Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
İnadına yaşamak,elde avuçta kalmayanın değerini anlarcasına ve gökyüzümde bayram yeri umutlarımla sadece bir insan gibi,yüreği elinde bir ana gibi heyecanlı,utangaç yüzlerde gizlenmiş,sadece yaşamak olurdu içimde taşıdığım hastalığımla. Ne için yaşadığımı bilmeden yaşamak. Hayır, belki de daha çok yapılacak iş var hayatta.Belki de her kapı çalınışında bir dost eli uzanacak gözyaşlarıma. Hani insan istemez mi dertten tasadan yoksun,dünyanın yüzündeki yaranın,nefes aldıkça çoğalan ve yattığı yerden yüreği yangın yeri umutlarıyla yaslayabilmek kendini bir günün akreple yelkovanı arasına. Şiirler okumak istemez mi yüreğim. Paylaşmak yüksek duvarların altında özgürlüğü, bahara yalınayak koşarcasına. Hep görmeyi istediğim bir düş gibi,uçsuz bucaksız denizin kıyısında, martılarla, bulutlarla,güneşi kovalamak ve içerlemeksizin gözlerimi açabilmek yarına. Elbette isterim, saat başı pencere önünde koklarken bir çiçeği,gözlerim dalarken uzaklara, ve saf,tertemiz bir kelebek olmanın sevincini öğrenebilmeyi. Bir günlük ömrüm olsa da , kelebekler gibi uçabilmek düşlerimle tutunamadığım zamana. Alıp başımı kaçırmak isterim dağların ardına. Deniz olmak isterim elbet, ömrümün belki de tanışamayacağım bütün yanlarına.Değişmeyi isterim sağlıktan muzdarip,eski halimle her yeni gelen güne,ve her yeni gelen günün bir türlü değiştiremediğim acı nedir bilmeyen yüzüne, gülmek isterim kendimden öte sevenlerimin yerine.Ve susmasını istemem yüreğimin,elim kalem tutup, el harcı kağıda barışla yaşamanın gölgesini düşürdükçe. Oysa bilirim,değişmedikçe hep utanacak dalındaki yaprak benden.Rüzgar benden sonra da hep olacak. Bende olsam keşke benden sonrasına diye geçirecek içim kendimden habersizce. Ve sonra hikayeler, hikayeler, hikayeler, ah ki ne fayda değerini bilseydim keşke,yaşadım demenin dudaklarımda donup kalan büyüsünü.Olsun,bir gün olsun, bir saat ya da bir dakika olsun,kalıcı paylaşılmaya yüreğimde çocuklarla elele yaşamanında bir yeri olsun.Önce sağlık olsun, sonra sevdası yüreklerin,ben dursam da yelkovanın gölgesinde, yaşamak olsun,hiç durmadan, ve yenileyerek kendini zamandan,zaman kendi anlamını bulsun.Kendi hikayemde sorulsun bana,nedir anlamını aradığın kendinde,derdim ki, en güzel düşümü büyütürdüm barış adına savaşı yaşayan çocukların gözünde, bir uçurtma olurdum havan toplarının açtığı çukurlarda ölümü bekleyen bedenlerine. Yaşamak olurdum onlar için, ve yüzlerindeki acıyı değiştirmek için gülmeyi özleyen yüreklerine. Yaşamak olurdum hep beraber değişebilmek için, geçmiş her günün,yitirilmemiş şiirlerdeki dizelerine. Belki kendim göremeyecek olsam da, derdim ki; Yattığın yerden çekersen yosun kokusunu ciğerlerine, ve umursamaz bakışların gölgesinde dalıp gidersen sende benim gibi uzaklara. Bütün neşeni,bütün hüznünü sımsıkı sarıp sarmala ve yaslan kollarıma.Sana okumak istediğim birkaç satır, malum ya,kendi yağıyla kavrulan bir ozan kılıfında, başka ne diyebilirim ki. Yaşamak,altı üstü,yaşamak dostum,neye yarar,umut ve denizin olmadıktan sonra.... ... Denizin varsa, Durma, Rüzgarını yüzüne vuran, Hiç olmazsa martılarını kovala, Doyabildiğince yaşa, Denizi görüpte yaşamadıktan sonra, Yaşamak, Yaşamak değildir asla... ... Bir günde yaşayabileceğim en güzel değişiklik, içimdeki hastalıkla taşındığım bu zamandan kurtulup, yeni bir zamanı nefeslenmek olurdu sanırım.Ne zaman gideceğimi bilmediğim, kaldı ki o zaman, büyümek için dünyaya gelen, umutla geleceğe kanat çırpan çocukların tebessümlerine karışıp, belki de onlar gibi hayatı anlamadan yaşamak, yaşamak, yaşamak olurdu geriye kalan zamanım. Bilirim kendimce herkeste değişir bu duygular, her insanda farklılaşır yaşamak dürtüsü. Elde etmek için çırpınışlar vardır hayat adına. Neden, nasıl,niye sorularının hatırına. Oysa hayat, şu üç paralık hayat nedir ki,doyasıya ve sağlıkla yaşayamadıktan sonra. Ve bir güne sığdıramadığım masum hayallerimle, değiştiremediğim kaderimle, tutulup yaka paça dönmemek üzere bilinmeyene götürüldükten sonra. Kendim değil asla, barış olmak isterdim, masum çocukların ölmediği başka dünyalara.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Birkan ASKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |