..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı > Baki Ün




19 Şubat 2011
Fıstık Var Komşunun Kedisi  
Baki Ün
Tüm asiliğine rağmen hayattaki tek zaafı Fıstık olan bir insan. Karamsarlıklarla dolu yaşamı, elinde kalan tek şey olan kaybetme duygusu ve zamanın akışında tükenen umutları.


:BABE:
   Metin, gri bir güne daha uyanırken ellerini beyninin acımasızlığıyla ıslatarak yüzüne doğru götürmeye çalıştı. Düşlerinden eskiyen gözlerinin çevresinde oluşan çizgiler, her baktığında yalnızlığını hatırlatıyordu. Metin artık eskisi kadar iyi görmüyordu; fakat hayatı puslu görmekten rahatsız değildi. Görmeden yaşamak en güzeli diyordu içinden. kusurlar, maskeler, insanların gerçek yüzleri, işte bunlar olmayınca hayat onun için yağmur sonrası açan güneş kadar umut vericiydi. Odasındaki siyah duvarlar güneş ışığını karanlığa hapsediyor, tozların hareketini gerçeğin tüm çıplaklığıyla yansıtıyordu sakin bir insana. Metin bazen saatlerce tavana bakar, düşünür; bazen ise odada uçan tek bir toz tanesine zamansız bir düzlemdeki manayı izliyormuşçasına odaklanırdı. Çünkü yaşadığı olaydan sonra artık dakikaların, saatlerin, günlerin onun için bir önemi yoktu.

   Yıl 2005 yaz mevsimi. metin dünya üzerine ruhuyla bağlanıp hüznün nefesiyle harlanan her insan gibi kalbinde aşk denen o yıkıcı duyguyu hissediyordu. Genç kız, metin'in sıradışı, vurdumduymaz ve hayattan beklentisi olmayan tavırlarına ilgi duyuyor her fırsatta ona yaklaşmaya çalışıyordu; fakat çabaları derin sessizliklerden fazlasını doğurmuyordu. Metin fıstık ve özlem. fıstık metinin komşusunun arsız kedisiydi. Arkadaşlıklarının davetsiz misafiri. bütün yaz boyunca özlem metin tarafından sevilmeyi bekledi. Oysa metin, yıllardır süren yalnızlığının, bir küçük çocuğun ağacın dalını kırması gibi aniden ve istemsizce bozulmasını benimseyemiyordu. O, her fırsatta üstüne düşündüğü yalnızlığına alıştığının farkına varmıştı. Bir yanda aşık olduğu kız, diğer yanda üstüne giydiği yalnızlığı. Metin'in artık bir karar vermesi gerekiyordu ve o aslında kararını çoktan vermişti. Yıllardır kendisini koruması için üstüne giydiği yalnızlığını çıkarıp bir kenara atacak ve tüm çıplaklığıyla gidip genç kıza onu sevdiğini söyleyecekti.

   Metin, kafasında son cümleleri de bir kez daha tekrar ettikten sonra kendini konuşmaya hazır hissediyordu. Şimdi tek yapması gereken genç kızın yanına gitmek ve içinden geçen her şeyi ona yıldırımın altındaki tek bir çınar ağacı gibi korkusuzca anlatmaktı. Her zaman buluştukları deniz kenarındaki iskeleye indi. Saatler geçtikçe deniz şiddetleniyor, kayalara vuran dalgaların sesi Metin'in huzurunu bozuyordu. o an Metin'in telefonuna bir mesaj geldi. Heyecanlanan elleri cebinden telefonu çıkardığında sessiz bir şekilde mesajı okudu :

"Metin, bizim tatilimiz bitti. Şu an yoldayım, eve dönüyorum. sayende hiç sıkılmadım. Her şey için teşekkürler."

   Metin artık sadece kendi kalbinin atışını duyabiliyordu. Beyni düşünmeyi bırakmış gözleri kıpırdayamıyordu. Son bir çabayla cevap mesajını yazdı :

"Gittiğin yere 1 ay sonra geleceğim. Seni seviyorum."

   10 dakika sonra gelen mesajı okumaya korkuyordu Metin. Cesaretini toplayıp gözlerini telefonuna çevirdi :

"Metin, gelemezsin. Neden bunu daha önce söylemedin ve neden yanındayken beni sever gibi davranmadın? Ben artık seni sadece yakın bi arkadaş olarak görüyorum ve bu değişmeyecek."

   İşte o gün dalgalar kayaları parçalarcasına çarpıyordu Metin'in solgun yüzüne. Dalgaların sesiyle parçalandı metin. Çakıl taşlarına dönüştü kıyıda. Ne kadar kapılmak istediyse suya o kadar dışarı itildi dalgalarla. Bir zaman sonra kendine geldi. Metin bu kıyıya aitti. Bilindik hayatına aitti. Yalnızlığını çıkardığı için üşüdüğünü hissetti. İskelede çıplak ve ümitsizdi artık. Bulutlar gözyaşlarından yükseliyormuşçasına sardı o gün iskeleyi ve yaz mevsiminin ortasında başlayan fırtınada bir insan, yanında bir yalnızlık, o iskelede o gün bitirmişlerdi umutlarını. Yorgun ayaklarının üstünde eve geldiğinde komşularının kedisi koltuğun üzerinde uyuyordu. Artık sadece Metin vardı, Metin'in yalnızlığı ve bir de Fıstık vardı, komşunun kedisi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Baki Ün kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Baki Ün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.