Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
On dokuz yaşındaydı. Üç ay önce evlenmişti. Ne zorla ne de isteyerek… Nasıl olduğunu anlamadan... Bir baktı evlenivermişti. Evlendirilmişti. Sonra doğum günü gelmiş ve O’na o güne kadar ilk kez “kocası” bir doğum günü hediyesi almıştı. Akşam eve elinde hediye paketiyle girdiğinde anlamamıştı. Paketi uzattı karısına. “Doğum günün kutlu olsun. ” Eğildi, öptü yanağından. Mutlu olmaktan çok şaşkındı kadın. Ne yapılırdı hediye alınca. “Açsana.” dedi adam. Yavaşça açtı paketi. İçinde bir fotoğraf albümü, ilk sayfasında ikisi yan yana… Sarılmamışlardı. Bir bankta yanyana oturmuşlar denize bakıyorlardı. Adamın elinde çay vardı. “Beğenmedin mi yoksa?” dedi adam. “Beğendim…beğendim tabi… Ama bu kadar çok resim çektiremeyiz ki…” “Olur mu hiç çektiremeyiz… Öyle bir anda değil ki… Yavaş yavaş doldurucağız bunu…” Kocaman bir fotoğraf albümünü yavaş yavaş doldurmak… seni seviyorum’un, yanındayım’ın, bir ömür birlikte olacağız’ın binlerce söyleminden biriydi. İçinden geldiği gibi öylece söylemişti adam. Tasvirsiz, tanımsız,edebiyatsız… En sade şekilde… Gülümsedi kadın. Sevildiğini böylesine ilk kez hissetti belki de. Tertemiz bir huzur yayıldı evin içine. Birlikte yemek yediler dün akşam olduğu gibi ertesi akşam olacağı gibi… Yavaş yavaş doldurdular fotoğraf albümünü. Önceleri arasıra dışarda denk geldikçe çekildiler. Sonra kendi fotoğraf makineleri oldu. Git gide çoğaldılar resimlerde. Üç çocuk… Biri oğlan ikisi kız… Yavaş yavaş eklendiler karelere. Büyüdüler yavaş yavaş… Büyüdükçe eksildiler karelerden. Evlenip gitti kızlar. Oğlan yurt dışında. Altı ayda bir geliyor iki haftalığına… Hayat işte. İyi olsunlar da… Herşey bukadar yavaş ilerlerken ne çabuk yaşlanmışlardı… fotoğraflara bakınca daha iyi anlıyolardı sanki. Ne çabuk kalabalıklaşmış ne çabuk yalnız kalmışlardı… “Zaman” ne zamandan beri bukadar yalancıydı? O zamandan beri: Bir gün… Uyanmadı kocası. Halbuki daha bitmemişti albümün sayfaları. Artık bütün karelerde yalnızdı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Volkan OGUT, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |