"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
İlkbaharı yaşarken yad ellerinde yanında sevgilin vardır kır çiçeği uzatır sana alırsın... düşünmeden bile takarsın yakana mutluluğun sarhoşu olursun ben... sonbahar akşamlarında sönük soğuklar içinde kara umutsuzluğun sarhoşu olurum tebessümlerim üşür dudaklarımda. aşkımızın anısına gözyaşımla sularım mahzenleri kardelenler büyütürüm adını yazarım yapraklarına karanfiller öksüz kalır kökleri susuz ömürleri yetmez bahara ben kaybolurken yalnızlığın koynunda sevgilinle koşarsın mutluluklara benim aşkım susuz kalır... gözlerim uykusuz bırakır yerini karanlıklara yutkunurum... sensizliğime... kaderime biçare kalıp suskunluğuma hüznümü vururum dağlara. deniz benizli sesin yankılanır kalbimde rüzgarlar seni söyler yağmurlar seni arar sen... dalgalı hülyalarımda bulutun güneşi kapattığı gün hayallerimi birer... birer... yarınlarımı kurşuna dizersin sen koşarken özgürlüklere ben gerilirim çarmıha nasıl anlatsam gülüm infaz gecelerimde umuda silahsız kaldığımı ayrılıklar yıkmıştır beni hasret yıkmıştır ve darılmıştır bana her dem ararım seni yağmurların altında rüzgarların gölgesinde haber alamam... tutku olur düşlerime özlemim dayanamam... haykırırım gökkubbenin altında akislerim yankılanır ufuklarda şafaktan şafağa Sen... düğün için gelinlik beğenemezken ben bir parça kefen ararım hazin yolculuklara vuruşurum kendimle kurtuluş görürüm ölümü .................................... fazla sürmez hesabım yayılır kara bir haber kulaktan kulağa sen Gül endam üzülmezsin bile yıktığın umutlara güneşin; doğduğu yerden battığı ve umudun söndüğü gün hatırlatır sana bir karanfil yıldızın eriyip düştüğü yeri meltem olamazsa da duyguların isyanların kasırga olur gururunu ayaklar altına alıp parçalarsın acımasızca bir daha... bir daha. sen bilir misin gül endam gurbet uzaklarda aranmaz beni korkutan sıladır yakınlıktır... zamandır sesinin yüreğime hançer olduğu andır sen üzülme... hançeri vurduğun yerde yine sen varsın ruhum; ızdırap çekmeden gider Allah'a ama kobay vücudum; dokunuşundan yoksun ihanetinden harap gider... ardına bakmadan dönmez bir daha... dedim ya gülüm dinmedikçe bu hasret bitmeyecek bu sevda yıldızların ışığı sönmeden ufuklar baharı görmeden belki bir gün yine ararım seni uzaktan uzağa sen de bir gün ararsan eğer bil ki; güneşin doğduğu umudun söndüğü yerdeyim ve yine bil ki; bu gönül seni hep bekledi sonsuza dek bekleyecek Gül Endam.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa ATİŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |