Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Suskun gülüşler giyindim üzerime, En güzelini elbiselerimin! Hani dokunuversen kırışacak gibi! Aklımda hep “SEN!” Her bir telinden özlem damlıyor saçlarımın, Boyunlarından asılmış masum öpüşler dudağımın kenarında! Ve gökkuşağının tüm renkleri düştü artık sakalıma! Tükeniyorum, tükeniyorsun, tükeniyor zaman... Bir bir çekiyorum kirpiklerimi, ıslanmasınlar diye! Göklerim ağlıyor tenhalığıma, bulutun yok haberi!.. Işıklı yollarda hıncahınç bir telâş! Bir koşturmacadır gidiyor karanlığın içine... Gürültülü âşıklar geçiyor loş sokaklardan, duyuyorum! Muhtemelen aç yatmak korkusu bu kaldırım yosmalarının! Gevrek kahkahalar yıkanacak caddelerden, gecenin damgası! İntihar teorilerim kazınacak bir de duvarlardan, korkuyorum... “SEN” diye atılmalıyım belki de, Hangisi kamaştıracaksa gözlerimi? Her biri bir sokak lâmbası hep güneş sandığım, biliyorum! Oysa yalancı aydınlıklarında sokak lâmbalarının, Güneşleniyor şimdi gece, matemiyle karanlığın! Tezahüratsız isyanlar basıyor yüreğimi derinden, Ve kızılın kışkırtıcılığına yenik düşüyor gecelerim, Kan yürüyor beynime, gecenin yok haberi!.. Alıp başımı gidiyorum, odamdayım fakat! Bir tanıdık el sallıyor uzaktan, mavi giyinmiş üstelik! Beyaz fistolu etekleri köpükten. Yeşil kurdelâları yosun, Yosun kokuyor saçları, sanki “SEN!” İstemsiz kapanıyor gözkapaklarım, Gözlerimde demir atıyor sandalımız Ve sallıyorsun beşiğini düşlerimin, Ne de olsa denizsin! Işıltılı taçlar giydiriyorum sana yakamozlardan. Bir yudum daha alıyorum içkimden ve... Sarhoşum, sarhoşsun, sarhoş zaman... Kaç yüz yıldır bu böyle, bilmem kaç saniye daha beklerim? Gemilerim batıyor bir yudum rakıda, denizin yok haberi!.. Bak yine leylâk rengi bir yağmur, sabahın alacakaranlığında! Bir bir ıslanıyor yıldızlar, sönüyor sokak lâmbaları... İstiridyeler dizili ufukta, pırıltısı denize vurgun, Işıl ışıl yanıyor aydınlık, mavinin solgunluğuna! Toprak çekiyor canımı, yağmurla sarmaş dolaş olmalıyım, Yeşilin tüm tonları akıyor gözlerimden usulca! Sarının ölgünlüğünü vuruyorum alnından, Ve kızdırıyorum âşıkları! Pembe hayallere dargın, karabasanlara tanıdık geliyor yüzüm. Kan sıçrıyor tuvaline düşlerimin, her darbesinde fırçamın! Renklerim siliniyor biliyor musun? Burada ayağa düştü hüzün! Soluyorum, soluyorsun, soluyor zaman... Islak mendiller savuruyorum boşluğa, Her birinde uçuşan “SEN!” Gölgeler volta atıyor her ne yana baksam, Katrana bulanıyor tüm renklerim, mavinin yok haberi!.. Ben “SEN”le çocukluğumdan vazgeçip, Büyüdüm, kocaman oldum! Kocamandı gözlerimiz, umutlarımız kocaman! Kocaman fikirleri savunduk, kocaman lâflar ettik “SEN”le! Kocamandı düşlerimiz, yüreklerimiz kocaman, Biz kocamandık “SEN”le... Ölümle kavgalı, yaşama sevdalıydık, Şiirden anlar, kitaplarla arkadaştık. Her konuda söylenecek bir sözümüz vardı! Şimdi bu sessizlik te neyin nesi? Ölüm mü ayrılık, yoksa ayrılık mı ölüm, anlatsana! Ölüyorum, ölüyorsun, ölüyor zaman... Bir ışık gönder, şöyle bir parılda! Yıldızlarım sönüyor, güneşin yok, yok haberi! Ben “SEN”i çok seviyorum, “SEN”in yok haberi!.. Ufukdoyumu
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © DenizinDelisi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |