CUMHURİYET, MİLLİ ONURUMUZUN SİMGESİDİR

Türkiye Cumhuriyetinin temeli, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşında atılmış, yeni Türk varlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından bütün dünyaya kabul ettirilmiştir. 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet idaresiyle de, Türk Milleti kendisine en layık yönetim şeklini bulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk temel taşı olan Büyük Millet Meclisin 23 Nisan 1920’de açıldıktan sonra 24 Nisan 1920’de de Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti kuruldu. Gerek meclis, gerek hükümet başkanlığına Atatürk seçildi. Kurtuluş Savaşı’nı bu hükümet yürüttü. 20 Mayıs 1920’de Fransızlarla ateşkes antlaşması, 16 Mart 1921’de Ruslarla Moskova Antlaşması, 13 Ekim 1921’de Ruslarla Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921’de Fransızlarla Ankara Antlaşması hep Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından imzalandı. Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın 30 Ağustos 1922’de Büyük zaferle sona ermesi üzerine 11 Ekim 1922’de Yunanlılarla Mudanya ateşkes antlaşması yapıldı.
1 Kasım 1922’de saltanatın da kaldırılması ile Osmanlı Hanedanlığı sona erdi. Vl. Mehmet (Vahdettin) 17 Kasım 1922 gecesi İngiliz savaş gemisine binerek Avrupa’ya gitti. 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Böylece Millet Meclisi Hükümeti, Kurtuluş Savaşı ile anayurdu düşmandan kurtardığı gibi, antlaşmalarla da yeni bir Türk Devletinin doğduğunu bütün dünyaya kabul ettirmiş oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920’den beri, millet adına Devleti idare ediyordu. Bu yeni devlet Cumhuriyetten başka bir şey değildi. Meclis Başkanı olan Atatürk, Cumhurbaşkanı görevini yapıyordu. Şimdi sıra yeni devletin adını koymaya gelmişti.
13 Ekim 1923’te Ankara, Türkiye Devletinin başkenti oldu. 29 Ekim 1923’te de saat: 20.30’da “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlar arasında Cumhuriyet ilan edildi. Böylece “Ya istiklâl, ya ölüm!” parolası ile başlayan savaş dünya tarihinde benzeri az görülen bir destan yazılarak sona ermiş, bu şerefli millet de layık olduğu mükemel idare şekline “Cumhuriyete” kavuşmuştu.
Atatürk, TBMM’nin kuruluş gününü çocuklara, Samsun’a çıkış gününü gençlere, zafer gününü Silahlı Kuvvetlere ve Cumhuriyetin ilan edildiği günü de Büyük Türk Milletine armağan etmiştir. Egemenliğin, özgürlüğün, bağımsızlığın taçlandığı bugün, siyasal ve milli birliğimizin de görkemli bir devlet yapısıyla bayraklaştığı gündür. Bu değerleri özetleyen Cumhuriyeti sonsuza kadar korumak ve savunmak Atamızın hepimize ve özellikle Türk Gençliği’ne verdiği birinci görevdir.
“Bu neticeyi Türk Gençliğine emanet ediyorum. Ey Türk Gençliği, birinci vazifen Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”
Atatürk (Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi)
Cumhuriyet, milli onurumuzun simgesidir. Demokrasinin uygulama düzenidir. Erdemli ve namuslu insanlar yetiştiren, yüksek ahlâki değerlere ve üstün niteliklere dayanan bir yönetimdir. Milli egemenlik dışında hiçbir gücü geçerli saymayan çağdaş anlayışın yücelişidir. Cumhuriyet rejim değişikliği biçimde bir yenilenme değildir, olağanüstü bir yenilenmedir; yeniden doğmadır. Hukuksal açıdan en gerçekçi bağımsızlık ve milli egemenlik olgusu saydığımız Cumhuriyetimizin 87. yıldönümü hepimize kutlu olsun.