Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov |
|
||||||||||
|
2. Dünya Savaşı`nın sona ermesi ile birlikte emperyalist güç olan ABD ve İngiltere - Almanya - Fransa`nın başını çektiği AB artık ülkelerle tek tek savaşarak ülkelerin kaynaklarını iş gücünü iradesini sömürerek kendi hegemonyalarını oluşturmuyorlar. Bunun yerine halkların dönüşümü yoluyla kendilerine bağımlı kitleler oluşturuyorlar. Kendi menfaatlerine hizmet eden ülke hükümetleri ile asla çatışmayan emperyalistler kendilerine tehdit oluşturan ülkelerle diğer yollar kapalı ise son çare olarak savaşmayı göze alıyorlar. Irak - Afganistan - Lübnan - Filistin ülkelerinde olduğu gibi. Meselemiz sivil toplum kuruluşları ve ABD arasındaki ilişkilerdir. Sivil toplum kuruluşları bazıları istisna olarak ABD`den ve AB`den sürekli hibe para elde etmekte ve bu paraları hükümetlerin aleyhine kullanmaktadırlar. Ekseriyetle farkında olarak ama önemli bir kısmı da farkında olmayarak kendi ülkelerinin zararına eylem yapan bu sivil toplum kuruluşları bir hiyerarşi ile yöneticileri ta ABD ve AB`nin devlet yöneticilerine kadar uzanmaktadır. Önce kendi içlerinde kuruluş amaçlarını söyleyelim. Demokratik bir düzen içerisinde temsil ettikleri üyelerinin haklarını korumak. İlk bakışta son derece kulağa hoş gelen bu durum işleyiş açısından hiç de böyle değildir. Öncelikle hazırlardıkları raporlar CIA`ya ulaşmaktadır. Çoğu zaman son derece basit olaylar için devlet ile milletin arasını açmaktadırlar. Milleti devlete, devleti millete küstüren bu kuruluşlar, insanları gayrı meşru yollara kadar itmektedirler. Devletin yolsuzluk yaptığı, devletin halkın karşısında olduğu, devletin kadınları ezdiği, devletin sahtekar olduğu gibi yaygaralar sürekli gündeme getirilerek halk ile devlet hiç bir zaman bir noktada buluşturulamamaktadır. Halkı bütünleştirici, insnaları birbirine bağlayan manevi olan düşünceye ve kuruluşa hiç bir destek verilmezken, insanları ayıran, fitneye ve fesata yol açan her türlü düşünce, özgürlük kapsamı dışında bırakılmakta ve çağdışı olarak görülmektedir. Ayrılıkçı her türlü sivil toplum kuruluşu ve kişiye ABD ve AB tarafından özgürlük ve demokrasi namına destek üstüne destek yağarken milli ve manevi öğeleri ön planda tutan hiç bir görüşe geçit tanınmamaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının gelirleri önceleri direk olarak CIA tarafından karşılanırken sonraları bağımsız bir kuruluşa bu yetki verilmiştir. Güya ABD ile alakası olmayan bu kuruluş fondan yararlanma bahanesi ile ABD`den ciddi miktarda para almakta ve dünyanın her yanındaki devlet karşıtı örgütlere para aktadırımı yapmaktadır. Bu sivil toplum örgütleri eğer kendi hükümetleri ABD`nin nihai amaçlarına hizmet etmiyorsa ayaklanma sağlayarak devrimlere bile neden olmaktadır. Bu Venezuellada denenmiştir, İran`da denenmiştir, Balkanlarda, Kafkaslarda, Orta Amerika`da denenmiştir, bir kısmı başarıya ulaşırken bir kısmı ulaşamammış, ama yine de geleceğin muhalefetlerinin tohumları atılmıştır. Dikkat edilirse stratejik öneme haiz yerlerde bunlar yapılmaktadır. Eğer bir ülkenin kaynakları varsa, stretejik önemi varsa, eğer gelecekte emperyalist ülkelere tehdit oluşturabilecek bir potanbseyel varsa o ülkede huzur yoktur, ya kötü yöneticileri vardır, ya da halkla arasında bağ yoktur. Metod son derece basittir. Demokrasinin kötülüklerden tek kurtuluş yolu olduğunu önce zihinlere kazımak ve halklara kabul ettirmek. Bu süslü kelimeleri etiket gibi kullanan bu kuruluşlar demokrasiye en masafeli kuruluşlardır. Kendi içlerinde kenrdilerinden başkasını başkan olarak tanımayan yöneticileri çok basit olarak yeönlendirilmekte ve spekülasyona uğramaktadırlar. Medya reklam karşılığı ajansların ve diğer sermayedarların isteği doğrultusunda haber yayınlarlar, bu haberlerden etkilenen kuruluşlarsa yönlendirilmiş yargıları ile ve aldıkları paralar ile devlete karşı isyan ederler bunun adı da demokrasi olur. Medya, ABD ve sermaye yoluyla, sivil toplum kuruluşları aslında tam bir resmiyete sahiptir ve bu resmiyet yurt dışından gelmektedir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Kemal ŞEN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |