..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Özgün Kaplama




28 Ocak 2009
Erkekliğimden Utandığım Anlar...  
Özgün Kaplama
Toplumsal erkek güdüsel erkekliğe karşı.. Bu savaşta kazanan kim olacak?


:AGGD:
Öyle zamanlar oluyor ki erkek olduğum için utanıyorum kendimden. Böyle anlarda hayattan soyutlanmaya çalışıyorum. Yok olmak, görünmemek amacıyla çırpınıyorum. Bir erkek olduğumu unutmak istiyorum.

Doğanın bizlere vermiş olduğu bir uzuv ve getirdiği dürtülerin neler yapabildiğini gördükçe kızıyorum kendimce. Böyle mi olması gerekiyordu? Yoksa yaşanılanlar sadece bir ilizyon muydu? Kim, ne, hangi sistem güç veriyordu olanlara?

Haberlere bakmaya çekiniyorum. Biliyorum ki yazılanlara yapılan yorumlar aynı olacak.

Nasıl ki sevgilisinden dert yanan bir kızın tüm erkekleri ''Aynı'' bellemesi gibi birileri de erkekleri topyekün ''Sapık'' ilan edecek.

Ve her ne kadar onlar bilmese de bende o gruba dahil olacağım. Sadece cinsiyetim yüzünden başkalarının yaptıkları yüzünden sorumlu tutulacağız. Bilinçaltında hep bu fikir yer edecek.

Bunların olmaması için birey olarak çalışsak da birileri gelip tüm çabanızı yakıp, yıkacak...

Çünkü yaşananların en temel güç kaynağı ellerinde olacak. Korunacaklar. Birileri onları sırf kendi cinslerinden olduğu ve erk odaklarının sarsılmaması adına koruyacak. Yapılanlar inkar edilecek. ''Olur mu öyle şey'' sözleriyle geçiştirilecek. Mağdur olan daha da mağdur edilecek.

***

Yine böylesi bir utanç içine girdiğim anlardan birinde düşündüm bunları.

Bir dönem haberleri meşgul eden ''Yoğun Bakımda Taciz'' olayından sonra ailenin yaşadıklarını okuyunca. Bir annenin susturmak isteyenlere inat susmayıp kızını koruduğu için düştüğü durumu görünce..

17 yaşında psikolojik sorunları olan bir genç kızın yoğun bakıma alındığında bir erkek hemşire tarafından taciz edildiği iddası ve akabinde gelişenler..Olay yine her zaman olduğu gibi inkar edilmişti. Hastahane çalışanını savunmuş kızın sorunları bahane edilerek ''Halüsinasyon'' denmişti. Raporlar her ne kadar kızın şuurunun açık olduğunu gösterse de bunu anlatmak uzun bir işti.

Yoğun bakımda taciz iddiasının kime ne gibi bir çıkarı olabilirdi? Üstelik bir anne kızının yalanını anlamaz mıydı? Solgunluğu, sesi, konuşması...

Ayşe Arman tekrar aileyle konuşmuş. Anne ''Hayatımız kaydı'' diyor. Ancak pişman değil, yine olsa yine söyleyecek kadar gururlu. Destek olan yok. Hepsi lafta. Genç kız ise daha kötü durumda. Olayın duyulmasından sonra sadece 1 gün okuluna gitmiş o günde sınıf arkadaşlarınca dışlanıp, show yapmakla suçlanmış. Kavga çıkmış. Okul yönetimiyse kendi derdinde ''Aman bizim adımızı vermeyin'' diyor.

Ayşe Arman'sa konuyla ilgili bir tespitte bulunuyor:

''Böyle de ikiyüzlü bir toplumda yaşıyoruz. Hem taciz ve tecavüz olayları yaşanmasın istiyoruz, hem de "Kızım tacize uğradı!" diye ortalığa çıkan bir anneye destek filan olmuyoruz. Onun hayatını karartmak için elimizden gelen ne varsa yapıyoruz.''

***

Burada durdum. Kendimce şöyle bir geçmişe dönmek istedim. Gerçekten birilerinin hayatını karartacak bir şey yapmış mıydım?
Kendimi biliyordum ya.

Yeri ve zamanı geldiğinde iflah olmaz bir seksopata dönüşebilirdim. Gözüm dönebilirdi. Amacım sadece karşımdaki bedene odaklanmak da olabilirdi. Bundan doğal ne var diye düşünebilirdim.

Gerçekten normal miydi?

Yoksa zorla birine sahip olmak ya da ellerini gizlice bir genç kızın şeffaf dişiliğinde gezdirmek bizler için bir erkeklik testi mi? Ne kadar tacizciysen o kadar erkeksin yani..

Birden aşklarım gözümün önüne geldi. Seviştiğim kadınlar.. Zevk aldığım bedenler.. Seksin karşılıklı olduğunda güzelleştiğini savunurdum hep. Oysa erkeklik için karşılık aranmadığını da öğrendim. Bizler yeri geldiğinde sefil bir egoiste dönüşebiliyormuşuz meğer.

Bende potansiyel bir tacizci ya da tecavüzcü olabilir miydim?

Öyle ya, nasıl olsa beni koruyacak bir toplum vardı. İstediğim gibi davranabilirdim. Kanunlar, insanlar, her şey benden yana gibi görünüyor. Erkeksen fırsatın varsa bunu yapacakmışsın demek ki..

Ya da sadece ben öyle sanıyorum..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zor da Olsa Kabullenmek... [Öykü]
Gizemli Kız [Öykü]
İyilik Yap, Paran Gitsin... [Öykü]
Çapraz Tehlike [Roman]


Özgün Kaplama kimdir?

Ben Özgün Kaplama İstanbul da yaşıyorum. İçinde yazı tutkusu oluşmuş her birey gibi küçük yaşta başladım yazıya. Bu yolda ufak Kalıpların dışında bir insanım. Bu yüzden ilk bakışta çok farklı gelebilir yazılanlar.

Etkilendiği Yazarlar:
Birçok isim var ilerleyen zamanlarda paylaşırım ama öncelikle benzersiz olma amacındayım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özgün Kaplama, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.