Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Haykırmaktır içindekini …Yazıların aslı sen de mevcut ise de kanıtı bırakılmalı aleme…okunmalı bu AŞK yürekle bu yüzden seçtim bu defteri, bu defter sevgiliden bir parçadır; asla!!.. notların yazıldığı ucube defterlerden değil… Eskiden mendil düşürülürdü ya , naif sevgiliden yere, o mendil alınır en değerli parça hükmünde kalbin üzerinde saklanırdı.. Her harfi AŞK kokan ,hüzün makamından notaları besleyen,Sabah meltemi kıvamında mutluluk kokan bir defter bu !..Sevgiliden… Ah!! Sevgili…. Defterdir o işte!..… .hilkatimi zorlayan bir defter..Seni anlatan ,sana susayan Sen kokan sevgili ..Sen kokan O defterin uhrevi bir tarafı vardır, eline alırken dünyanın en kutsal eserini alır gibi alırsın…AŞK meleğinden gelmiştir vahyin yazıtları… “Arz-ı hal etmeye cana seni tenha bulamam Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam” Sevgiliyi tenhada bulup aşkını ilan edercesine bir şeydir artık o defter. Asla masaya bırakmazsın, diğer arkadaşların göremeyeceği bir yere koyma dürtüsü içini alıp götürür. O dürtünün esiri olursun, bildiğin en mahrem köşeye koyarsın o defteri, emin olunca yerinden defterin, yani bildiğin en muhkem yere koyduysan, derinden bir oh çekersin ve gülümsersin… “Sen hayatımın imzalanası sayfalarısın ..beyaz kendi yazıyor AŞKı...” diyor… Dervişim !! - AŞK ı yaşamakmış meğer..platonikte olsa doğru değil mi dervişim..?? -“Platonik aşk yoktur .ruhum ruhuyla buluşmuyorsa yarımdır. Aşk, ikinin bir olmasıdır, karşılık bulmuyorsa o aşk değildir.. -Belki de aşk yarımdır, tam olmamaktır, birinden bir şey beklemeden sevmek aşk değil midir bu ulvi bir şey değil midir? dedim..? “-AŞK dünyada elde edebileceğin en büyük makam” dedi dervişim -Aşkta, matematikte olduğum kadar zayıfım usta! Aşkı öğreneceğim sonunda sanırım.. - AŞK öğrenilmez yaşanır… buyurdu dervişim.. Defter evet! O deftere sevgilinin eli değmiştir kokusu sinmiştir, koklamak, o kokuyu en derine çekmek istersin; ama korkarsın Mahremliğine dokunmaktır..Kendi gözünden sakınmaktır..Heveslerini dahi gömersin toprağa , beyaz sayfaların yazacağı AŞK ın hatrına… Cennetten kovulma pahasına olsa da, sevgili için o elmayı getiren Ademce cesaret kuşatır yüreğini… Koklarsın… Cennetten bir koku alır ciğerlerin, yetmez bir daha koklarsın, dünyanın en güzel kokusudur o, başkasının koklamasına tahammülün yoktur fakat başkası koklarsa, o kokuyu alamaz bundan da eminsindir.. Dünyanın en güzel defteridir o, nakış nakış senin için yazılmıştır, O an Karunun hazineleri senindir… Aklın alır âşıkın neşve-i humâr-ı aşk Gecesi gündüz olup doğar mihr-i yâr-ı aşk Gece gündüz birbirine girer, günler kovalar birbirini. Defteri geri verme günü yaklaşmaktadır. Hayır hayır! Defteri verme günü değil, Yusuf’un kuyuya atılışıdır o an, sevgiliden ayrılma günü, ıstırap tarlalarında korkuluk olmaya yaklaşma günü…Hiç bu kadar çaresiz hissetmemişsindir. “Şirler bile pençe-i kahrımda olurken lerzan Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek” O an gelir, zebun halde verirsin defteri. Bir hafta sevgiliyle aynı evde, göz göze olmuş kadar mutlu olmuşsundur oysa … Ama yine de ayrılık gelmiştir… Âh mine’l-aşkı ve hâlâtihî Ahraka kalbî bi-harârâtihî Defteri verirken elin titrer, kalbini verir gibisindir. O an içindeki bütün organları dışarı kusmak isteyen bir duygu kaplar içini. ”Bu defter bana da ait” sorguları zorlar beynini..emanetin dönüşünde.. Teşekkür edersin ,büyük bir dertten kurtardığını söylersin; fakat hepsi yalandır. Aslında notları hiç okumadığını bilirsin, sadece onları koklamışsındır… Gözlerine yaşlar hücum eder, ellerinde yine o defter vardır. O an dursun dünya istersin, sonsuza kadar öyle kalmak dilersin fakat zaman acımasızdır. Göz açıp kapayıncaya kadardır, defter geri verilmiştir…. Bir hüzün bütün ağırlığıyla çökmüştür kalbine dayanılmaz bir hicran yarası almıştır kalbin, koskoca ordun yenilmiştir…. Sen o ordunun kumandanı, zebun olmuşsundur o gözleri ahu olan sevgiliye… Mecnun ile bir mektebi-i aşk icre okuduk Ben Mushafı hatmettim, o Leyli'de kaldı. (Derviş ağlamaya başladı burada).. Kader ağlarını örmektedir kaderin işi budur sızlanmak boşuna …O ağları hep aşıklara örer… Bir gün bir başkasının elinde görürsün o defteri, evet o defterdir yanılmış olman mümkün değildir… O defteri başkasının elinde görmek bir dağ kütlesinin üzerine yıkılmasıdır. İmandan inkara kaçmak gibi ,vahdetten kesrete düşmek gibi, bekadan fenaya yuvarlanmak gibidir… Aşk mıdır ki bu Muhibbî sinesine dağ vurup Ahir anın gözleri yaşını derya eyleyen… Hüzün yıkılmaz Bir kale gibi otağ kurar benliğine , sarılırsın kendine, yaralarına…ama sabredersin. Bir yaradır bu.. ..Eyyup o yaralarla aşkı buldu sonuçta… Hayır derviş !!!hayır!! morallenmek yasaktır ruhuma… “Hüma kuşu yere düştü ölmedi Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı Dedim yare gidem nasip olmadı Ağlama gözlerim Mevla kerimdir” “ Aşk diri bir öfkedir. Uğultusu tinin derinlerinde sürekli yankı yapar. Yankılandıkça hışmı artar aşkın. Dinmez. Deli yağmurda -saçak altında- bekleyen insanların kesilecek bir yağmuru vardır ,ama Aşk kesmez kendini. …Dinecek deli bir yağmurdan -saçaklar altında, ağaçlar altında,Korunmak ne kelime …ISLANMAK’tır... Aşk’ın bulutları başka, yağanı başkadır… En korunaklı yerdesin ..En dayanılası…Sevgili’nin yüreğinde.., Dervişim..!. Güneşin hükmünde hangi güne sığınsam gece gölgeliyor ..karartıyor.. ve artık sukut oluyor yoldaşı gecenin..Kumsaatinde yolculuk eden uçurumun kenarında ki aşkların kafa tutması niye?? ---Tufan ..tufan çığlıklarla direnebilen ve felaket sonrası ayakta kalabilen "bir insan" Yerde yatanlardan olmaman “Haykırma” imkanını veriyor….Sevgini… AŞK omuzlarında gezdireceğin gönüllü rızalık apoletleri değildir…Direnme halidir.. Diyelim ki yok böyle bir çığlık ve diyelim ki güneş hep alnımızın çatından vuracak bizi her sabah...Gece hiç düşmeyecek aydınlık yanlarımıza…. Ve diyelim ki,şark yaşamayacak ihanet gören ruhun.. Eee, “sorgu melekleri” bırakacak mı Senin yakanı..?Sonun da kıyamet kopacak elbet.. Ne yani kanamayacak mı AŞK defterini tutan ellerin ? Belki...Bir ihtimal...Sanırım namümkün... Sana küçük bir sır vereyim mi??Muhanneti uzak tut ruhundan…Ve defteri elinden HİÇ…bırakma!!Bırakırsan bitersin…dedi ve kayboldu dervişim.. Gözlerimi açtığımda yanımda SEN vardın….Bir de bağrıma sımsıkı bastığım AŞK defterim…..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hikmet kızıl, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |