Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Bu gün oyun bozanı ben oynayacağım hayat... Hoşuna gidecek mi? Bakalım... 21 yıllık çocuğun sırtından vurcak bu gün... Oyununu bozacak... Sana inat senin sonuna inat nefes almaya devam edecek. Çok iyi kurguladığın filminin alt yazısıyla oynayacağım bu gün ve izleyenler senin yazdığın replikleri değil benim çevirilerimi kazıyacak beynine. Film senin yazdığın gibi ilerlese bile cümleler benim elimde olacak... Yaralanmış bir kuş sahnesinde çığlık duyulmayacak mesela. Onun yerine dalga sesleri koyacağım o sahneye ve insanlar ürkmeden izleyecek ölümü. Oyunun böyle bozulacak işte. Ölümden korkup sana sarılan kurbanlarını çalacağım ve beslenecek tek bir korkun kalmadığında, sende inanacaksın bir martının ölürken dalga sesi çıkarabildiğine... Kaç yıldır besleniyorsun nefretle hayat? Sayabilecek kadar sayı mevcut değilmi yoksa matematikte... Senden nefret edenlerin nefretiyle büyüyorsun değilmi doğan ilk bebekten bu yana? Senden nefret etmiyorum hayat ve seni ölümden kaçmak içinde sevmiyorum. Bu gün sonunu ben yazabileceğim için seviyorum seni... Ne o titriyormusun yoksa? Alışık değilmisin bu duruma... Oyun bozanlığını kaybettikten sonra hiç bir gizeminin kalmayacağına mı yoksa bu telaşın? Bu gün seni açık açık düelloya davet ediyorum işte, senden nefret etmediğim halde. Son bir düello yapalım haydi çek kılıcını... Gardımı bile almayacağım ilk hamleni görene dek... Haydi! Çek kılıcını senden önce tek bir hamle dahi geçirmeyeceğim aklımdan. Tedirginsin hayat... Sana bu kadar avans vermişken, bu cesaretin kaynağından tedirgin oluyorsun, hamle yapmaktan hamleni alt yazıda değiştirmemden ödün patlıyor şu anda. Doğru tahmin! Yer değiştirdik işte, dünkü beni oynatıyor sana bu gün alt yazılarım. Ve ben sen oluyorum senkronla oynadığım için. Aynı cümleleri kursam da, alt yazıda senin cümlelerin geçiyor ben konuşurken. Ve ben nakavt olduğumda insanlar dalga sesi duyacak... Çünkü replikleri sen yazsanda cümleler benim elimde bu gün! Çünkü bu gün dört yıllık ayakkabım arkamdan vurdu beni! Çünkü ben bu gün oyun bozan olacağım! Çünkü ben bu gün Martı Jonathan Livingston olmaya karar verdim! Ve çünkü, üzgünüm hayat oyununu bozuyorum bu gün...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mortroll, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |