Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
İnsan ufku belkide aralanması en zor olan, ama giderek aralanan bir ufuk. Başka yaratık ve hayvanlar açısından böyle bir durumun oluşu beklide yok denecek kadar az. En azından olmadığını düşünüyoruz. Ama insanlığın ufkunu aralamakta pek öyle kolay olan bir şey değil. Algılamadaki dikey ve yatay gelişimlerin olabilmesi için bir dizi süreçler oluşması gerekir. En çokta bir insanın ömründeki gelişimi ile nesillere bilgi aktarımdaki sönüm ve algı farkındalığının oluşumuna kadar geçen zaman önemli. Bir bilim insanın yıllar önce yaptığı bir yaratmayı, bakıyorsun ki yüz yıl, iki yüz yıl geçmiş tozlu raflarda unutulmuş bulabiliyoruz. İletişim teknolojisinin gelişimi giderek bu tür olayları azaltsa da bunlar hep olmaya devam edecek olaylardır. Birisinin algılayışındaki farklılığı bir başkasının yakalaması, ilk etap da en az onun kadar bir algı içinde olmasını, sonrada o bilim insanının en son yakaladığı algı içine girebilmesi ile mümkün. Fakat bu durum da oldukça zordur. Bu durumun kolay olan yönü dönemsel ama kuşak farkı ile birlikte çalışan bilim insanlarının olması ile mümkün olur ya da ilerleme acısından kolaylık sağlar. Ama giderek ekip çalışmaları artsada dallanmaların olması nedeni ile bütünsel bir algı genişlemesi için sentez bilgi birikili insanların azlığı ve onlarında bireysel kaygı ve menfaatleri bu tarz üretkenliğinin önünde bir ket oluşturmaktadır. Algı genişliği artması beklide bütün disiplerin sentezini giderek büyütmekte yatıyor. Bu nedenle de genelde bir okullaşma tarzı yoğun ve etkileşimli bilim çalışması gerekli. Gerçi NASA gibi ulusal ve uluslararası kuruluşların çalısmaları örnek oluşturmaktadır. Fakat yine de ulusların menfaati ve çıkarları nedeni ile bu mümkün görünmüyor. Çünkü giderek bilimsel gelişmeler ülkeler arasında ekonomik savaşın temel malzemsi olamaya başladı. Bireysel araştımalarda insani çaba bazen her şeyin ötesine gecebilir. Bu kişi bilimde, sanatta, felsefede ve diyer disiplinlerdeki gelişmeleri yakın takip ederse; kendi sentezine gider. Bu durumda insan, diğer akımların grup yönlendirmelerine bağlı kalmadan kendi özgür düşün alanında istediği gibi düşünerek bunların sınamasını yapabilir. Zihin sonuçta bir labaratuavar gibidir. Mesut Kahveci
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mesut kahveci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |