..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > Fatih Barış




10 Aralık 2008
Başörtüsü Sorun (M) U?  
Siyasetin Kozu, Geleceği, Alacağı Oyları

Fatih Barış


Türkiye de Toplumsal Sorun Haline Getirilmeye Çalışılan Bir Parça Bez ve Binlerce Mağdur!


:BBBB:
Siyaset, Tilki oyunlarının döndüğü baş sahne. ve bu sahnenin yüzlerce tilkisi millete önderlik etme adı altında toplanıp işlerine geldiği zamanlarda bir koz olarak kullanırken başörtüsünü işine gelmediğinde baş muhalefet konusu haline getirmektedir. Seçim zamanlarının vazgeçilmez öğesi vaatlerin, içinde türlü söylemler ile halka uyduruk laflar ettiklerini hepimiz biliyoruz.

Peki Bu Hale Nasıl Geldik?

Olaya psikolojik açıdan bakacak olursak, önceleri başından örtüyü atmak için zaman kollayan bir takım insanlar bu vaatlerin kurbanı olarak sahnenin önüne çıkartılmışlardır. önceleri oy almak adına halkın isteklerini dinleyen bu vekiller insanların bu durumuna çare bulmak adına muhalefete girmişlerdir. Peki Kiminle? Yine halkın içinden olan insanlarla. Yani Halkın bir kesimini kendi yandaşları kabul edip onların istekleri doğrultusunda hareket edecekler ve sonra diğer kesimi İran'a, Arabistana gidin demekle çözüm bulduklarını zannedecekler.

Tarih sayfalarından bakıldığında meclisin ilk kuruluş gününde (Ankara/ulus) meclisin açılışında meclis önünde biriken kalabalığın görüntüsü bugünkü haliyle karşılaştırıldığında önümüze çok garip bir tablo çıkmaktadır. O günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında bir fark olduğunu düşünenler varsa bu farkın nereden ortaya çıktığını düşündüklerinde asıl tablo karşılarına çıkacaktır. Eğer orada fark olduğunu düşünüyorsanız size diyebilirimki asla Cumhuriyetin temel ilkelerini benimsemediniz. Özgürlük, Demokrasi, Çağdaş Yaşam, Medeniyet bütün bu kavramlar insan için geçerli kavramlardır. İnsanı ele bu kavramların içinde insanın üstü başı bu duruma engel teşkil ederse şayet bu ne demokrasi olur ne de medeniyet. Bu sadece birilerinin can sıkıntısı içinde ne yapmak istediğini bilmezken ortaya çıkarttıkları bir yapılanma olur.

"Sorun başörtüsü değil türban" diyen CHP'ye, "peki madem öyle türbanı yasaklayalım, başörtüsünü serbest bırakalım." önerisini götürsek, üniversiteli kızların başlarını örtebileceği bir çözüme ulaşabilir miyiz? Başörtüsü ve türban arasındaki farkı bile bilmeyen CHP'den böyle bir çözüme "evet" demesini beklemek neredeyse imkânsız; ama CHP'nin "siyasî simge" tanımı üzerinden savunduğu mevzii bile yargının çok ilerisinde değil mi?


Bu konuları bizler uzun yıllar tartışacak gibi görünüyoruz. çünkü uzlaşmak, anlaşmak, insana kıymet vermek istemiyoruz. Medeniyet savunucularının başörtüsünü simge veya gericilik olarak görenlerine diyorum ki; Sahillerimiz, yazın en medeni insanlarla doluyor. Genelevler Medeniyetin baştemsilcisi, diskolar, kırmızı noktalı filmler yayınlayan kanaların 900'lü hatlarına cevap veren tüm kızları en medeni insanlar. Bir mağaza açılmalı, iç çamaşırı satan ve adıda medenilerin mağazası olmalı.

Başörtüsü Asla Siyasi Simge Olduğundan Ötürü Yasak Görmüyor, Başını çektiği kurumların yetkilileri kadınlarımızın kızlarımızın sağını solunu görmek için bu dayatmayı yapıyorlar. Bu tür insanlarında toplumda anılacağı tek bir isim var SAPIK...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: bu konu bitmez..
Gönderen: Tayyibe Atay / ,
30 Ekim 2011
evet bu konu bitmez bu memlekette...çünkü;siyasi erk,kadını kullanmaya devam edecek...olmadı onun başörtüsü,olmadı pantolonu derken,kişilik haklarına tecavüz edilecek.. nedir ki saç denen şey;ölü hücre uzunluğu!..ölü bir cisme sarıp kendini,bugün oy peşinde koşanlar,bilmiyorlar ki kadına yaptığı kötülüğü!..lakin sadece onlara yüklememk gerekir suçu..aslında en büyük suç kadınlarımızdadır...ne Atatürk'ün kendilerine verdiği hakların arkasında durmayı becerebilmişlerdir kadınlarımız,ne de dünya insanı oldklarının farkına varmışlardır!..erkeğinin sözünden çıkamayan,kendi iradelerini ortaya koyamayan,güdümlü olmaya boyun eğen tarafıyla,erkeğin oyuncağı olmuştur kadın!..hiç unutmam;bir seçim arefesinde bir kadın seçmen aynen şunu söyledi: "kocam nereyi isterse,oraya oy atacağım!" Türk kadınlarının acınası hallerini ortaya koyan bu cümleden sonra,ne söylenebilir ki!.. yok yok,söyleyecek bir şey daha var,bu da şu:kadınımızdan çok,erkelerimizin uyanması gerekiyor bence...çünkü;yaptırım güzü hala onlarda!.. diğer tarafta,Türk halkının inancı ve güzevi gitgide azalmaktadır meclise gibi bir yargıya da varmak mümkün!..hep bana diyen meclis elemanları,dokunulmazlıklarının arkasına saklanarak,gitgide hakltan uzaklaşmaktadırlar...çark onlara dönüyor..ne zaman çark halktan yana dönerse,durum değişecektir diye düşünüyorum açıkçası... sonuç olarak;çek elini saçlarımdan!.. kutluyorum,saygı ve sevgiyle....

:: Teşekkürler Hocam
Gönderen: Fatih Barış / , Türkiye
30 Ekim 2011
Evet Ellerini çek saçlarımdan ve ona dahil olan ne varsa herşeyden. Herşeyden Önce Ben İnsanım ve Başkalarının Benim Saçlarım Üzerinden Prim Yapmalarını Ya da bu Tartışma Konusu Haline Getirmelerinden Bıktım Diyen Binlerce Kadının Sesini Duyuyorum. Teşekürler Hocam.. Sevgiler




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sanallllll

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Yüreğin [Şiir]
Kağıtta Yüzün [Şiir]
Eksikliğinin Hissi Doruktayken [Şiir]
Zayi Kimliğim [Şiir]
Paranoyak!.. [Şiir]
Eylül [Şiir]
Sitem [Şiir]
Yarım Elma [Deneme]


Fatih Barış kimdir?

Akşam Yatmaz, Sabah Kalkmaz. . Elinde sigarası, tablası masada fazla dolmadan onu bırakır, kağıda kaleme sarılır, olduk olmadık yerlere yazıp durur. Nerde dur bilmiyor, biri öğretsin istiyor. Geceler yoldaş olunca, kağıt kalemle ahbap olmak daha bir hoş geliyor. Herşeyde güzeliik vardır deyip, güzelin peşinden koşar, onu bulmaya çalışırım.

Etkilendiği Yazarlar:
Atilla İlhan,Dilaver Cebeci, Ümit Yaşar Oğuzcan,Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fatih Barış, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.