Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Hani savaşa giderken kışlalarda hummalı çalışmalar olurya kazanmak için başarmak için iyi hazırlanırsa insan o savaşı kazanır ama ya iyi hazırlanamasa kaybetmeye mahkümdür . Baksana şöyle bir etrafına beni görebiliyormusun göremessin çünkü hayelim ben ya kaf dağının ardında ya da nemrut un altındayım benden sana tek baki kalan çaresiz bir haykırış yada masum yazılmış bir manzume aşabiliyormuyuz sevdiklerimizi isteklerimizi yalan sölemeyelim eğer aşabilenler olsa idik burda bu şekilde olmazdık. Her kez in içinde ökkeşleşen bir çağlayan yada masum kalan bir ağlayan vardır ağlayanla çağlayanın bir araya gelmesi birbirlerini anlaması mümkünmüdür ya bu iki gölge çağlayan olacaktır ya da ağlayan … Bir şeyi bilmesi lazım insanın şöyle ayakları üzerinde durupta düşünmesi lazım aslında ben çok düşünüyorum çağlayanmıyım ağlayanmıyım çoğ çağladıkta ne oldu nereye ulaştık aynı havzada dolaştık durduk sadece aktık akarken öle hızlı idik ki farkına bile varamadık sonra biriktik dipsiz bir gölde şimdide oturmuş ağlıyoruz sonunda bende ağlayanlardan oldum son buna derler işte the ent kimisi 30,40,50,60 da ağlayanlardan oluyor işte bende bu yaşımda ağlayanlardan oldum. İşte yazacak yazılacak çok şeyi oldumu insanın oturur kağıdın başında böyle yazar ama çağlarken kimsenin aklına gelmez böyle yazmak insan ağlamaya başladığı zaman oluyor. Şöyle dön bir etrafına bak istersen ama iyi bak herkez kendini efsane zannediyor o züğürt ağalar varya onlar efsanenin kahramanıdırlar işte onlar şimdiki tabirle entel-dantel kesim kendilerini her zaman kahraman zannedenlerdir. kahramandırlar ama unutmaki arkadaşım o kahramanlar hep yalandırlar hayatları yalandır gözleri, dudakları, kaşları, duyguları yalandır yaşamışsan eğer bu ucuz kahramanlarla sende farkındasındır. uçuran uçan ökkeştirler onlar hep yellenirler ama yelin ne taraftan geldiğini nasıl geldiğini düşünmezler ha bir de bunlar mahkemede karakolda ayrıcalıklıdırlar. Issız bir çölde yürürken karşına yeşillerle donatılı bir vaha çıkar tam kapısından içeri girerken arkandan bağırırlar dur yolcu nereye diye dura kalırsın hani ya sen kahramandın nasıl durdun oysa kahramanlar durmazlar ver elli kuruş diye diretirler vermede gör o zaman kahramanmısın değilmisin tıpış tıpış ödersin girersin içeriye kimse seni tanımaz bile içeceğin bir tas su yiyeceğin arpa ekmeğidir. başka ne verecekler sana daldan kopartılmış armutmu, yerden yükselen hıyar mı? ne verecekler hiç bir şey işte alırsın havanı ne oldu sana böle derler hani sen çağlayandın o zaman anlarsın işte kocaman yalan olduğunu ne yapcan şimdi otur ağla ağlarkende bulgurun içinde taşlarıda ayıklarsın .unutma bu yazdıklarım 70 milyon insanın gerçek öyküsüdür. emin ol gerçektir.bu arada bir şeyler daha ekleyeyim bu yazıyı sıkılmadan anlayarak burya kadar okuyabildinse kendinede benim gibi paylar bir şeyler çıkardınsa sende o zaman adamsındır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |