"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Peki Bu Hale Nasıl Geldik? Olaya psikolojik açıdan bakacak olursak, önceleri başından örtüyü atmak için zaman kollayan bir takım insanlar bu vaatlerin kurbanı olarak sahnenin önüne çıkartılmışlardır. önceleri oy almak adına halkın isteklerini dinleyen bu vekiller insanların bu durumuna çare bulmak adına muhalefete girmişlerdir. Peki Kiminle? Yine halkın içinden olan insanlarla. Yani Halkın bir kesimini kendi yandaşları kabul edip onların istekleri doğrultusunda hareket edecekler ve sonra diğer kesimi İran'a, Arabistana gidin demekle çözüm bulduklarını zannedecekler. Tarih sayfalarından bakıldığında meclisin ilk kuruluş gününde (Ankara/ulus) meclisin açılışında meclis önünde biriken kalabalığın görüntüsü bugünkü haliyle karşılaştırıldığında önümüze çok garip bir tablo çıkmaktadır. O günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında bir fark olduğunu düşünenler varsa bu farkın nereden ortaya çıktığını düşündüklerinde asıl tablo karşılarına çıkacaktır. Eğer orada fark olduğunu düşünüyorsanız size diyebilirimki asla Cumhuriyetin temel ilkelerini benimsemediniz. Özgürlük, Demokrasi, Çağdaş Yaşam, Medeniyet bütün bu kavramlar insan için geçerli kavramlardır. İnsanı ele bu kavramların içinde insanın üstü başı bu duruma engel teşkil ederse şayet bu ne demokrasi olur ne de medeniyet. Bu sadece birilerinin can sıkıntısı içinde ne yapmak istediğini bilmezken ortaya çıkarttıkları bir yapılanma olur. "Sorun başörtüsü değil türban" diyen CHP'ye, "peki madem öyle türbanı yasaklayalım, başörtüsünü serbest bırakalım." önerisini götürsek, üniversiteli kızların başlarını örtebileceği bir çözüme ulaşabilir miyiz? Başörtüsü ve türban arasındaki farkı bile bilmeyen CHP'den böyle bir çözüme "evet" demesini beklemek neredeyse imkânsız; ama CHP'nin "siyasî simge" tanımı üzerinden savunduğu mevzii bile yargının çok ilerisinde değil mi? Bu konuları bizler uzun yıllar tartışacak gibi görünüyoruz. çünkü uzlaşmak, anlaşmak, insana kıymet vermek istemiyoruz. Medeniyet savunucularının başörtüsünü simge veya gericilik olarak görenlerine diyorum ki; Sahillerimiz, yazın en medeni insanlarla doluyor. Genelevler Medeniyetin baştemsilcisi, diskolar, kırmızı noktalı filmler yayınlayan kanaların 900'lü hatlarına cevap veren tüm kızları en medeni insanlar. Bir mağaza açılmalı, iç çamaşırı satan ve adıda medenilerin mağazası olmalı. Başörtüsü Asla Siyasi Simge Olduğundan Ötürü Yasak Görmüyor, Başını çektiği kurumların yetkilileri kadınlarımızın kızlarımızın sağını solunu görmek için bu dayatmayı yapıyorlar. Bu tür insanlarında toplumda anılacağı tek bir isim var SAPIK...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fatih Barış, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |