İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua |
|
||||||||||
|
Yeni bir gün ve tüm dilekler günün aydınlık olması için. .Evet yine sahildeyim , görünürde kimse yok, birkaç sere serpe uzanmış köpek, balıkçı motorlarına pike yapan martılar ve ben. Gözlerim Turanı arıyor, gelir diyor ve spora başlıyorum.Bir saat geçti yok, meraklanmaya başladım. Umudumu yitirdim gelmeyecek sanırım. Eve dönüyorum, çayımı hazırlayıp balkona çıkıyorum gözlerim sahili tarıyor sürekli belki uyuya kalmıştır diye düşünüyorum. Öğlene doğru kapı çalınıyor ve açtığımda şaşkın bir o kadar da seviniyorum, Turan bu. -Merhaba hoş geldin Turan -Hoş bulduk -Merak ettim seni -Sepetler vardı şarapçıya götürdük Turan ve ailesi şarap şişelerine sepet örüyorlarmış. -Anladım canım, evi nasıl öğrendin -Markete sordum -Tamam canım, girsene içeriye - Yok ben gideceğim işler var.Size haber vermek için geldim. -Peki , ne zaman gelirsin, seninle bir yere gitmeliyiz -Nereye -Sürpriz -Saat 16 gibi gelirim -Tamam Gitti , bakakaldım ardından. Saat tam 16 da geldi.Birlikte çıktık, ilk iş ona uygun bir mayo ve can yeleği almaktı.Birde havlu alıyorduk, illaki bjk li olsun dedi. Evet deniz kenarındaydık, çevre çok kalabalıktı ve ürkek gözlerle etrafı izliyordu.Biraz oturup güneşlenelim ve sohbet edelim dedim. -Turan, seni tanımak istiyorum ve sorular soruyorum bu canını sıkarsa söyle emi. -Yok sıkılmıyorum. -Sevindim, -Sizin çocuklarınız var mı -var canım.iki kızım var tanrı bağışlarsa, biri 24, biri 16 yaşında. -burada mı onlarda -büyük kızım, yani Gizem ablan İstanbul’da, sınavları var, yakında geliyor kısmetse, küçük, İzlem ablansa burada.Anladım dercesine başını salladı.Elinde küçük bir sopa kumula oynuyordu. -Turan, hadi ilk dersimize başlayalım mı -peki Elini tuttum ve ilk adımlarımız değdi suya, elinin titrediğini hissettim,sıktım, ben yanındayım dercesine.Adımlarımız ilerledikçe daha çok titriyordu, su ilk an üşütür , tenimiz sıcak olduğu için, gülümsedi. Küçücük bedeninin ellerimin üzerinde yavaş, yavaş rahatladığını hissediyordum.Ayaklarını çırp bakalım ve kollarınla suyu kendine doğru çek.Hoşlanmaya başlamıştı.20 dk sürdü ilk ders ve çıktık. Onu kurularak bir şey fark ettim omuzları daha dik duruyordu sanki. -Şimdi sen biraz güneşlen , ben de biraz yüzeyim tamam mı? -Tamam -Turan canım simitçi gelince iki simit alır mısın -Alırım 15 dk yüzdüm ve düşündüm, ne güzeldi bir çocuğun gözlerindeki mutluluğu görmek, üstelik hüznün ve çaresizliğin uzun süredir yerleşmiş olduğu o benekli bakışlardaki bu perdeleri aralamak. -Ne güzel yüzüyorsunuz -Teşekkür ederim, ben burada doğdum, inan ne zaman öğrendim hatırlamıyorum bile -Ne güzel -Ne içersin -Kola -Üzgünüm, ben kola içirmem çocuklara, portakal suyuna ne dersin -Olur -O halde bir çaşka (çay fincanı) çay, bir de portakal suyu iste bakalım, yanımda erkek varken benim bir şey istemem doğru olmaz, Aman tanrım omuzlar dik, ayakları sağlam basmalarda bir delikanlı yürüyordu sanki. -Peki siz sigara içiyorsunuz , bu doğru mu -Değil tabi ve bırakmaya çabalıyorum.(utanmıştım) -Kardeşlerin var mı? -Var, iki kız kardeşim var -Kaç yaşlarında -Semra 3 , yıldız 5 yaşında -O sen abisin -Evet, Annem ve kardeşlerimle geldik Avşaya, sepet örüyoruz ve fal bakıyor Annem -Yaz sonu dönüyorsunuz - evet -Nerede yaşıyorsunuz -Kemalpaşa -Orada ne iş yapıyorsunuz - Tarlada çalışıyor Annem -Anlıyorum - - -Turan, Babam boğuldu demiştin, rahatsız olacağını biliyorum ama bu nasıl oldu -Bandırmada balıkçılık yapıyordu, bir gün haberi geldi boğuldu dediler, ama bulunmadı hala. Gözünü sevdiğim poyraz tam zamanın da yetişti ve havlu uçtu, Turan alıp getirdiğinde hadi denize diyebildim, gözlerimdeki ıslaklık belli olmamalıydı. Günü bu şekilde bitirdik.Yarın mı? Bakalım ben de merak ediyorum.. Okuyan tüm dostlardan bir isteğim var.Bu konuda bana yardımcı olmalarını istiyorum.Turanın bu korkularını nasıl silebilir ve nasıl yardımcı olabiliriz. Bir sonraki yazıda buluşmak üzere hoşça kalın. 06/temmuz/2006 Avşa günlüğünden
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Figen Yarar Gönülver, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |