..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > merve




30 Temmuz 2006
Bekleyen ve Beklenen  
bekleyen ve beklenen

merve


hayatı bekleyen ve beklenen olmakla geçenlere kısa bir bakış sadece bu yazı..


:DFFD:
Hayatlarımız da hep ya beklenenler var yada bekleyenler var.
Ömrümüz nedense hep ümit etmekle unutmak arasında tükeniyor.
Ya beklenen bir türlü bize ulaşmıyor yada yol ayrımlarında erken davranıyoruz.
Ümit edilenle unutulanlar nedense hep birbirlerini götürüyorlar.
Yanlışla doğru da olduğu gibi...
Var oluşlarımızda yok oluşlarımızda hep aynı nedenden... Özlemden...
Kiminin hayatı yeni varoluşlara kiminin ki yokoluşlara gebe.
Ama sonuç ne olursa olsun yok olurken de var olurken de bekleyişler içindeyiz.
Bekledik...
Bekliyoruz...
Beklemeye devam edeceğiz...

Ve neden her bekleyen hayatını beklenene bağlar?
Yada neden beklenen birgün döneceğini söyleyerek çıkar bekleyenin hayatından?
Hayatımızda ki gelgitlerde neden hep bekleneni suçlarız?
O olsa hayat daha mı çekilir hale gelir?Yoksa hayatı çekilir yapan Onun özlemi midir?
Neden bekleyen her güne beklenenin geleceği umuduyla başlar?
Gidişlerden dönüş olsaydı zaten varılmaz mıydı çoktan kavuşmalara?
Veya neden beklenen bir türlü dönüş yolunu bulamaz?
Bütün yollar çıkmaz da mıdır?
Ya da geri dönüşte bekleyeni bulamama korkusu mudur onu her yola çıktığında geri koyan sebep?
Bekleyen de beklenen de unuttuysa unutmaya mahkumsa neden her doğan gün kendisiyle beraber yeni bekleyişler de doğurur?
Veya neden hep sonunu bile bile başlarız yeni bekleyişlere?

Yoksa hiçbirşey değilde beklenenin bir gün geriye dönebilme umudu mudur bizi ayakta tutan?
Veya bir bekleyenimiz olduğu için yalnız olmadığımızı dünyaya kanıtlamış olduğumuzu sanmak mıdır bizi bekleyene bağlayan?
Bekleyen bütün hayatını o kadar bağlamıştır ki beklediğine, onun gelmesi için yapamayacağı hiçbirşey yoktur yeryüzünde.
O olmadan yalnızdır ve onun yalnızlığı da güzeldir sonunda Ona kavuşmak varsa...
Beklenen o kadar mutludur ki bir bekleyeni olduğuna Onsuz olmanın Onu görememenin hüznü bile güzel gelir eğer bütün yollardan geriye dönüş varsa...

Aslında bekleyen de beklenen de kendini mi kandırır?
Bütün bekleyişlerin asıl nedeni yolun sonunda kendimizi bulma, kendimize kalma korkusu mudur acaba?
Bütün bekleyişler de asıl beklediğimiz kendimiziz ve her döndüğümüz yolda kendimize çıkıyorsa başlangıçtan beri yalnız değil miyiz?
Ve yalnız mı bitir meliyiz?
Yalnızlığımıza veya başkalarının yalnızlığına çare aramaktansa sadece beklemeli miyiz?
Bu bekleyişin var mıdır sonu?
Yoksa sonsuz bekleyişlere o kadar harcadıkta benliğimizi geriye döndüğümüzde bulacak bir ben bırakmadık mı?
Boş umutların peşinden o kadar koştukta kendimize gidecek dermanı bulamadık mı?
Herşeyde o kadar başkalarını aradıkta kendimizi bulmaya zaman ayıramadık mı?
Veya herşeyi unuttuğumuz gibi başlangıçta asıl aradığımızın kendimiz olduğunu damı unuttuk?
Yoksa herşeyi kurguladık mı? Bizi bu kadar mutlu eden, bekleten, yoran, acıtan, yorarken bile tekrarını bekleten hep mi kendi kurgu muzdu?.. Varsayımlardan mı ibarettik?
Ve kendimize bekleyenle bekleneni icat ettik...

Eğer herşey sadece kurguysa neden bu yolculuk sonsuz değil? Neden diğer herşey gibi sadece bizim değil? Neden bu oyunda tek başımıza oynayamıyoruz? Ya beklenen yada beklenen olmak zorundaysak ve hangisi olacağımıza bile karar veremiyorsak nasıl bizim oynumuzdur bu?
Ve bu oyunun bir sonu var mıdır? Yoksa sonsuz mudur bekleyenle beklenenin ömrü kadar?
Ve ben bu yazının neresindeyim?
Beklenen miyim? Beklemeli miyim?
Yoksa bir zamanlar kendime yaptığım gibi her şeyi terk mi etmeliyim?...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ona gitmelisin
Gönderen: kemal / , Türkiye
14 Temmuz 2008
beklemenin etini acıtmasına izin vermemeli,beklediğinle yüzleşmeli ya bitirmeli yada seni ileride birgün terketmesini beklemelisin.her durumda bekleyecksin sanırım.

:: Gerçekten çok güzel ifade etmişsiniz.
Gönderen: GÖKHUN ARICAN / Ankara/Türkiye
11 Eylül 2006
Güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oraninda, eksik kaldiklarini hissettin mi, paylasamadigin için onunla...İşte o zaman beklemenin bir anlamı kalmaz çünkü can damarın kesilmiştir;umudun.Sana tek mirasa yaşamaktır yalnız başına,sesizce...tıpkı ölüm gibi...

:: bekletilen
Gönderen: ertuğrul aziz azizoğlu / Ankara/Türkiye
9 Eylül 2006
hani nasrettin hocanın bir fıkrası vardır, tabutun neresinde duralım diye sorarlar yanıt düşündürücüdür 'içinde olmada neresinde olursan ol' bekletilen olmada ,diğerleri mutlaka bir umuda gebedir... bekleyen kendi rızasıyla bekler beklenense umut verir soluksuz kalışlara , yasam cabasını besler var olanların.. ancak bekletilmek mahkum kalmaktır tıkanışlara...

:: bitmez...
Gönderen: pelin kara / Ankara/Türkiye
27 Ağustos 2006
o kadar çook bekleriz ki... bazen neyi bekledigimzi bile unuturuz.öyle derindir ki yaşadıgımız istesekte söküp atamayız..

:: bu bekleyiş de son bulur
Gönderen: HacEEr A / Ankara/Türkiye
9 Ağustos 2006
umarım bu bekleyen ve beklenenler döngüsün de kendine ait olan yeri bulursun ve buda seni ne bekleyen yapar nede bir başkası için beklenen.bu döngüde ait olacağın yer mutlu olacağın yer olsun,bu yeri paylaşabileceğin doğru kişiyle.ve unutma her bekleyiş mutlaka son bulur.

:: Genç-lik
Gönderen: Ebubekir GÜL / istanbul/Türkiye
3 Ağustos 2006
Sevgili Merve, Güzel bir çalışma. Hayata dair sorgularını okurken bir yandan da yaşıyorum birşeyleri. Yada bilinenleri o an düşünüyor insan. Yürekten kutlarım. Ayrıca 19 yaşında değil 49 yaşındaki bir deneyimin kaleme dökülen yazısı kadar iyi düzeyde buldum. Gençlik çok büyüdü. Deyamı dileği ile..

:: beklemeyi sevmek
Gönderen: Didar Fırat / Ankara/Türkiye
2 Ağustos 2006
bekleyişlerin sonu var mı bilmiyorum ama bildiğim nekadar acı olsada birini aşkla beklemek kada güzel bir şey olmadığı..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Susmalı İnsan Sırası Ona Gelince


merve kimdir?

sadece ben

Etkilendiği Yazarlar:
cezmi ersöz, murathan mungan ,yılmaz erdoğan, oruç oruaba


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © merve, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.