..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > Fulya Engin




3 Ocak 2009
İstek Üstü Sözler  
Fulya Engin

:AFIA:
Gelecek kadar is var düşümde
Bir yarlerden düştük , kaltık , yorgunduk ama olduk
Siz misiniz sözlerime yer vermiyen
Pırıltılar gömülü bir toprak dilim
İstediğim an
Öğürür
Alkış toplar deli bedenim
Ölü sevdiğim bir gecedeyim
Tekrar
Ve biliyorum
Uzakta ama bilgili bir duyuş varsa içinizde
Sokağa indiğinde ayakların
Adını umut koyuyorsan
Ne karaladığımı düşünmeden rastgele savurabilir im
Eyy o eski
O ayrılmaz
O linç edilmiş im
Bana şair değilsin dediniz
İstedim mi hiç olmayı
Veyahut yazmam kitaplarınıza girmek için mi
Kanatlarını açıp geren Tanrım
Başım üstünde taze bir sıcaklık
Ne ekmeklerden
Ne dostlardan esinlenen
Sadece kendi ile beslenen
Evet evet
Ben fazlasıyla ölü severim
Güzel birer yüz esinlenilmiş O’ nlar için
Ve her zaman terk ediş dolu öykülerinde
Sessizce ve kendine münhasır terk edişleri var sevdiklerimin
Tanımama gerek yok
Konuşmama
Oturup kimdir nedir
Bedenini fırlatıp atmış kara sulara
Boğmuş cismini güzel meleğim
Sen tan ve göze
Düştün oyundan
Bir şeytanın düştüğü taaa yere
Böyle sözcükler seversiniz bilirim
Ne kadar anlaşılmaz
Ne kadar uzak
O kadar alkışlasınız
Kuşanın kılıçlarınızı
Keser çiçeksi bir dokuyu
En gönlümdeki
Ben tanrının yeryüzü kızı.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ....
Gönderen: kuzey darıcı ... / , Türkiye
1 Nisan 2010
canım bana ulaşman lazım , yarın belki neden bu kadar cüretkar olduğumu soracaksın bana, nasıl yaşıyoruz bilmiyorum ... biz böyle sıradan adi ve anlamsız, yarın belki nasıl bu kadar cüretkar olduğumu soracağım kendime ben, böye nasıl , böyle sıradan , böyle ... kendime kötü sıfatlar yakıştıramıyorum, bel ki sen yakıştırırsın ...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Fulya Engin kimdir?

Başkalarının yaşamlarını , isteklerini , korkularını , zevklerini , yeteneklerini , ideallerini kendimin sandım hep. Oysa baştan beri ben hiç yoktum sanki. Varlığımı hissetmek için kullandığım tüm o insanlar , kitaplar , filmler , dinlemeler , anlatmalar beni yok edip durdular sanki. Bir muzun kabuğunu soyar gibi üzerimdeki tüm ocular sıyırmam halinde ortaya kim ya da ne çıkar , işte ben onu merak ediyorum. Peki bu durumda o "ben" i algılayacak gözü nereden edineceğim ? Belki de algı yanılgının kaynağıdır , ne olduğumuzu görebilmenin önünde duran koca bir duvar gibi , kendimizle kendimiz arasında duran ince ama işlevsel bir ayraç gibi. Çünkü algı başında saydığım tüm o şeylere bağımlıdır. Belki de insan evde kendine elektro şok uygulamalıdır. Ya da kontrole ve algıya böylesi - sinek gibi - yapışıp kalmamalıdır. Bildiğimiz ve sarıldığımız anlamıyla yaşam pek tabi bir olamama hali olabilir , bu anlamda ölümün tanımsız boşluğu bizi bize kavuşturabilir. Yoksa ! 76 ‘ dan beri bir kadın var. İsmi Fulya. Çalışıyor , kendine bakıyor , özel bir şirkette eğitmenlik yapıyor. Ben onunla yaşıyorum. Canımdan seslenen şunu derdi belki de tanıtmak için kendini Hey sen , aydınlığını becerisi sanan , karanlığını savunan bir candan sesleniyorum tüm varlığa Sen aydınlığını seviyorsun. Ben ise aydınlıklardan korkuyorum ,ahlaklı insanlardan ürküyorum , iyilik severlerdense tiksiniyorum , öğretiler bulaşıcı hastalıklar gibi , inanmıyorum insanoğlunun kurduğu düşe , ben çoğunun deli zırvası dediği Nietzshce ’ i okurken yüksek sesle ağlıyorum , Sartre ’ yi Schopen’i okurken ne dediklerini * kendimden * iyi anlıyorum. Bu ne senin için ne benim için bir tercih meselesi değil besbelli. Sen yalnızken nasıl aydınlıksan ben de yalnızken öyle karanlığım , sen ne kadar sosyal bir yüzle şehre , alışverişe ve merkezlere akıyorsan ben de o kadar kurt kanlıyım. Biz seninle iki yüzüz sadece , bir güneşe diğeri batışa bakan cephelerde , bunlardan yerinmek ya da övgü ile söz etmek -bize ait yaratımlar yerine koyup da- delice. Ama bak yapıyoruz genede. Oluş olduğunu kabul etmek kolay değil . Ben aydınlık ile karanlığın iki yüzünü algılama noktasında sınıra sürdüğüm icin kendimi , karanlık yanlardan gelme bir mülteci gibi , daha da batıyorum topragıma. Belki de bu yüzden geceleri yalnız uzananlardanım karyolasına

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Fulya Engin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.