik etmesine rağmen,doktorlarıyla karşılaşmasına rağmen,yakındaki kız burnunun dibindeki hiçbir şeyi fark etmez.Annesi ona arkadaşlarına verilecek resimleri gösterir ve emanet eder.,başka paralel evrenler olup olmadığından konuşurlar, bazen anne durup dururken ağlar .Ama..kız ..hiç..bir..şey..anlamaz…

İlk bayram gelir.O bayramı evlat beklemekle geçirmek istemediğini söyler kızlarına şakayla ve priziene gider arkadaşlarıyla.Buralarda yaşayayım bırakın beni dediği, sisli, yağmurlu, kara dağlar görür.Neşeyle ve hediyelerle geri döner yine.

Kemoterapiler devam eder..Kızlarına doktorların sağ göğsündeki şüpheli bir nokta için önlem olsun diye kemoterapi yapıldığını söyler..Doktora beraber gelmek isteyen yakındaki kızına hep bir bahane uydurur,doktorla karşılaştırmaz.Son kemoterapide hemşire damarını bulamaz.damarları yanmıştır kimyasallardan artık.canı çok yanar.Yakındaki kızı da hastanede odasında yanı başındadır.Ona yalvarır onu hastaneden hemen o dakika çıkarması için, dayanamıyorum artık der ,coookkk ağlar.Annesini ilk defa öğle gören kız çok korkar .Çıkarır annesini hastaneden hemen .Anne bir daha kemoterapi lafı ettirmez ,hatta acaba kemoterapi almasam daha mı iyi olurdu der.Ama kız hala anlamaz.

.Artık hazırlanıyordur.Nefes almakta zorlanmaya başlar .Üşütmüşüm der kızlarına,göstermelik antibiyotikler kullanır yakındaki kızı ısrar edince,kullanır sessizce.Yakın arkadaşlarına durumu anlatır yavaş yavaş.Cerraha gitmekte geç kaldığını,göğsündeki kitleye sürekli antibiyotik veren ahpap doktora inanmayı kendisinin seçtiğini söyler dostlarına .Dünürüyle, uzaktaki kızını emanet ettiği anneyle konuşur ağlayarak.

Hazırlanıyordur artık ikinci bayrama.Gücü azalmıştır ama hazırlanıyordur ,yakındaki kızıyla alışverişe giderler .Uzaktaki kızı gelecektir.Kızlarına hediye pijama alır.Bayram sabahı herkes yanındadır,gezerler.Ama gücü yoktur,hemen yorulur ve sık uyur.Uzaktan gelen kızı endişelenir.Yakındaki kızı hala anlamaz…

Daha bayram sürerken cok hastalanır kardeşinin evinde ve ambulans çağrılır .Yakındaki kızı ambulansa biner, siren seslerini arasında ağlayarak hastaneye ulaşırlar.Hastaneye girerken anne panik yapma der kızına.

Ne gariptir ki;iki kızda doktor metastazları onlara söylediğinde panik yapmazlar gerçekten.Yakındaki kız durumu anlayınca….İşte bütün gücü orda biter. Uzaktan gelen kız demir gibidir.İki kız annelerine yüzlemeden, sessizce, ona göstermeden, dostlarıyla ağlayarak, yirmi gün annelerine bakarlar.Hiç sormazlar neden anne diye…..

Anneleri sadece son gün ölmeden birkaç saat önce ikisini de yanında ister ;belki bir daha göremem sizi der…Sadece o an orda ölümü söyler.Ve sonra gider…

Ertesi gün, yakındaki kız morgun önünde, ağlayarak, yağmur altında sigara içerken siyah bir kedi bacaklarına sürtünür.Ona dokunur dokunur en sonunda boylu boyunca ayakkabılarının üstüne yatar.Kız anlar.Hatırlar kara kedileri annesinin hep kolladığını, uğursuz denmesine üzüldüğünü .Anladım annem der ağlamaya devam eder.Soğuk yağmurlu o günde anne bir köydeki küçük bir tepede uğurlanır.

Geride bir tavlanın içine özenle saklanmış metastaz raporları,yaklaşan sonu bilen yakınların tesellileri, başucuna kardeşinin diktiği bir zeytin fidanı kalır.uzun uzun uzuun zaman yakındaki ve uzaktaki kız öylece bu hayatta kalakalır… Hikayenin sonunda bir mezar taşında İLKNUR ERCAN KOCABIYIK-RESSAM VE SERAMİK SANATÇISI-EVLAT-ABLA-EŞ-ANNE-ÖĞRETMEN yazılır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kedi Takviminden Roman [Şiir]
Kör Talihle Kahpe Felek Bir Gün [Şiir]
Yanılan Aydınlık Yurttaş Mor Bir Güvercin Gibi Düştü [Şiir]
Aynı Gün Üçlemesi - 3 [Şiir]
Aramızda [Şiir]
Aynı Gün Üçlemesi - 2 [Şiir]
Uğurlu Güzel Siyah Kedime Anneme [Şiir]
Aynı Gün Üçlemesi - 1 [Şiir]
Beni Affet [Şiir]
Bir Sen Bir Ben Kıtaları [Şiir]


gerçek tane kimdir?

gerçek tane


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © gerçek tane, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.