..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Doğan Durgun




25 Eylül 2006
Kent Düellosunu Kaybetmiş İki Yitik Kimliktik  
Doğan Durgun
herkes birgün hayatın tam ortasında kanar... hiç bir ağıt o kanamayı durduramaz, bir dostun sıcaklığından başka...


:BCFJ:

Üç gün önceydi, aylak aylak sokakları dolaşırken, ara sıra ayak üstü sohbet ettiğim ama fazla bir dostluğumuz olmayan öğretmen arkadaşa rastladım. Gökyüzünde kurşuni bulutlar, mevsimin ilk yağmurunu taşıyordu iklimimize. Her taraftan insanlar bir yerlere koşturuyorlardı. Kalabalıklar içinde tutunacak bir insan, sığınacak bir liman arıyordu bu yaralı dostum.

Sarıldık ve onu bu kentin ıslak sokaklarından uzaklaştırmam gerektiğini anladım. Evime çay içmeye davet ettim, belki anlatır, acılarını paylaşır ve birazcık da olsa rahatlardı. Şair Özdemir Asaf bir şiirinde diyordu ya; “seni benden ayıran bu yalnızlık/paylaşılsa/ yalnızlık olmaz.” Kendisini yalnız hissetmesini istemiyordum. Evime gittik, oturduk bir süre, genel şeylerden konuştuk, sonra çok sevdiğim Albino’nun Adacio’sunu teybe koydum, yanına oturup gözlerine dikkatlice baktım ve anlatmasını bekledim…

Her şeyin tamamlanamadığı, bir şeylerin mutlaka eksik kaldığı bir sayfadan bahsediyordu. Doğrusu bu ya o sayfayı da çoğumuz biliyorduk. Bir süre sustum. Yorgundu, kuşkuluydu ve en önemlisi umutsuzdu. Yağmur yağıyordu dışarıda, kentin bütün kirlerini temizlemek istercesine. Pencere kenarında bir yandan dışarıyı süzüyordum, bir yandan da sohbeti açıyordum.

Sevdiğini söyledi, emek verdiğini, onunsa hiçbir zaman emek vermek istemediğini, ilişkilerinin kopukluğunu, kapitalist ahlakın onu buna zorladığını anlattı. Telefon etmesini istedim, saatine baktı, zamanı uygundur evdedir şimdi diye kendi kendine mırıldandı. İki adımlık uzaklıkta olan telefona yürüyecek gücü kalmamış gibi bir hali vardı. Hayatının en zor ve en uzun iki adımıymış gibi ağır ağır ayağa kalkıp nihayet telefonun üzerinde bulunduğu masaya sokuldu. Tuşlara, sevgilisinin saçlarına dokunuyormuş gibi yumuşak ve uysal bir biçimde dokundu, son numarada aniden durdu. Israr ettim, kaçış neyi değiştirecekti ki… Son tuşa da basınca, odadan çıktım.

İki sevgilinin farklı iklimlerde de olsalar konuşacakları şeyleri vardır, konuşacak şeyleri onların diline bıraktım. Salona geçtim, sehpanın üzerinde bir süre önce yarım bıraktığım Çerkez Şair İshak Meşbeşe’nin şiir kitabı gözüme çarptı. Kaldığım yerden okumaya başladım.

Sokağımızdan/ sevdiğim geliyor/ kalbimden geçenleri bilmeden/ geçip gidiyor/ bir kez bile bakmadan… Gece karanlığında/ duyuyorum ayak sesleri/ dönüp bana uğrar mı?/ bilmeden kapımı açar mı?... küçük kalbim/ ağrıyor düşüncem düşünürken/ nereye gitmek istiyorum/ yoksa bir başka geceyi mi seviyorum…

Tam şiiri bitirmiştim ki, sertçe kapanan telefon sesi ile irkildim. Odaya döndüğümde o mahcup, o kırılgan dostum hüngür hüngür ağlıyordu. Duvarın dibinde elimle saçlarına dokundum , camdan dışarıya bakma ihtiyacı hissettim, uzun süre boşlukta durdu bakışlarım. Hayat bir yerlerde devam ediyordu ve biz boylu boyunca kedere boyanmıştık, keder de hayata dahildir dedim kendi kendime. Sonra tekrar arkadaşıma döndüm, bir an için ne söylemem gerektiği konusunda kararsız kaldım. En iyisi sarılmaktı…

Artık hava kararmıştı, gitmesi gerektiğini söyledi, tam çıkarken dostum son sözlerini söyledi; “Önce kavgam ve sevdam vardı, şimdi ise sevdam bitti, kavgam kaldı.” Onu yolcu ettim, salona döndüm, sonra düşündüm; kavgasız bir sevda ya da sevdasız bir kavga neyi ifade eder ki.

Gece çökmeye başlamıştı, artık kendi kaçışlarımıza yol almanın zamanı gelmişti. Biz o gün kent düellosunu kaybetmiş iki kimliktik.

Ben tekrar İshak Maşbeşe’ye döndüm…



.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: ÖzgeCân / Orada.../Türkiye
27 Kasım 2006
Hoş olmuş ama biraz fazlaca Cezmi Ersöz mü kokuş ne? Saygılarımla,




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seninle Birlikte Olmak İstiyorum [Öykü]


Doğan Durgun kimdir?

okumak bir çığlığı duyumsamaksa, yazmak da kendi çığlığınızı atmaktır; yollara, düşlere, aşka ve hepsini kapsayan hayata. . . ben de yaşadığım çağa tanıklık yapmak için yazmaya başladım ve çığlığımı duyurmaya çalışıyorum. çeşitli edebiyat dergilerinde, internet sitelerinde ve ulusal gazetelerde araştırma, analiz, şiir, deneme, söyleşiler yayınlıyorum. gelecek zamanlar daha özgür ve adil olsun diye. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Doğan Durgun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.