Grup bülteni: 86 yıl yattık, 14 yıl çalışalım
Tam 86 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyetini kuralıdan beri geçen tam 86 yıl. Doğru ya da yanlış toplum hafızasını sileli tam 86 yıl oldu. Geçmişi hastalıklı bir elbise gibi üzerimizden çıkartıp atalı geçen 86 yıl. Yani 14 yıl kaldı Cumhuriyetin 100. yılına. 14 yıl, bırakın bir devletin hayatını bir insanın hayatı için bile önemli bir dilim değil. Peki ne yaptık? Atinin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğma (K.Atatürk) hedefimiz ne oldu? Kitaplarda bir süslü cümle olarak kaldı. Neden muhteşem geçmişin mutlu geleceği yoğuran hamlesini gerçekleştiremedik bir türlü? Çünkü bir kısmımız geçmişin muhteşemliğini unuttu, bir kısmı haberdar bile olmadı. Bir kısmımızı ise ne geçmiş ne de gelecek ilgilendirdi. Gün bu gündür yaşıyışı içinde sürdük hayatımızı. 86 yıldır hala temel kavramların anlamlarını tartışıyoruz. Birbirimizin kutsallarına küfür ediyoruz. Cumhuriyet, Laiklik, Atatürkçülük, Özgürlük, Demokrasi, Çağdaşlık, Ulusalcılık gibi kavramların arkasına sığınanlar bir türlü beklentilerini yükleyemediler bu kavramlara. Bu kavramlardan ürkenler de bir türlü endişelerini gideremediler kavramları bayraklaştıranlar yüzünden. Nedeni çok basitti: Herkesin bas bağırarak her türlü karanlığın arkasında gösterdikleri ABD - İsrail - AB şeytan üçgeni böyle istedi. Ve O Türk; erdemlerini unuttu. O Türk; dünyadaki ilk robot projesinin Ebul İz'e ait olduğunu ve 500 çeşit prototip yaptığını unuttu. O Türk; matematiğin, felsefenin temel kavramlarının ataları tarafından bulunduğunu unuttu. O Türk; kız çocukları diri diri toprağa gömüldüğü, kadınların köle pazarlarında satıldığı bir dönemde kadını baştacı yapan, kölelere özgür ruh muamelesi yapmayı öğütleyen, Allah'tan başkasına kulluk yapmamayı yani gerçek özgürlüğü savunan bir inancın mensubu olduğunu unuttu. O Türk; 400 odalı sarayına bile tuvalet yapmayan ve sokaktan yürürken kafama çiş yapmasınlar diye şemsiyeyi bulan Avrupalı'ya medeniyet öğrettiğini unuttu. Çağ açıp çağ kapattığını unuttu. En kötü gününde bile M.Kemaller çıkardığını unuttu. Kendine güveni kalmadı, köşe dönmeyi hedef edindi, amansendeciliği, bananeciliği şiar edindi, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı oldu... Şimdi Orhun Abidelerinin o muhteşem cümlesini hatırlama zamanı: "Ey Türk titre ve kendine dön. Yer yarılmadıkça ve gök delinmedikçe seni kim yerinden oynatabilir?" Bugünü aydınlatıyor diye hayranlıkla okuduğunuz tespitleri Atatürk, bir müneccim edayısla söylemedi. Tespitleri o günde bir gerçekti. Kendi sağlığında kendine rağmen gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanlar. süper güçlerin menfaatlerini savunanlar vardı. Hatta kendi kurduğu partinin başındakilere karşı bile kavga veriyordu bir yandan. Daha sağlığında Atatürkçülük kitabını yazanları mahkemeye veriyor, Şevket Süreyyaların cezalandırılmasını istiyordu, kendini istismar ettikleri için. Beni Türk doktorlarına emanet ediniz diye feryat etmesine rağmen kendine yabancı doktor gönderenler kendi atadığı başbakanlardı. Daha o gün görmüştü ihaneti. O yüzden o sözleri bugün işbaşında olanlara söylemiş gibi avutmayın kendinizi. İhanet edenler o günde vardı, bugün de var, bundan sonra da olacak... Ama ya sen? Sen neredesin? Şimdi hala damarlarında muhtaç olduğun o kudret dolaşıyorsa, hala yüreğinde zerre insanlık sevgisi varsa, beynin bir molekül büyüklüğünde bile çalışıyorsa beri gel. Daha beri... Beri gel... Daha beri... Bugün iktidarda olmadıkları için devlet nimetlerinden faydalanamayan ve bu nimetleri yeniden elde etme uğruna uluslarını hatırlayanlar ile iktidarda oldukları için devlet nimetlerinin sarhoşluğuna kapılanlar sana aynı uzaklıkta. Kavramların gerçek anlamlarına bile layık olmayan beyinciklerin bayraklaştırdığı kavramları sıradanlaştırmayalım. Birbirimizi sevelim. Birbirimizin kusallarına küfretmeyelim. Allah kitabında alenen buyuruyor ki: Siz onların ilahlarına küfretmeyin ki onlar da sizin Allah'ınıza küfretmesin. Kesin inançlı olmayın. Bilin ki bizim inandıklarımız yanlış olması muhtemel doğrular, onların söyledikleri doğru olması muhtemel yanlışlardır. Amerika Rusya Yahudiye kukla basit cümlesiyle anlatılabilecek bu sömürge düzeninde, kardeşi kardeşe düşürme planına piyon olma. tam 14 yıl kaldı. 100. yıl hedefin var mı? Şimdi oturup düşünme hayal kurma vakti. Çünkü hayali olmayanın hedefi olmaz, hedefi olmayanınsa geleceği olmaz. Ülkeyi kurtaracak, onun için iyi şeyler üretecek, canını verecek kim var dendiğinde; Necip Fazıl'ın deyimiyle "etrafına bakmadan ve tereddüt etmeden BEN VARIM" diyebilecek insanlar; unutmayın ki Türklük bir medeniyettir, Türklük bir inanç bütünlüğüdür, Türklük bir hedef birliğidir. Eğer biz yüreklerimizdekini doğru tutarsak emin olun ki, en büyük plan yapıcının planı herkesinkinden daha sonuç alıcıdır. Kısır döngülerden, kavram kargaşalarından kurtul ve kendine dön. Bayramın kutlu olsun... Cemal Akkuş Radyo Tv Programcıları Reklam ve Tanıtım Uzmanları Marmara Forum Öğrenci ve Stajyerler Çizerler ve Karükatüristler Hukukçular Birliği Kamu Çalışanları Hadef 2023 Mülkiyeliler Birliği Grupları adına