“Dağılmış kalbimin coğrafyası”
mağrur firavunlar kol geziyor
ruhum sıkılıyor vahşetten
inadına ruhani inadına rabbani

savrulmuş canım ümmet
kırılmış payandası
kalmamış önü arkası
inadına ruhani inadına rabbani

kalbimi bağlamak istiyorum arşa
melekleri kıskandırırcasına
haykırmak istiyorum imanımı
inadına ruhani inadına rabbani

küfrün tam ortasına dalmak istiyorum
Allah’ın Habibi gibi
kıskandırıcasına ebu cehilleri
inadına ruhani inadına rabbani

neredesin ey kalbim!
mekke nerede?
aklımı bıraktım Medine’de
ciğerim yanıyor Kudüs’te
inadına ruhani inadına rabbani

ayaklarım sızlıyor Türk illerinde
başımdönüyor el-Hamra Sarayı’nda
Marakeş’ten Doğu Türkistan’a
inadına ruhani inadına rabbani

“Melekler Şehri’nde siyah
Afrika’da tümden kara
bahtına küsmüş tarih-coğrafya
yanıyorum
inadına ruhani inadına rabbani

Moğol önünde Mevla’na gibi
eritmek istiyorum
kalplerdeki sevgisizliği
Yunus gibi yalvarıyorum Mevla’ya
inadına ruhani inadına rabbani

maddeyle çepeçevre müslüman
çelikten duvarlar gönül kafeslerinde
modernleştikçe kararan
eritmek istiyorum nefeslerimle
inadına ruhani inadına rabbani