Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
üç fidana bu şafak sonudur bütün şafakların ve bu gecenin adı yoktur dışarıda aç bir sokak ve uçsuz bir kederdir gölgem gözü kara gönlü yok paylaşıp bu son sofrayı benimle dostumdu ağzını bıçak açmayan dostumdu ışığa resmimi yapan al beni konuş ey hava ağır hava kördüğüm zamanın zamanı yok gözsüz bakıp gözlerime bu gecenin sabahı göğsüne düşmüş kelledir güneşi doğmayacak destandır ranzam yüzü tarih boğazı emanet elleri taş ayakları nefret al bu yürek bu ölüm kanlı mayıs göklerinde karanlığın bu insan seli koy ağlasın karnına sarılmış aç ve kahreden çocuklar ağıtısın unutup yaşamı yarını ören anamsın boğazımda karnının kanlı acısı beton memeleri ağzımda rüzgarın kaneviçelere işle gözlerimi yıldızlara tak yaşamaı gül veren ölümü okşamak mlor sessizliği dağların Bilsin ağuyu emziren yalan Fırat bilsin Gürleyen gök Çakan şimşek Ve sesinde sesimi savuran Rüzgar bilsin Tüketemez ölümü ölüm Durmaz ağlarda çığlık çığlığa susmak Çemberin öte yüzünde Çemberin öte yüzü kadar çıplak Ve afat bulutları kadar yeniktir sesim Artık ağlama resmime kapanıp Artık kuş seslerine yama soluğumu Sulara bırak Bütün sevdaları getirin şimdi Sevinçlere eyerli ne varsa getirin boynumda urganı ebedi ayrılığın boynuma gülücüklerini dolayın çocukların kudurmuş korkular kadar yiğit işte kulluğunu görün bu gece cellatların biliyorum sabahı yok bu gecenin şimdi aysız bir gökyüzüdür annem şimdi yoksul bir meme pörsür ağzında ihanetin şimdi rüzgara ve gökyüzüne gömülürken biz havyarın beyliği şimdi dolarla sever nefretini kızlarımızın işte ekmektir bakışları çocukların duruşları yangındır kefendir benizleri gözleri mezardır ve idamlarla büyütülür açlığı halkın şimdi nedir bu susku federiko bu fırat türküleri nedir tanklarla kirletilmiş gecelere hüzün sağıyor ay ışığı ve mezar eşen bir seladan kan yağıyor sessizliğe Bırak şimdi beni federiko Al gözlerini gözlerimden Acının bekçisi Kan emiyor halkın çanağından Senin çingenelerinde Portakal çalan ay ışığı Benim türkülerimde Ekmeğe veriyor başını Durmadan insana bileyleniyor korkusu Durmadan boynuma Durmadan kupkuru bir saltanatın Gelip gelip gülle taşlıyor dallarımı Gelip bir sivas türküsü pir sultan ın Biliyorum Onun sesidir bu kızıl güller kucağı Odur gözlerimde yanan bu hüzün Kalk ayağa zulüm Bu gece bu ölüm yenik şarkısıdır “yaşamı zulümsüz yaratmanın” Bu gece Sivas ta serez dir Bu gece bedreddin postunda Bir kardeşlik bahçesidir içerim Şimdi onu getir bana pir sultan Çünkü o bu gece yeniden ölecektir Nehirler gibi uzanıp o okyanuslar cennetine O yeniden gökyüzüne gömülecektir Dediler ki burada başlıyor ebedi ayrılığın Dediler ki bu avluda bir sen Bir de yosunlu yalnızlığı ağaçların Nasıl üşüyor koynumda bir de Merhametli uzaklığı kuşların İşte yoksul bir tarih pörsüyor yüzünde Bir de alanlar dolusu kalabalıkların Çekil o yıldızdan şimdi anacığım Çekil ki yanmasın gözlerim Başımın üstünde gökyüzü Başımın üstünde alev alev hıçkırığın Bir de geceyi yırtar gibi bekçi düdükleri Gelip gelip örtüyor üstünü sevdamın Ne ki bu can şimdi Bu ıssızlığı ne ki sokakların Alaşafaklara eyerli Fırat Fırat ki burada ayakları çıplak akar Bütün denizlerini dünyanın Bir Fırat türküsüyle dağlayıp Mavi sessizliğe Yanan ekmeğin destanını yazar Kanat sesleri gibi kuşların Boynumda boynu gibi şarkıların Başladı kapımda fısıltılar Kalk dostum Bırak fırat ı Zamanın zamanı yok Geldi ak urbalar içinde ölüm Geldi iki yüzü ortaçağlı bir yobazın Sakalını kapkara giydirip haksızlığa Açlığı allahlayıp çanağına halkın Sabır taşlarından kale yaptın Benim kellem satılmadı Satmadı kanını vatanın Dokunma güneşime ey Gölgeme basma Sarıl sofra artıklarına Tıkın Süt bakışları çocukların Ekmeğe avuç açsın Ve sen kirletme acımı Tanıyan yok seni bu ırmaklarda Biz ki avuç dolusu amindik ve kul Biz ki açlığımız kadar kördük Ve açlığımız kadar uzaktı bizden ekmek Vardık ki bir grevler okuludur sevinmek Vardık ki güneş değdi acımıza Şimdi yaşam içindir böyle upuzun susmak ey Açıp güneşeyarasını Şimdi yaşam içindir ölümü ağzından öpmek Bu avlu Ankara dır Bu avlu Rüzgarı donmuş bahardır Özgürlüğe eyerlidir bulutları da Kendisi acılara tutsaktır Taş duvarlarında ayrılık Taş duvarlarında hüzünle arkadaştır Burada çınarlar ömrüdür özlem de Yıldızlar uzaklığıdır kavuşmak Burada derisi yüzülmüş nesimi dir akşamlar Ay ışığıyla söküp ruhundan Burada rüzgara gfömmüştür sesini pir sultan Rüzgarda mahşeri uğultusu açlığın Rüzgarda türküsünü yüzdürür acıların Bir yanımda özgürlük Birinde kanlı gömleği börklüce Mustafa nın Burada tarih olmuştur ne varsa ey Burada gökyüzü kadar büyüktür haklılığım Bilsin artık Boynuma karnından bakan Ve Yoksul bir memeden semiren Acının şahı bilsin Ne ağzı sönmüş bir volkan Ne de yenilgimdir bu urganda sallanan Gökyüzüne sesimle çizdiğim Yaşam için ölmenin resmidir bedenim Ağzımda kör bir meme olsa da boşluk Ağzımda ateş almış sözdür haklılık Tanıktır elim ayağım Alnımdan bal sağan Tarih tanıktır Öpüp selamını açlığın Karanlıkta upuzun susan Gölgeme katıp gölgesini Gözlerime sığınan Tanıktır yeşil bakışları ağaçların Şimdi ölüm ve yaşam Bey ve kul Şimdi zifiri bakışları cellatların Şimdi yılan gibi dolanıp boynuma Şimdi göğsümde kapalı kalan Havasız çırpınıp havada Şimdi boynumda yuvarlak bir ölümdür soğuyan Şimdi selam bütün yağmurlara Şimdi selam Yüreğimi karnına kuymuş bütün analara
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Asım Gönen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |