Herkesin derdi başka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
bahtımdan da çok... Şimdi akşam serilyor ağır ağır, yorgun bir hammalın gününden yılgın, az sonra gece daynır gırtlağına, yorgunluğunun üstüne örtünür, horlarken otomobiller yollarda, kapı bu günlük son cızırtsını ağlatırken, özgürlüğü dış kapıya bırakmışım ben, girer kollarıma, çıkar gideriz Taksim'e, Beyoğlu'nda volta atarız, kafelerin ışıkları titrerken cazdan, cayın demine düşeriz birlikte, koyu bir sevda çiçeği açar masamızda, garsonun yakasında karanfil, karşı masadaki kızın kahkahası, ve yanındaki adamın palavra limuzini, çalışır bir dolap beygiri gibi üç kağıt, onlar kalkar giderler, biz kalırız başbaşa, dört göz eksiklik eksikliktir, birçok palavranın yeri boş kalır, sen gözlerini ser yüzüme, ben dudaklarına ruj çekeyim, bir şiirden, gürültüden orkestra kurayım, sen gönül türkümüzü söyle, ben kirpiklerinle lir çalayım, desinler isterse, iki ortaçağ uşağı, kim bilir değil mi, kim bilir, birimiz leyla, birimiz mecnun, ve ocakta yanar kerem ateşi, gözlerinle dolduracaksın kim bilir, bu koca geceyi, damla damla içime... sabır da dağılır odada, saatlerde usanır geçer giderler, sıfırlanır başladığımız yerdeki zaman, şimdi oturduğumuz yerde, düşlerimizi al içeri, hayallerimiz yorgun yolcudur, gönlünü aç, gönlümden geçir her birini, ruhlarını doyur anılarımızla, şimdi yaslan omuzuma, ne güzel mutlulukları gördünmü, bak sessizlik bile esniyor, merdivenlerin basamakları solgun, uykusu var avizenin, eline minnt bekler, kalk gidelim hadi, gece uykuya dalmış, biz neden uyumayalım, sarılıp birbirimize, toprak bile uyurken, ölüm bile sessizken bu saatte, yüreğimizin istediğini ki kaç zamandır, dudaklarım dudaklarına söylesi, dudaklarından dinlesin dudaklarım, gönlünden, gönlüm adına geçenleri... saçlarıma saçlarını karıştır, yüzüme yüzün değmeden uyuyamam ben, ellerin bedenime sarılmamışsa, bir eksiklik vardır bende bilki, horozun ibiği bile şu saat yan yatmış, batan bir gemi bile dibe yeni vurmuştur, derinliklerden korkusu tükenmiş, kekliğin gagasındaki kırmızılık, dudağında kalmıştır, kekliğin haberi yok, gül düşmüş canım yüzüne, gül, hadi sokul yaprak yaprak süreyim yüzüne yüzümü, nefesin ılıklığına, nefesimi sarayımda uyusunlar, gece bizim kime ne... izi mi kalır bu gecenin sanki, yarın doğan güneşle, bir kalırsa tuzu kalır teninin, tenimde birbirine benzeyen bir erimişlikte... 28.04.2008 Taşkışla/Taksim Bayram Tunca 1956, Elazığ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © bayram tunca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |