..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > YAKUP KUŞCU




25 Aralık 2007
Dost Dediğin Böyle Olur  
YAKUP KUŞCU
Bu öykü dostluk ve arkadaşlığın nasıl olması gerektiğini anlatır


:CEIG:
Biri saf, diğeri kurnaz iki arkadaş varmış.
Bir gün parasız kalan kurnaz arkadaş, saf olan arkadaşının yanına gelerek;
----Arkadaşım demiş,parasız kaldım bana biraz borç verir misin? Demiş.
----Saf olan arkadaşı da, yanına gelen arkadaşını boş çeviremezdi. Çünkü O nu bir arkadaş, bir dost olarak çok seviyordu.Çünkü O sevdiğini ALLAH için seviyordu.Elinde ne kadar parası varsa, kuruşuna kadar arkadaşına verdi.Nişanlıydı, evlenecekti.Kurnaz arkadaşı ona; nişanlını bırak onunla ben evleneyim, onu bende çok seviyorum demiş;
O da nişanı bozarak nişanlısını arkadaşına vermişti.
Gün geçti, haftalar, aylar geçti.İş olacağına varacak ya! Saf olan arkadaş işsiz kalmış,
Kendinden aldığı parayla işlerini geliştiren kurnaz arkadaşının kapısını çalmış.
----Arkadaşım demiş, işsiz kaldım, iş yerinde bana uygun bir iş ver de bende çalışıp rızkımı temin edeyim demiş. Kurnaz arkadaş da Ona;
----Bende sana göre iş yok deyip arkadaşını geri göndermiş.
Bu duruma üzülen saf arkadaş,
Candan aziz bildiği arkadaşına serzenişte bulunarak oradan ayrılmış. Cadde de giderken
Nur yüzlü bir ihtiyar selam vererek yanına yaklaşmış. Demiş ki!..
----Evladım hastayım, doktora gittim ama ilaçlarımı param olmadığı için alamadım demiş.
----Saf arkadaş cebinde kalan parayla da, ihtiyarın ilaçlarını alıp verir ve şifalar dileyerek
Gönderir. Bir kaç ay sonra ihtiyarın vefat ettiğini, vefat etmeden önce de mirasını kendisine bıraktığını öğrenir. Artık kendiside zengin olmuştu.Kurnaz arkadaşına kırgındı.ona karşılık arkadaşının iş yerinin karşısında iki katlı bir ev alır. Bir gün yaşlı bir kadın dilenci
kapısını çalar.
----Evladım der;hiç kimsem yok, açım, kalacak yerimde yok, ALLAH rızası için bana yardım et der: O da;
----Teyze buyur bende senin evladın sayılırım, yalnız yaşıyorum eğer sende istersen gel beraber burada yaşayalım, ben dışarıda kazanır, sen evde yemeğimizi yaparsın der. Yaşlı kadın da bu teklifi kabul eder ve beraber yaşamaya başlarlar. Birkaç ay sonra yaşlı teyze;
----Evladım eğer sende münasip görürsen,tanıdığım helal süt emmiş bir kız var, onunla evlenip mutlu bir yuva kurmanı istiyorum demiş. Saf arkadaşta;
----Sen bilirsin teyze demiş ve yaşlı teyze gidip kızı ailesinden istemiş. Söz, nişan derken,
Düğün günü gelip çatmış. Nikah kıyılmak üzereyken, damat mikrofonu eline almış ve gelen davetlilere şöyle seslenmiş;
----Benim candan aziz bildiğim bir dostum vardı. Bir gün gelip benden para istedi, tamamını verdim. Evlenecektim nişanlımı istedi hiç düşünmeden onu da verdim. Ama bir gün çalışmak için yanına gittim, iş istedim; bana burada sana göre iş yok deyip beni geri gönderdi, diye arkadaşına serzenişte bulundu. Arkadaşı da oradaydı. O da mikrofonu eline alıp şöyle demiş;
----Benim de çok sevdiğim bir arkadaşım var. Ondan bir gün para istedim parasının tamamını verdi. Nişanlıydı, evlenecekti nişanlısını hiç tereddüt etmeden bana verdi. Çünkü
O kız yaramaz birisiydi arkadaşıma uygun biri değildi. Bu arkadaşım yanıma geldi iş istedi,
Sana göre iş yok deyip gönderdim. Çünkü O nu çok seviyordum elimin altında çalışmasına
Dayanamazdım. Yolda giderken yaşlı bir ihtiyara rastladı O benim babamdı, onu ben göndermiştim. Evine yaşlı bir kadın dilenci geldi, O da annemdi. Onu da ben gönderdim.
O yaşlı kadın arkadaşıma bir kız bulup nişanladı. Şimdi evleniyor. Şu gördüğünüz damat
Benim can dostum, gelin de benim KIZ kardeşimdir demiş;


Her baştaki ayrı bir dert, Kimi kalleş kimisi mert,
Bir birine benziyor fert, DOST DEDİĞİN BÖYLE OLUR.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tövbenin Tarifi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Saçların [Şiir]
Bulamadım [Şiir]
Ceylan Gözlüm [Şiir]
Tertip Acısı [Şiir]
Vicdanın Yok Mu Senin? [Şiir]
Beni Hatırla [Şiir]
Buldu Bulacak [Şiir]
Cesaretim Yok [Şiir]
Bil Sevdiğim [Şiir]
Suratına Tükür [Şiir]


YAKUP KUŞCU kimdir?

kendi şiirlerim ve türkü sözlerim yer alacktır

Etkilendiği Yazarlar:
abdurrahim karakoç.ozan arif


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © YAKUP KUŞCU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.