İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Yüzüm yara bere dolu,sanki saksı,bu yaralar bitki gibi kökleri yeşeriyor,eziyetli kanlı irinli, meyvesini vermeye başlıyor.Kaşıdıkça kanıyor,bir tek çenem,gözlerimin çevresi ve alnım yara almadan kurtulmuştu.oralarda bir hasar yoktu.Yüzüm harabe gibiydi.gözlerim ve dalgalı simsiyah saçlarımdan başka suratımda elle tutulacak yerim yoktu.,ve ben çocuk halimle o ağrılara,aşağılanmalara nasıl dayanıyordum,bilemiyordum .Ailem beni çok seviyordu.Hele babaannem nur içinde yatsın mekanı cennet olsun,devamlı benden içme suyunu isterdi.Özel bir kulplu kasesi vardı,bana verirdi,soğuk testiden soğuk su doldurur ikram ederdim.bir kase susuzluğunu gidermiyordu,bir daha getir derdi ,ben getirmem kalk sen iç dediğimde,bak ben seni çok seviyorum,babamın adı Abdulvahap”tı..onu görmedim.1878 Osmanlı-Rus harbinde şehit oldu,askere gitti dönmedi,işte sana babamın adını verdiler.Vehbiye diye . O zaman ikinci suyu,bu hikayeden sonra verirdim,herhalde üzülüyordum,yetim babasız annesiz büyüdüğüne.annesini de yeniden ailesi evlendirmiş,5-6 kardeşi olmuş,ama o öz baba ve anne hasreti çekiyordu,hiçbir zaman 0nlara yakın olamadı.zaten aynı kaderi o da yaşamış.6 erkek evlat doğurmuş, 3ü bebekken vefat etmiş.Mehmet,Rahmetli babam Mustafa ve Mahmut.yaşamış.dul kaldığı zaman Rahmetli Mehmet amcam 9,babam 6 Mahmut amcam 3 yaşındaymış.Mehmet amcam ben 7 aylıkken vefat etmiş.adımı koyan da oydu.Babaannem çoğunlukla bizde kalırdı. Rahmetli Mahmut Amcam memur olduğu için ilçelerde geziyordu.Annem de 0nu seviyordu,ama Baba annem çok merhametli ve anlayışlıydı,anneme derdi ki sen çok iyisin ama terzilik yaparak oğluma yardım ediyorsun. Mahmut”un durumu daha iyi biraz da 0nlarda kalayım derdi.Eskiden evlerde banyo değil de su yoktu.içme suyumuzu sakalar getirirdi.kullanma suyunu da kuyularda biriktirdiğimiz yağmur sularından sağlardık.umumi hamamlara 15 günde bir gidilirdi.işte baba annem babamdan para almadan bizimle banyoya gelmezdi,babamı beklerdi,veya sabah banyo parasını 0ndan alırdı. Anneme sana hakkım yok diyordu.namazında niyazında çok iyi bir babaannem vardı. Nur içinde yatsın.neyse ben tekrar kendimi anlatmaya devam edeyim,Rahmetli annem ileri görüşlüydü,beni okutmayıp evde bıraksa,hizmetçi bile olamam,yüzümdeki yaralardan iğrenir herkes elimden pişmiş yumurta yiyen olmaz.en iyisi okula yazdırayım.yüzündeki yaraların iyileşmesini bekleyemem. Almazlarsa şikayet ederim ,diye düşündü.Allah”a tevekkül edeyim ,inşallah bir engel çıkmaz diyerek,evimizin 150 m. ilerisindeki Dumlupınar ilkokuluna yazdırdı,neyse ki o yıllar şark çıbanı adı altında herkesin bir yerlerinde bu yaralardan vardı.bu halim engel teşkil etmedi.artık okulluydum.çok sevmiştim okulu.ilk okumayı sökenlerden bir bendim.İkinci sınıfta hiç unutmam öğretmenim elime dergiyi tutuştururdu,tahtaya hep ben yazardım,sonra kendi defterime de geçirirdim Dumlupınar ilkokulu 3 sınıflıydı. 4-5 sınıfı merkez ilkokulunda okudum,mezun oldum. .Bu öğretmenimle aynı okulda beraber çalıştık. Ben o yıllar müdür yardımcısıydım. 08.07.2008
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © vehbiye yersel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |