sitemler yağdı göklerden sağanak halinde
adım atılmaz çamur deryaları…ortalık balçık
nefesi tutulmuş akşamüzeri şarkılarında
düşlerin yılgın yorgunluğu
ıslak kaldırım taşlarının çağrısında seyrediyor hayat
kısa çubuğu çektiğinde kaybolmuş ümit
lacivert derinliklerinde okyanusun batık bir gemi
ağır aksak gidişlerin gelişlerinde kapalı yollar
ruhuna sarmış hicranı şarkıcı haykırıyor
direnişlerin de kırılır direnci
ak döner yavaştan karaya…lekeli gündüzler

kırık yüreklerin inleyişlerinde dönüyor dünya
iğdiş edilmiş her sevinç yenisini doğurmaz artık
Leman teyzenin ördüğü kazağın kaçan ilmeği
iç sıkıntılarına vurduğun sebepsiz sebepler
tırnaklarınla kazıdığın her saniye/boşlukta
lime lime olmuş dingin hırçınlığın suratsızlığı
ikilemler hiç bitmiyor ömür sürüp giderken

kara bir patik ördü kader ağının yanında
alnının ortasına yazılan yazıda kan vardı
limanlara giren gemilerin kayıp rotasında
durmaksızın esen fırtınanda söylendi son söz
ıskalanan ne çok şey vurdu tokadını yüzüne

dinmek bilmeyen tınısı yüreğini dağlayan türkünün
üşüdüğün her akşam üzerine örtülen yorgan nerede
şakayıkların kokusunda ilan ettiğin aşk
loğusa şerbetinde sunulan sıcak tatlılık
ellerine sürülen bu kara niye
ritimsiz çalan müziklerin karmaşıklığı sinmiş
insafsız bir sürek avında özlem
nihayetin başlangıcı yaklaşıyor gün be gün

mor menekşelerin narinliği düştü düşlere
ardından dökülen damlalar içildi kadeh kadeh
viran olmuş sevdanın yıkıntıları arasında
ismin yazılı bir şiir yakıldı şöminede
sessizce kilitlendi kapı
içerde bir başına…yapayalnız!!!