..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Ahmet Kenan DOĞUŞ




25 Ağustos 2008
24 Yıl Sonra  
Ahmet Kenan DOĞUŞ
İki eski sevgilinin eşleri öldükten sonra karşılaşmaları


:AIDC:
YİRMİ DÖRT YIL SONRA

Kemal Teyze oğlu İsmetin dükkanına girdiğinde içerde genç bir kadından başka kimse yoktu. Kemal özellikle girmişti . o, içeri girdiğinde ise, İsmet dışarı, kapı önüne çıkmıştı.Genç kadının bu gün gelip sipariş ettiği şalı alacağını ,Kemale , bir gün evvelden kendisi haber vermişti . Ve her ikiside, tesadüf gibi gözüken bu olaydan haberliydiler.Ama bundan içerdeki genç kadının haberi yoktu . Kapıya arkası dönük bir şekilde duruyordu ve sipariş edip getirtiği şalı incelemekle meşguldü. Dükkana birinin girdiğini fark etmemişti bile .

- Yardımcı olabilirmiyim hanımfendi

Genç kadın gayri ihtiyari kafasını yana doğru çevirmiş , kendisine seslenen adama şöylesine boş bir şekilde bakarak, tekrar elindeki şalla ilgilenmeğe devam etti . Cevap vermeğe lüzum görmemişti. Kemal hiç istifini bozmadan aynı tavırla yine konuştu

- Bana kalırsa O elinizdeki değil ama biraz ilerdeki , yeşil rengin hakim olduğu şal size daha çok yakışacaktır eminim bundan , Çünki, sizinki gibi zümrüt yeşili gözleri olan birine ancak o yakışır.

Genç kadın birden hiddetlendi.Kim bu patavasız ?, dedi içinden . Oysa bu civarda İsmetten başka kimseyi tanımıyorduki .Konuşunda İsmet değildi. Öyleyse bu laubaliliği yapan kimdi. Oldum olası böylesine zevzekçe konuşan insanlardan hazetmezdi .İsterse bu tezgahtar olsun, yada kim olursa olsun . Bir iki çift laf etmesi gerektiğini düşündü . Yüzü asıldı ve sinirli bir şekilde geriye döndü.Tam adama terslenecekti’ki birden Kemal’le göz göze geldiler.Genç kadın birden durakladı Aniden şaşılacak bir çabuklukta sakinleşti. Ama yinede cevap vermedi.Daha doğrusu vermemeyi uygun gördü Ama yüzünde istemeden bir tebessüm oluşmuştu. Hayretle karşısındaki adama baka kalmıştı. Bir anda ikiside donmuş kalmış gibi birbirlerini inceliyorlardı aynı anda dükkandan içeri mahallenin veletlerinden biri giriyorduki , kapıdaki İsmet , çocuğu dükkana girmeden ensesinden dışarı çekti

- İçeri girme Vedat

Ufaklık bozulmuştu . aynı anda Kemalde başınla çocuğa dışarı çık diye işaret edince oğlan ne olduğunu anlamadan çıktı gitti , gözden kayboldu.

- Merhaba Şadiye , Nasılsın
Genç kadın cevap vermemişti ,Hala Kemali süzüyordu. O anda kimbilir ne düşünüyordu. Daha doğrusu cevap verip vermemek arasında bocalıyordu. Kemal tekrar sordu
- Cevap vermedin, yoksa hala dargınmıyız
Şadiye isimli genç kadın kararsızlıklar içersindeydi , bir an ne diyeceğini nasıl cevap vermesi gerektiğini düşündü. Her şey o kadar kolay değildi. Nasılsın Sorusuna tabii ki ” Sağol İyiyim diyebilirdi” ama her şey o kadarda basit değildiki. Cevap verdiği andan itibaren konuşması gerekeceğini biliyordu ve Kemalle konuşup konuşmamak arasında kararsız kalmıştı . Çünki bu hatır sorma sıradan bir hatır sorma değildi ve mutlaka arkası gelecekti . Oysa Küllenmiş ateşi yelpazelemenin hiçte sırası değildi . Zamanın rüzgarı kor ateşleri öylesine küllemiştiki , o, küller arasında hala bir kıvılcımın kalıp kalmadığı bile şüpheliydi Varsada bunca zaman sonra bu kıvılcımı tekrar ateşlemenin ne manası olabilirdiki . Bunları düşünüyordu ama . Konuşmak istemediğinden o kadar emin değildi . Kemal ise genç kadını konuşturmak için kararlıydı . Çünki bu anı öylesine uzun bir zaman beklemiştiki bunun içersine bir ömür sığmış. Ve onu görmeyeli tam yirmidört sene olmuştu.

- Aradan geçen bunca zamandan sonra. Yoksa beni hatırlamadınmı
- Sence bunayacak kadar yaşlımı gözüküyorum , Kemal bey.

Genç kadın bu cevabı istemeden vermişti ama bu cevabın içinde bir sitem vardı. Ve istemeden verilmiş bir cevaptı. Ama her şeye rağmen yinede konuşmuştu.

- Estağfurullah, onu kastetmemiştim . Nasılsın
- Sağol iyiyim .Sen nasılsın

Kemal kadının bu cevabından sonra rahatlamıştı biran içinden, genç kadını kucaklamak arzusu ile tutuştuğunu hissetti.Ve bu arzu ile , içine öylesine bir sıcaklık dolduki birden terlediğini hissetti .Bütün vücudu adeta alev alev yanıyordu.Yıların verdiği hasretin bittiği gün, bir başka hasreti başlamıştı.Ona dokanacak kadar yakınken ,sanki kilometrelerce uzaklık hissi veren bir yabancılaşmışlık duygusuydu bu , ve bu duygu, ayrılık hasretinden daha kötüydü. İşte bu yüzden ona değil sarılmak dokanmağa bile korktuğunu anladı. Ne kötü bir durumdu bu. Bunu bildiği içinde kendini güç bela zapt etti. Çünki aradan ona sarılamayacak kadar uzun yıllar geçmişti. Şimdi birer yabancı iki insandılar ve kader onları çoktan ayırmıştı .

- Biliyormusun , hiç değişmemişsin
- Öylemi olduğunu sanıyorsun
- Evet, Hala çok güzelsin
- Yaa !. İltifat ediyorsun.Ama , yinede sağol teşekkür ederim..... Sende pek değişmemişsin
- O kadarda değil canım, Baksana kafamızda saç kalmadı , eh birazda göbeklendim . onun için senin iltifatını ben pek kabul edemeyeceğim
- İltifat filan etmiyorum.Duyanda diyecek,ki adamın kafasında hiç saç kalmamış... E, okadar olacak, artık ikimizde genç değiliz’ki .
- Bırakalım şimdi bunları , yıllar sonra konuşulacak şeylermi bunlar. Görmeyeli ne yapıyorsun .
- Ne yapalım işte , Hayat mücadelesi ,Sevinçler üzüntüler, kederler, hangisini anlatayımki .
- Evet duydum , başın sağolsun, gerçi şu anda yaranı deşmek istemezdim ama, sana baş sağlığı dilemek zorunda hissediyorum kendimi .
- Yinede sağol, ne yapalım alıştım sayılır .
- Ne kadar oldu
- Aşağı, yukarı bir buçuk yıl kadar oluyor. Sen nerden duydun.
- Duydum işte bir yerlerden, ben onca yıl seni hiç unutmadımki , her fırsat bulduğumda seni sorduruyordum . Bunca yıl hayatının neredeyse bütün detaylarını biliyorum sayılır
- Kimden duydun , kim ne haber verebilirki sana hakkımda . Sen İstanbuldasın ben İzmirdeyim
- Boş ver öğrenip ne yapacaksın, Çocukların ne yapıyor.
- İyiler , teşekkür ederim
- Berna’da senin kadar güzelmi
- Berna’mı.? sen Berna’nın ismini nerden biliyorsunki, EE, oldu olacak oğlanın isminide söyle bari
- Ufuk... değilmi canım, Ve oğlunun sünneti için burdasın , yanlışmı.
- Tamam tamam , anladık.Ajanların iyi çalışmış. Leyla Hanım nasıl .Seninkiler ne yapıyor. Daha doğrusu Çocukların varmı.?
- Bilmem iyilerdir herhalde.
- Ne demek iyilerdir, anlayamadım.
- Anlamışsındır’da , laf olsun diye birde benden duymak istiyorsun öyle değilmi .
- Gene bir şey anlamadım
- Her neyse , Bir oğlum birde karım vardı. Ve şimdi ikiside yok canım. Biz Leyla Hanımla ayrıldık.
- Yaa ! üzüldüm , geçmiş olsun
- Valla ben pek üzüldüm diyemeyeceğim
- Her neyse gerçektende bilmiyordum. Kasıtlı olarak sormadım kusura bakma . Hem nerden bilecektimki ben senin gibi başkalarının hayatını niye merak edecekmişimki .
- Doğru sende haklısın , nerden bilebilirsinki , benimki de laf olsun işte .
- Neyse , ilerde barışırsınız inşallah
- Pek öyle bir niyetim yok .
- Yok yok barışırsınız inşallah , Artık çocukluk yapacak yaşta değiliz.
- Zannetmiyorum , bitti o iş , Babamın bir lafı vardı . boşadığın karıyı bir daha asla alma derdi.
- Bırak bu manasız lafları ,
- Sende boş ver benim karıyı , ne yapacaksınki , İnsan ayrılırsa, çocukluk yaptığı için ayrılmaz .
- Valla bir şey diyemeyeceğim o sizin ikinizin vermiş olduğu bir karar. Yinede üzüldüm geçmiş olsun . Neyse müsaade edersen , gitmek istiyorum. Epey geciktim çünki

Şadiye dışarda duran İsmet’e seslendi :

- İsmet Abi , bu şalı alıyorum . Ne kadar’dı
- Tamam tamam borcun yok , benim sana hediyem olsun (dedi Kemal)
- Hayır olmaz Kemal . Böyle bir şeyi senden asla kabul edemem.
- Lütfen...Lütfen kabul et, hediyem olsun
- Kusura bakma kabul edemem
- Neden ama
- Saçmalama , ne anlamı varki. Bunca yıl sonra
- Lütfen kabul et
- Hayır dedim .O zaman , bende bu şalı almaktan vaz geçtim
- İyi , peki peki,Sen öde bakalım

Şadiye tekrar seslendi :

- Borcum ne kadar’dı , İsmet ağbi
- Tamam borcun yok , bu benim hediyem Onunkini kabul etmedin ama ben itiraz kabul etmem , güle güle kullan , Bizler eski arkadaşlarız ve bir bez parçasının dostluğumuz yanında ne önemi varki .
- Kabul edemem doğru olmaz bu ,alamam.
- Canımı sıkmada, Kapıyı üstünüzden kilitletme bana
- Peki peki, teşekkür ederim. Ama olmadı be !, İsmet ağbi beni mahçup ediyorsun .
- Uzattın ama . Ver şunuda bir poşete koyalım
- Tekrar teşekkür ederim.

İsmet Şalı poşete koymak için dışarda tezgahın üstünde bulunan poşet torbasına yönelmişti . Şadiye’de peşinden çıkarken , Kemal kolundan tuttu

- Seni tekrar görmek isterdim
- Bunun doğru bir şey olacağını zanetmiyorum
- Neden ama
- Bir çok nedeni var
- Seni bunca yıl sonra , Nasıl bu kadar çabuk kaybedebilirim , lütfen , bana bunu yapamazsın
- Israr etme , bu şu anda doğru bir şey olmaz . Lütfen sende anlayışlı ol
- Benden nasıl anlayış bekleyebilirsin, bir inatlaşma uğruna aramıza tam yirmidört yıl gibi çok uzun bir zaman girdi . Şimdi ise sanki kader bütün ağlarını tekrar birlikte olalım diye adeta ilmik ilmik örmüş . seni bu günden sonra bırakmamı nasıl benden bekleyebilirsin , asla asla vaz geçmem senden .,
- Yapma Kemal şu anda bunları konuşmanın hiç sırası değil . Hem inatlaşmayı yapan ben değildim sendin, bunu asla unutma .
- Ama sebeblerim vardı öyle değilmi , seni bırakmış olmamın suçlusuda sendin, ben değilim sende bunu unutma
- Lütfen Kemal geçmişi konuşmak istemiyorum. Bırak o orda kalsın . birbirimizi tekrar yaralamanın , üzmenin hiç bir anlamı yok. Hem bunun bize bir faydasıda yok artık tamammı
- Neden olmasınki, geçmişi geri getiremeyiz ama geleceğe yeniden yön verebiliriz öyle değilmi . Evlen benimle
- Deli , delisin sen , hadi bırak saçmalamayıda ,İzin verde gideyim, bak geç kaldım .Annem çocuklar merak eder ,
- Seni tekrardan görme sözü almadan asla bırakmam . Valla gelir annenin kapısının önünden tıpkı eskiden yaptığım gibi günde on kere geçerim seni ele güne rezil ederim
- Saçmalama böyle bir şeyi yapamayacağını ikimizde biliyoruz . Öyle değilmi , İsmet ağbi ne olur şu deliyi al başımdan.
- Beni karıştırmayın( diye seslendi dışardan İsmet )
- Bak gelir seni annenden istetirim

Genç kadın elinde olmadan gülümsedi

- Hay Allah çattıkmı şimdi ,oldu olacak elini çabuk tutta bari ana kız aynı anda evlenelim olurmu .
- Ne o kızın evleniyormu yoksa
- Ne zannettin ya , lütfen kemal daha fazla uzatmada tadında bırak , Kimbilir bakarsın belki bir gün yine karşılaşırız bari dostluğumuz ve arkadaşlığımız kalsın , hadi şimdi hoşçakal
Genç kadın Kemalin elini sıkmak için Hamle yaparken Kemal sanki bu anı bekliyormuş gibi o daha atik davranarak genç kadının elini avuçlarının içine aldı ..
- Bunu bana yapamazsın. Hiç olmazsa arada bir telefonlaşalım , numaranı ver
- Kusura bakma , telefonumu veremem
- Ben vereyim, sen beni ara
- Bilemiyorum, arayabileceğimi zannetmiyorum, hem bu doğru olmaz öyle değilmi
- Lütfen bak deminki teklifimde çok ciddiydim. İkimizde kendimizi yalnızlığa hapsedemeyecek kadar genciz yapma bunu .Bunun doğru olmayacak bir tarafı yok sen dul bir kadınsın bende bekar bir erkek sayılırım .ve iki bekar insanın yeniden evlenmek istemesinden daha tabii ne olabilir . Geçen seferki fırsatı istemeden kaçırmıştık ama bu sefer aynı şeyi bir daha yapmayalım ne olur , Senden geçmiş için ne kadar özür dilemem gerekiyorsa hepsini günlerce , yemin ediyorumki . geçmiş için kaç gün üst üste istersen senden o kadar gün sürekli özür dileyeceğim. Bak geçmişte yaptığımız hataları telafi imkanımız fırsatımız çıktı ne olur bunu’da sen geri çevirme
- Hiç bir şey geçmişte olduğu gibi , asla geri gelmez
- Neden ama, neden geri gelmesinki
- Kırılmazsan sana bir şey söylemek istiyorum
- Söyle canım
- Bırak eskisi gibiyi , seni hala sevdiğimden bile emin değilim artık .
- Ben kendimi yeniden sevdiririm sana . söz veriyorum .
- Bu iş sana göre O kadar basit öylemi !. İkimizde ayrı dünyalar kurduk, ve hayat sürdük ayrı birer geçmiş oluşturduk . Her sey sence bu kadar kolay basit ha ! ben seni daha mantıklı zannederdim. Peki ikimizde kendi yaşantılarımızda oluştuduğumuz hatıralardan nasıl sıyrılacağız . Benim ölen kocamı sevmediğimi ,ve onu hala özleyip özlemediğimi nerden biliyorsun. Ya ben , karını hala sevip sevmediğini nereden bileceğim. İlerde barışma ihtimalini o kadının elinden almamı nasıl bekleyebilirsin benden . Bana inat olsun diye onunla evlenmiştin. Şimdi ona inat olsun diye beni kullanmayacağını nereden bilebilirim , bundan nasıl emin olabilirim. Ne dersin daha sayayımmı istermisin.
-Bilemiyorum ,galiba haklısın , ama yinede sana telefon numaramı vermek istiyorum . Ben nasıl olsa seni yine bulurum. Çünki İstanbula yerleştiğini biliyorum .
- Anlaşıldı senden kurtuluş yok.Ver bakalım numaranı ama , seni arayacağım diye bir garanti vermiyorum. Bunu peşinen söyleyeyimde sonra hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum .

Kemal birden rahatladığını hissetti çünki kendisini mutlaka bir gün arayacağını biliyordu ve içinden bunun çabuk olması için dua etmeyi ihmal etmedi . Kısa bir tokalaşma ve vedalaşmadan sonra genç kadın Annesinin evine doğru yürüdü ve biraz sonra gözden kayboldu. Kemali hisleri yanıltmamıştı. Gerçektende on gün sonra Şadiye’nin annesi Kıymet Hanım , Kemalin annesini ziyarete gelmiş ve Kemalin karısından ayrılmasının nedenini ve Kemalin gerçek niyetinin ne olduğunu öğrenmişti .Kıymet hanım ve Hatice hanımın, eskilere dayanan çok samimi bir arkadaşlıkları söz konusuydu ve evlatlarının geçmişte birbirlerine delice olan aşklarından haberdardılar ama , o gün için yapabilecekleri bir şey yoktu ve iki genç’te birbirlerinden ayrılmak zorundaydılar , hayatın gerçekleri bazen insanlara acımasızca davranabiliyordu ve bizlerin gücü bunu değiştirmeğe asla yetmiyordu Hatice hanım, Kemalle, Şadiyenin, karşılaşmalarını ,ve aralarında geçen konuşmaları biliyordu,Aynı şekilde bu olaydan , Kıymet hanımda haberliydi, çünki onlarda ana kız bu olayı konuşmuşlardı. , İkisininde annesi, yıllar sonra çocuklarının karşılaştıkları gün aralarında geçenleri öğrendikten sonra bir telefon görüşmesi yaparak , buluşmuşlar .Uzun uzun konuşup çocukları için en doğrusunun ne olacağını birlikte kararlaştırıyorlardı .Çünki ikisininde hala birbirlerini sevdiğini biliyorlardı. Yinede son karar iki genç insanındı . Ve kader ne isterse o tahakkuk edecekti. Gerisi zaten ayrıntılardan ibaret değilmiydiki .Ama en büyük ayrıntıyı, Hatice hanım Kıymet hanımdan gizlemişti, o’da oğlu Kemal’in karısının üstüne Eser,diye birine aşık olmasıydı .Bu evliliği bitirenin ikinci bir kadına duyulan aşk olduğunu söylemenin ne gereği vardıki . Öyle ya ,gelini kafasını,ve kadınlığını kullansaydı kocasının başka bir kadına gönül vermesine fırsat vermeseydi . Bunda oğlu kadar onunda suçu yokmuydu.Bu saatten sonra İşin içine Eser’i karıştırmanın ne gereği vardı’ki . Nasıl olsa ayran gönüllü olan oğlu, Şadiye’sine yeniden aşık olmakta asla zorlanmayacaktı.ve bunu çok iyi biliyordu. Eser’e gelince onunda başka Kemal’ler bulmakta pek zorlanacağını sanmıyordu. Bütün bunları anlatıp ortalığı bulandırmanın ne manası vardıki.Kadın başındaki diğer iki bekar oğlundan bıkmıştı hiç olmazsa birini sepetleme fırsatı çıkmıştı Ve bunu kaçırmanın bir manası yoktu......................



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Piyer Lotide Bir Akşam Çayı [Şiir]


Ahmet Kenan DOĞUŞ kimdir?

Kelimelerle oynamayı seviyorum. onların birbiri ile olan ahengi ve bağımlılığı ,hayatı anlamanın ve anlatmanın maddesel boyutunu,manaya dökmenin bir başka yoludur

Etkilendiği Yazarlar:
etkilenmek anlık bir ruh halidir. o an kim etkilemişse ,iyi bir yazar ve sanatçı o dur


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Ahmet Kenan DOĞUŞ, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.