Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Bir sivil toplum örgütünün haberlere konu olan bir kedinin, vahşice öldürülmesinin kınanması için oturma eylemi organize ettiğini duydum. Hayvanlar için gösterilen bu hassasiyetleri için onları gönülden kutladım. Minicik bir kediyi hunharca katleden vicdani, insani duyguları kalplerinden söküp alınmış, hayvandan da daha aşağı bir hale gelmiş bu insanlara lanetler yağdırırken; başucumda duran gazetenin, bakmaktan artık iğrendiğim ama yine de merak edip baktığım üçüncü sayfasına gözüm takıldı. Yine çok komik nedenlerle öldürülmüş insanlar, avuç içini doldurmayacak kadar para için katledilmiş, öldürülmeyle kalmayıp, lime lime edilmiş vücutlar, bu kirli dünyada temiz kalmayı başarabilmiş tek varlıklar olan, hiçbir suçu olmayan tecavüz edilip öldürülen çocuk haberleri… Vahşice öldürülen kedi haberi ile bu haberleri zihnimde yan yana koyup, karşılaştırdım. Bir yanda vahşice öldürülmüş bir kedi için yapılan eylem, diğer yanda bu kadar cinayetler, tecavüzler için yapılmış/yapılacak hiçbir şey… Okuyup geçmekle yetiniyoruz. Ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Öldürülen kedi için bu hassasiyetin gösterilmesinde; hayvanları savunan bir avukatın olmaması, ya da bunu yapanların gerekli cezayı görmesini sağlamak için koşturan, kedinin bir yakınının olmaması, bunu yapanların elini koluna sallaya sallaya geziyor olması ya da çok düşük cezalarla kurtuluyor olması etkili olmuş olabilir. Ancak; cinayet işleyen, insanlara tecavüz edenlerden kaçı yakalanabiliyor veya hak ettiği cezayı görüyor. Bir başka deyişle bu suçları işleyen insanların gün geçtikçe çoğalmasının nedeni cezaların caydırıcılığının olmaması olabilir mi? Bir insanı katledip yargılanan ve böyle bir suçu işlemekten pişman olup olmadığı sorulduğunda; pişman değilim diyen zihniyetlerin hayvan öldürmesinin o kadar da şaşırtıcı bulmamak gerek… “Her şeyden önce insan gelir” tezini düstur edinmiş bir toplumda hayvanlar için gösterilen bu hassasiyetlerin onda birinin her gün gazetelerin üçüncü sayfalarını işgal eden cinayet, tecavüz, katliam haberleri için gösterilmemesi beni derinden etkiledi. Belki de hayvanları koruma ve yaşatma dernekleri, hayvansever dernekleri gibi, artık insanları yaşatma ve koruma derneklerinin kurulma zamanın geldiği zamandı. İlk duyulduğunda komik gelen bu trajikomik durumun, tek başına sokağa çıkmanın korkulduğu bu zamanda o kadar da komik olmadığı görülebilirdi. Düşüncelerimin, “Hayvanlar için bu hassasiyetler gösterilmesin, eylemler yapılmasın şeklinde algılanmaması, aksine bunları desteklediğimi bir kez daha belirtmek isterim. Çünkü hayvanlar savunmasız canlılar. Beni düşündüren kafamda karmaşıklık yaratan şey, neredeyse her gün duyduğumuz, izlediğimiz cinayet ve tecavüzlerin bir yakınımızın ya da bizlerin başına gelmeyeceğinden eminmiş gibi duyarsız davranılması ve toplumun bunlara tepkisiz kalması. Kendinizi kısa bir süreliğine bu toplumun dışına çıkarın ve bu topluma uzaydan kuş bakışı bir bakın. Şunu göreceksiniz. Bir yüzü hayvanlar öldürülmesine tepki gösteren bunun için oturma eylemleri yapan duyarlı bir toplum. Bu güzel yönünü görünce, herkesin tercih sunulsa bu toplumda huzur güven içinde yaşamak isterdim diyebileceği bir çevre. Diğer yüzü ise akla hayale gelmeyecek cinayetleri, katliamları işleyenlere, yaşını doldurmamış kızlara bile seks objesi olarak bakabilecek kadar azgınlaşmış insanların işlediği tecavüz suçlarına karşı kılını kıpırdatmayan bir toplum… Bu size de biraz tuhaf gelmiyor mu? Yorum sizin…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © saim eren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |