Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
ben anladım... Mezalıkta aldım soluğu...gecenin korkutuculuğuna ve ölüler kentinin ürkütücü atmosferine inat gittim...Biliyomusun onlar o kadar vefalılar ki açtılar sinesini.hiç itiraz etmeden,beni hiç bölmeden dinlediler..benimle ağladılar. en yakın en samimi dostlarım oradalar benim..çirkin dünya ne kadar kirlettin ..onu beni herşeyi herkesi...evet bu şehrin mezarlığını seviyorum. Kahpe düşüncelerin belki de mola verdiği tek ruhsal dünya anı..Ne kadar yakınsan,aslında bi o kadar da uzaksın..Zıtlık ne kadar derinse sonuç o kadar flu aslında.. Bilmem sen bunları anlarmısın. bilmem ki nereden bakıyorsun hayata. Belki de sorun bu. Senin penceren açılmamacasına hep kapalıydı. Perdeleri hep gri renkli ve kalındı..İnanmıyorum sana.Sen hiç yağmuru seyretmemişsin. Göğsünü açıp içine çekmemişsin yağmur tanelerinin esintisini..yok yok sen ağlamamışsın..ağlatmışsın..Ne garip ağlarsın ama gözünden yaş nasıl olurda gelmez. bilmek istersen bir gün sende anlarsın belki. yaşarsan... Ben anladım. Çıldırmış olmalıyım. Bu nasıl bir sevda..seni herşeyden kıskanan,paylaşamayan ve bir o kadar da sana yaklaşmaktan korkan ben..seni kırmaktan ve incitmekten korkan ben.. Senin adının baş harflerini almış diye kıskandığım o araba plakalarını hiç unutmayacağım. Hele gözümü kapatıp hayır bakamayacağım dediğim o günleri...Manyaksın olum sen diyen arkadaşların seslerinin kulaklarımda çınlamasını..unutmayacağım..Yalanım yok..yanlışın yok bana..kabahatli tek.yükün altına giren benim..Göremeyen anlayamayan,görünen ayna suretinin hastası olan benim. Gİrdaba giren benim.Oysa ben iyi bilirim ki her aynanın arka yüzü karadır...Ayna beni bu sefer aldattın..Demiştin senden intikamımı alacağım diye. Beni umursamazlıgını pahalı ödeyeceksin demiştin...Bak sen ne güzel yaptın. Hiç yaşanmamış sayarak. hiç olmamış sayarak. Karşına beni hiç geçmemiş göstererek nasıl da sıyrıldın.. Ben anladım. Sevmek ne merhamet,ne emek. ne de fedakarlıkmış. Sevmek cesur olmakmış...Korkuları yenmek,çıldırmaksa evet çıldırmakmış.. hadi sen yenemedin korkularını..,ya ben...kabul ediyorum..pes ettim... Ben anladım..olmayacak.olmamalıydı. olamazdı...olmadı..Gidiyorum,dönüşü olmayan yola girdim bir kere..Dönmek mi..Namert değilim... Yağmur devam ediyor,ahşap çift kapılı evden içeri zor atıyorum kendimi.elimi kapıdan alamıyorum. kenarlarından tahta parçaları elime batıyor,acımasızca kanatıyor. kimin umurunda... benimkisi esaretmiş. bedeli filmdekinin aksine ödenemeyen esaret...rahmet yüreğime ilk defa bu kadar yakın dokunuyor belki de...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tarık taşralı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |