..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Hicran Kandemir




20 Ağustos 2009
Melih Göğebakan Tüm Basını Kandırdı  
Hicran Kandemir
“Münevver Karabulut” filminde madalyonun öteki yüzünü değerlendirdik. Yorum sizin!


:CDFD:
HABER AKTÜEL - Türkiye, belki de bugüne kadar işlenen cinayetlerin arasında en çok bu cinayeti konuşuyor. Münevver Karabulut cinayetini… İnsanlar, 1991 doğumlu gencecik bir kızın acımasızca öldürülüşünün haberlerini yaşlı gözlerle izliyor. Baba Süreyya Karabulut'un haklı davasının peşinde tükettiği günleri içleri yana yana takip ediyor.

Lise son sınıfta okuyan 18 yaşındaki Münevver, bıçaklanarak öldürülmüş ve testereyle parçalanarak Etiler'deki bir çöp konteynırına atılmıştı. Cinayetin bir numaralı zanlısı, Münevver'in de sevgilisi Cem Garipoğlu ise hala yakalanamadı. Yurtdışına çıkmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Haftalardır cinayetle ilgili sürekli yeni gelişmeler yaşanıyor, yeni haberler yazılıyor. Yazılmaya da devam edeceğe benziyor.

MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ MAGAZİNLEŞTİRİLDİ

Son günlerde cinayetle ilgili yeni gelişmeler yaşanıyor. Baba Süreyya Karabulut, haber bültenlerindeki ifadelerinde “Cem'in kaçmasında polisin ihmali var” diyor. Emniyet, cinayetin nasıl, neden ve kim ya da kimler tarafından işlendiğini araştırıyor.

Emniyet araştıradursun madalyonun bir de öteki yüzü var. “Cinayetin magazinleştirilmesi…” Nitekim bu da oldu ve cinayet magazinleştirildi. Melih Göğebakan ismindeki bir vatandaş Münevver Karabulut'un hayatını, dolayısıyla da hunhar cinayeti “film haline getireceğini” duyurdu.

Peki, bu genç kızın hayatı ve acı sonu film yapılmalı mıydı? Ya da bu filmi çekecek olan “yapımcı Melih Göğebakan” bu filmi çekmesi gereken kişi miydi? Melih Göğebakan yapımcı mıydı? Bugüne kadar neyi yapmıştı? Ya da şunu soralım: “Melih Göğebakan kimdi?”

İşte tüm sorular, bu son soru ile ortaya çıkıyor. Çünkü Melih Göğebakan aslında bir yapımcı değildi. Farklı zamanlarda kurduğu, aralarında organizatörlük şirketinin de olduğu işyerleri bir bir kapanmış ve geride borçları kalmıştı. Bu şirketlerinde ardından pek de iyi sözler söylenmemişti. Nişantaşı'nda açılan ve hezimete uğrayan şirket gibi…

MELİH GÖĞEBAKAN KİMDİR?

Kim bu Melih Göğebakan? Melih Göğebakan; “kuzeni” olduğunu iddia ettiği ünlü sanatçı Murat Göğebakan'ın canını sıkan, önceden yerel bir televizyon kanalında çalışmış Osmaniyeli bir vatandaş. Yani Melih Göğebakan, Murat Göğebakan'ın kuzeni değil. www.haberaktuel.com'a konuşan Murat Göğebakan; soyisim benzerliğinin dışında “Melih Göğebakan'la uzaktan ya da yakından ilişkisinin olmadığını” yüksek sesle dile getiriyor. Oysa Melih Göğebakan, bazı işlerini “Murat Göğebakan'ın kuzeniyim” diye yalan söyleyerek, kan kanseri ile mücadele eden sanatçıyı “referans göstererek” yapmış ve Murat Göğebakan'ı iki arada bir derede bırakmış. Bizzat Murat Göğebakan'ın ağzından duyduğumuz bu bilgiler tüyleri diken diken ediyor.

Melih Göğebakan'ın yaşam hikâyesinden vereceğimiz kısa özetler iç karartıcı cinsten. Ancak hukuksal yükümlülüklerden dolayı bunları yazmıyoruz. Ta ki yazmamızın gerektiği zamana kadar… Biz, Melih Göğebakan'ın avukatının 6 milyon dolar bütçesi olduğunu ve 20 milyon dolara çıkarılabileceğini söylediği “Münevver Karabulut” filmine dönelim ve sorularımızı soralım. Soralım çünkü 6 milyon dolar önemli bir bütçe ve bu film için Melih Göğebakan'ın Cem'in yakınları tarafından tehdit edildiğini bizzat Melih Göğebakan'ın ağzından işittik.

CEVAPLANMASI GEREKEN ÜÇ SORU

Birinci sorumuz; Bu film için ayrılan 6 milyon dolar bütçe (bazı ifadelere göre 4,5 milyon dolar) nereden sağlanmıştır ve nerededir? Bu bütçeden maliyenin bilgisi var mıdır? Haberi yoksa olması gerekmemekte midir?

İkinci sorumuz; Garipoğlu ailesinin Melih Göğebakan'ı tehdit etmek için gönderdiği insanların kullandığı iki aracın plakası nedir? Melih Göğebakan, kendisini tehdit eden insanların kullandığı arabaların plakasını mutlaka alması gerekiyor. Göğebakan basın açıklamasında tehdit edilmesiyle ilgili olarak; “Gelenlerin sponsorlukla ilgili görüşeceklerini zannettim. Şahıslar filmden vazgeçmemiz halinde bu zamana kadar yaptığımız 82 bin TL'lik harcamayı karşılayacaklarını söylediler. Kendilerine kim olduklarını sorduğumda 'Ceyhan'daki Garipoğlu ailesinin fabrikalarından geldiklerini söylediler. Ben de 'bir düşünelim' diyerek gelenleri gönderdim. Biz neye mal olursa olsun, ne kadar tehdit alırsak alalım bu projeden vazgeçmeyeceğiz. Biz artık bu projeyi bir namus meselesi olarak görüyoruz. Ve bu projeyi tamamlayacağız.” diyor. Göğebakan'ın kendisine gelenlerin plakalarını ya da diğer bilgilerini almamasına imkân yok.

Ve üçüncü sorumuz; Melih Göğebakan'dan “yapımcı Melih Göğebakan” diye bahseden medya bu yukarıdaki soruları Melih Göğebakan'a neden sormamış, neden doğruluğunu teyit etmemiştir? Bir film projesi hazırlayan herkes gazetelerde birinci sayfadan haber olabilir mi? Televizyonların ana haberine konuk olarak katılabilir mi?

TÜRK MEDYASI SINIFTA KALDI

Münevver Karabulut cinayetinin ardından meydana gelen bu gelişmeler bu soruları sormayı zaruri kıldı. Medyanın araştırmadan reyting ve tiraj kaygısıyla yayınladığı bu haberler, aslında önceden ciddi hiçbir film ya da projesi olmayan bir şark kurnazını “yapımcı” yaptı. Münevver Karabulut'un da kemiklerini sızlattı.

Okunma/izlenme kaygısıyla “Münevver Karabulut filmi” haberlerini manşetlerinden duyuran medya bakalım yanlışından dönüp, doğruyu verecek mi?

İzleyelim görelim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yürek Sızısı [Şiir]


Hicran Kandemir kimdir?

Bir ruhum, hayalim, umudum, mutluluğum, Mutsuzluğum, adım yok benim.

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi Ersöz, Attila İlhan, Nazım Hikmet...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hicran Kandemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.