En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
X müşavirliğe gittim. Orada duyduklarım da çok farklı sayılmaz. Sayın X müşavirliğin sahibi müşavir bey de ne alaka bilmem işi yapıp yapamayacağımı değil de yapılan işlerin caizliğini sorgulamaya kalktı. Gel de çıldırma. Yaa ben iş yapmak istiyorum işşşş… Neden saçma sapan sorularla oyalıyorsunuz, alacaksan alırsın almayacaksan yok kardeş seninle çalışamayız dersin. Müşavir bey soruyor şimdi dinleyin…. SMMM --- adın ne senin? Nerelisin? Kimlerdensin? Ben --- dilek ismim. AAA’lıyım. kimlerdensin kısmını yazmıyorum o bende kalsın. :) SMMM --- Ne okudun? Nerelerde çalıştın? Ben --- ticaret lisesi mezunuyum, iktisat’ı bitirdim. X Bankada çalıştım iki yıl personel azaltımına gittiler ayrılmak zorunda kaldım, muhasebe servisindeydim. Y şirketinin muhasebesini tuttum fakat işyeri kapandı ayrıldım. Z sigorta şirketinde hasar servisinde çalıştım. 5 yıl…sözüm kesildi devam edemedim :S SMMM --- piyasada bir sürü muhasebeci var, nolcak muhasebeci olacaksın da? Bilen bilmeyen yapıyor bu işi, unvan önemli değil ki. Bu işi bilmek gerek. Ben --- elbette haklısınız. Bu işi bilerek yapanlar var bilmeden yapanlar var. Ama her meslekte yok mudur işini iyi ya da kötü yapanlar. Bu da öyle. SMMM --- sen bu işi biliyor musun? Çalıştın mı hiç? Hem devamlılık önemli. Ben --- smmm bürosunda çalışmadım hiç. Ama teori dışında da bilgim var. Bir süre yaptım bu işi, işyerim kapanmasaydı devam da ederdim. Doğruyu söyleyeyim tek fark oranlar değişmiştir o kadar, bilmediğim bu olur ancak. Onları da güncel takip edince zaten kavrıyorsunuz. Yani dediğiniz gibi devamlılık önemli, ben de bu işi devamlı yapmak istiyorum. Bu arada her şeyi bildiğimi de iddia etmiyorum yanlış anlaşılmasın mutlaka bilmediklerim de vardır, onları da sizden öğrenirim artık. Bu cümlemden sonra bir suskunluk yaşıyoruz. Ve arkasından caydırma politikaları başlıyor. Kibarca olmadı diyecek ama lafı çok dolandırıyor. İşte can alıcı cümleler, sorular ve benim cevaplarım… SMMM --- biz işi büyüttük işte, gördüğün gibi. Elemana ihtiyaç var ama burası çok yoğun gece de çalışabilir misin burada. Kızlar burada saat gece 1’e kadar falan mesai yapıyorlar. Birden fabrika düşüncesi uyandırdı bende. Acaba vardiya usulü mu çalışılıyor diye düşünmekten alamadım kendimi.. Ben --- mesai her iş yerinde vardır. Ama bu biraz fazla gibi. Yine de yanlış anlamayın işini savsaklayan bir eleman olmadım hiçbir zaman. Gerektiğinde mesai yaparım, uygunu buysa onu bir kez de ailemle konuşmalıyım. Çünkü gecenin o saatinde beni alacak birileri olmalı, siz de bir genç kızın o saatte eve tek başına gitmesini normal karşılamazsınız herhalde. Bu belirli dönemlerde oluyordur muhtemelen. Yılbaşı gibi ne bileyim KDV dönemleri, Muhtasar dönemleri gibi… SMMM --- biz hep bu tempoyla çalışıyoruz. Gece 12 – 1 gibi kapanır burası. Sabah 8 – 9 açılır. Böyle yani yapabilir misin? Ben --- bu şartlarda altında benim staja başlama sınavına çalışmam için de bir zamanım kalmıyor. Zor gibi bu durumda. İşi yaparım size de çok verimli olurum, verdiğinizi fazlasıyla alırsınız fakat şu durumda benim kendime bir yararım dokunmayacak. SMMM --- ne olacak canım sınava girmeyi ver. Hem girip de napacan? Bak bizim kızlardan biri var stajı bitiyor yıl başında, bitirmeyi verirse belgesini alacak. Ama burada çalışmaya devam edecek. Çok da önemli değil belge. Ben --- kendinizce haklı olabilirsiniz, ben öyle düşünmüyorum. Stajımı başlatıp nasipse belgemi de alıp öyle devam etmek istiyorum. Zaten ayrıca bir büro açma düşüncem yok. Çalıştığım yer uygunsa, kabul ederse ben onlarla devam ederim. Olmadığı taktirde başka planlarım var. SMMM --- bizim bir de sigorta acentemiz var. Sigortacılıkta yapıyoruz. X sigorta şirketinin acentesiyiz. Ben --- hangi branşlarda satışlarınız var? (bildiğim bir konu ve iş ya biraz rahatlıyorum konuşurken) SMMM --- elementer var sadece. Ben --- hayat branşı almayı düşünmüyor musunuz? Hem elementere göre daha az risk taşıyor. Yıl sonundaki rapeliniz malum hasar yüzdelerinize bağlı değişiyor, etkiliyor. SMMM --- hayat branşı yalan dolan. Gerekli ve doğru görmüyorum. Hem sizce caiz mi? Resmen bu sorudan sonra soğuyorum işten. İşten derken onlarla çalışma hevesinden. Ben neredeyse bütün şartları iyileştirmeyi düşünüyordum. Allahtan misafirleri geldi de, ben de bu iş saatlerinin uygun olmadığını, kasımdan sonra düşüneceğimi söyledim. Tabii bu durum rahatsız etti sayın SMMM mizi. Lafı kondurdu tabii kasımda ihtiyacımız olursa konuşuruz tekrar diye. Çıkıyorum… Evet YMM bürosuna geri dönüyorum. Hatta bu arada da sakinleşmeye çalışıyorum. Bugüne kadar hiç önyargılı bir insan değildim, neden bilmem ağabeyimin mutaassıp bir yer üzerini değiştirir misin lafından sonra ben de sanırım zaman zaman önyargılı davranabiliyormuşum. Nitekim bu işyerinde bunu aşmak için çok uğraştım ama ne maneviyatım kaldı sorgulanmadık ne de yapılan işlerin caizliği. Sayın YMM miz hakaretlerine devam etsin diye büroya geliyorum sonunda. Yol boyunca kendimi sakinleştirdim, rahatladım. Hatta biraz olsun anlamaya çalıştım her iki tarafı da. Kabullendim mi? Hayır, sadece saygı duymam gerektiğini düşündüm. Sessiz kalmaya karar verdim. Buradan sonrasını artık anlatmak istemiyorum izninizle. Hakaretleri daha da irdelememin bir anlamı yok. Kaldı ki aktarmadığım konuşmanın gidişatı da öncekilerden daha ağırdı. Sayın YMM beni bu işi yapmaktan vazgeçmem için iknaya çalıştı, hakaretlerine yenilerini de katarak. Bu arada da benim yanımda olan ağabeyim de birden taraf değiştirip ne gerek var sınava demeye başladı, hatta dilimin uzun olduğunu bile söyledi. Şaşkınlığım da kızgınlığımda arttı, bir ara gözlerimin dolduğunu hissettim yutkunmakta bile zorlanmıştım, üzerime çok gelindi. Konuşmaların sonunda izin istedim ayrılmak için, aldığım cevap “ne o randevun mu var otur oturduğun yerde” oldu. Bu cümleden sonra yüzümün aldığı şekli tahmin edebiliyor musunuz bilemiyorum. Ağabeyimle birlikte ayrıldık bürodan. Mamafih hakkını yiyemeyeceğim bir yer var, bu işi çalışarak öğrenirsin, belge fasafiso dedi, işte burada haklı sayılabilirdi belgenin anlamsız ve gereksiz olduğunu saymazsak tabii :))
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Dilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |