Bir sanatçı başarısız olamaz; sanatçı olabilmek bir başarıdır. -Charles Horton Cooley |
|
||||||||||
|
Can Dündar’ın ‘’Mustafa’’ filmiyle başlayan tartışmalar hala devam ediyor. Özellikle filmde bahsedilmeyen bazı noktalar ortaya çıkınca tartışmalar iyicene alevlendi. Ntv Tarih Dergi’ sinin ilk sayısında bu konuyla Atatürk ile bilinmeyen bir çok noktayı içeriyor.Dergide Atatürk’ ün doğum tarihinin 1881 değil 1880 olduğu iddia ediliyor. Yazıda o kadar trajedi komik bir noktaya değinmiş ki. Aynen şöyle ’’ Başvurabileceğimiz en iyi biyografilerinin İngilizce yazıldığını unutmayalım. Ama bu başarısızlığımızın bir nedeni de Atatürk’ ün hayatının bazı resmi çevrelerin tekelinde kalmış ve bir hayli tabulaşmış olması.’’ (Ntv Tarih sf. 10) Ne kadar komik değil mi? Atamızı, ulu önderimizi başkaları bizden daha iyi biliyor. Biz de bilenler ise kendilerine saklamış. Daha kendi ulu önderimize sahip çıkamıyorsak….. Ama sahip çıkanlarımızda yok değil. Özellikle Mümin Sekman’ ın Her Şey Seninle Başlar kitabında geçen bir öyküyü geçemeden edemeyeceğim ve yorum sizin. Hayatı ‘’çaresizlikler’’ dolu bir adamın öyküsüdür! 7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içe kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı. 8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi. 10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde yeni okulundaki öğretmenlerinden dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evden çıkamadı. 17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için not ortalamasını tutturamadı. 24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı. 25 yaşında sürgüne gönderildi. 27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı kendisinde üye olduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu. 30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı. 37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’ da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı. 37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı. 38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı. 38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece seksen lirası vardı. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkartıldı. 38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre Temsil Heyeti’ ne üye olmaması için oy kullandı. 39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. Sonra ne mi oldu? 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti’ nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. tolga.kayasu@gmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tolga kayasu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |