Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Ki aleme gerçek değeri verir. Gizlese de kalbin yangınlarını, Bir damla yaş her şeyi ele verir. Ki aleme gerçek değeri verir… Aksini düşlerim senin ey Lude! Garip bir aşığın yanık gönlünde. Bu gönlünse asıl sahibi sensin. Derdimse tek seni görmektir, sende. Garip bir aşığın yanık gönlünde. Berrak bir gecede yüzen mehtaba, Neden bakıyorsun gözleri nemli? Yaşıyorsun gizli saklı rüyada. Sanki çektiğimiz az mı elemli? Neden bakıyorsun gözleri nemli? Bu ıslaklık beni yakıyor Lude! Neden sanki bu manasız bekleyiş? Bu yağmur ne, yoksa bahar mı mevsim? Damla damla su ruhuma işlemiş. Neden sanki bu manasız bekleyiş? Hayır, su değil bu; efsunlu kezzap, Sade cismi değil, ruhu yakıyor. Cisim de yok, ruh da ve biz de yokuz. Bu kezzap yokluğu yoka çakıyor! Sade cismi değil ruhu yakıyor… Söyle kaçmak için bu gayret neden? Neden saklıyorsun duygularını? Utanıyorsun belki, peki ya kimden? Bir azap ki yakar rüyalarımı, Neden saklıyorsun duygularını? Gelmişken her şeyi alarak göze, Güzel gözündeki o öfke neydi? Daha başlamadan hummalı söze, Yüzündeki şiddet ruhuma değdi. Güzel gözündeki o öfke neydi? Konuşsun gözlerin, dokunma sakın. Anlarım içinde kopan feryadı! Sedef saklasa da içindekini, İncinin yerini bilir erbabı. Anlarım içinde kopan feryadı! Gonca mısın, henüz açan bir gül mü? Bilmem, seni bir gün hangi el derer? Çiğ tanesi, jale, şebnem, hep benim. Bir zerreyim ki sonum sende biter… Bilmem seni bir gün hangi el derer? Hayır, sakın kaçma; dönme arkanı. Bir kulak ver hele bir duy sesimi! Yetmez mi bu kadar çektiğim azap? Tüketirken ismin son nefesimi; Bir kulak ver hele bir duy sesimi! Benim mi, benim mi, söyle; bu vebal? Bu öldüren ateş kimin ha, kimin? Önce bir çift göz girmişti kanıma, Sonra bir bakışla oldum esirin. Bu öldüren ateş kimin ha, kimin? Anladım bir yokluk ülkesiymiş aşk. Sense; bu ülkede mağrur prenses… Bir şeyim yok sana gönlümle geldim. Yokluğa varlıkla gelmektir abes. Sense bu ülkede mağrur prenses… Bu kurak toprakta aşk da tükenir. Sen de ben de bir gün hayal oluruz. Bir gün, evet bir gün her şey tükenir. Belki söylenmeyen masal oluruz. Sen de ben de bir gün hayal oluruz. Bir sevda can verdi dudaklarında. Yüreğimin mektubu kan rengi artık. Aşkım sallanırken budaklarında; Var cansız ruhuma bir de kurşun sık. Yüreğimin mektubu kan rengi artık… İpekten bir koza örüp kendine, Ah Lude tutsak olmamalıydın. Kıymamalıydın ulvi sevgime. Canlı canlı kabre dolmamalıydın. Ah Lude katil olmamalıydın…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © AHMET ÖZTÜRK , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |