"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
“Bitti...” dedi. “Sonunda senden kurtuldum!” Anahtarla kapıyı açtı. İçerisi her zamankinden daha sessizdi. Bir süre sessizliği dinledi. Odaların içi boşalmış gibiydi. Oysa eşyalar yerli yerinde durmaktaydı. Yine de boşluk hissi veriyordu. Mutfak ve banyo da aynı hisle bezenmişti. Bunu bir süre hoş bir biçimde algılamaya çalıştıysa da çok geçmeden sinirleri bozuldu. Boşalanın kendi içi olduğunu duyumsadı. Yalnızdı!.. Yalnızlık keskin bir bıçak gibiydi. Canını acıtıyordu. Ama yanlış bir ilişkiyi devam ettirmektense yalnız olmak daha akılcıydı. Bunu bir biçimde göğüslemeliydi. Uzun soluklu bir ilişkiden kopmanın güçlüğünü deneyimliyordu. Bütün dostlarının söylemleri kafasında tekrarlanıp duruyordu. - En doğrusunu yaptın! - Harikasın. Onu terk etmek hayatında yaptığın en akıllıca şey. Seni kutluyorum. - Sana göre değildi. Bunu ne zaman fark edeceksin diye bekliyordum. Ayrılmanız beni hiç şaşırtmadı. Hatta gecikmiş bir karar!.. - Özgürlüğün keyfini çıkarmaya başladığında ona nasıl katlanmış olduğuna şaşıracaksın. İnan bana onun için yaptıklarına ve katlandıklarına en çok şaşıran kişi sen olacaksın! Bir süre sonra bütün cümleler düşmanca görünmeye başladı. Kendisini çok yalnız hissediyordu. Ayrılık fikrinin pek de iyi olmadığını düşünüyordu. Kim ısıtır, kim sever beni daha? Kime sarılınca üzüntümü dökerim içimden? Kimin gözlerine baktığımda umudu bulurum? Kim olur düşlerimin en büyük yıldızı? Kim okşar saçlarımı bölünmemiş bir yürekle? Hiç kimse!.. Bütün gece ne yapacağını bilemedi. Kimse tarafından sevilememek ihtimalinin yarattığı bunalımla örttü üstünü ve uykuya daldı. Ama bu her zamanki uyku halinden daha farklıydı. Bilincinin açıklığını hissediyordu. Sadece bedeni sessizliğe gömülmüştü. Dışarıdan bakan biri uyuduğunu sanırdı. Ama içerideki kişi uyumadığını biliyordu. Düşünde bir ses sürekli ona sesleniyordu: Bu rengi siyah sevgiyi sen yarattın. Hatırlasana... Biri çıksın karşıma, beni öyle bir sevsin ki, sevgiyle boğsun... Biri çıktı karşına seni öyle bir sevdi ki, sevgisiyle boğuldun. Bu rengi siyah ilişkiyi sen yarattın. Hatırlasana... Biri çıksın karşıma, beni gölgemden bile kıskansın... Biri çıktı karşına, seni gölgenden bile kıskandı. Bu rengi siyah üzüntüyü sen yarattın. Hatırlasana... Biri çıksın karşıma, ne onunla ne de onsuz olmasın... Biri çıktı karşına, ne onunla ne de onsuz olmadı. Bu rengi siyah hayatı sen yarattın. Hatırlasana... Hayat biraz çıkmaz sokaklar gibi olmalı, bir yerde tıkanmalı; yoksa insan kendini nasıl sınar... Hayat bir çıkmaz sokak oldu, kendini hep bir çıkmaz sokakta buldun. Bu rengi siyah düşü sen yarattın. Hatırlasana... Acı ve hüzündür en büyük öğreti... Acı ve hüzün oldu en büyük öğretmenin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © derya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |