Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Gelelim asıl konuya... Yapılan anketlere göre AKP'nin 1. parti olarak meclise gireceği büyük bir ihtimaldi, MHP ve CHP'nin barajı aşacağı da... Ama kesin olan bir şey daha vardı... O da Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinden milletvekili seçilebilecek bağımsız adayların meclise girdikten sonra grup kuracağı ve DTP olarak mecliste bulunacaklarıydı. Acaba bu iki partinin milletvekilleri birbirlerine nasıl davranacaklardı?Seçimlerden önce DTP'li milletvekilleri için yeminlerini kürtçe edecekleri dedikodusu tansiyonu biraz daha arttırmıştı. Seçim sonuçları açıklandı ve beklendiği gibi MHP barajı aştı ve bağımsız adaylarda meclise girip grup kurmaya hak kazandı. Hatta milliyetçilik tabanı üzerine kurulan parti olan MHP ve zıt kutupta bulununan DTP milletvekilleri açıklanan sonuçlar üzerine mecliste yanyana oturacaklardı. Bu problem yaratabilirdi. Ve sıra geldi yemin törenine. Beklenen olmadı, dedikodu balonu patlamıştı. DTP milletvekilleri İstiklal Marşı'mıza eşlik etmediler. Fakat kürsüde yeminlerini sorunsuz bir şekilde ettiler. Bu arada dikkatlerden kaçmayan bir olay gerçekleşmişti. Herkes ortamın gergin olmasını beklerken Dep eş başkanlarından Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yanına giderek tokalaştılar. DTP vekillerinin bu kibarlığı samimi miydi, tartışılır.. Ama kendileri için çok büyük bir artı oldu bu hamle... Ben beklenmeyen bu olayı çözmeye çalışırken yemin töreni ufak tefek aksaklıklar haricinde sorunsuz devam ediyordu. DTP'lilerin bu hamlesi normal karşılanabailirdi. Ama MHP liderininde aynı kibarlık ve asalette karşılık vermesi normal miydi? Bazı milliyetçi cepheler tarafından düşman ilan edilen, hatta TSK komutanları tarafından protesto edilen DTP vekilleriyle bu kadar iyi ilişkilerde olmak acaba Devlet Bahçeli için sorun yaratabilir miydi? İşte burada herkesin iyice anlaması gereken bir konu ortaya çıkmış oldu. Sayın Devlet Bahçeli gelmiş geçmiş en kibar ve saygılı lider olduğu tekrar anlaşıldı. Milliyetçi kesime göre mecazen düşman olan ve bölücülük yapan DEP vekillerine sayın Devlet Bahçeli'den başka kim bu kadar anlayışlı davranabilirdi? Ya devlet Bahçeli'nin yerine başkası olsaydı? Ya beklenen olsaydı? Meclis salonu o gün o kadar sakin ve huzurlu olabilir miydi? Saygıdeğer Türk milliyetçileri, başkanınıza sahip çıkın. Pasif dediğiniz, yumruğunu masaya vuramıyor diye eleştirdiğiniz 22 Temmuz'da çok büyük bir krizi belki de olası bir iç savaşı engelledi. İki parti o gün birbirlerine girebilirdi. Zaten yerlerde sürünen uluslararası itibarımızın nasıl bir konuma geleceğini tahmin edebiliyor musunuz? Hadi uluslararası itibarı bırakalım bir kenara, ya ülkemizin insanları birbirine düşseydi siyasetçiler yüzünden... Bu ülkeye kavga eden değil, ortamdaki durumu kontrol edebilen politikacılar lazım. Saygılar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © IRKIM BEKDEMİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |