Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Onun şiir yazmaya başlaması, bu sahada büyük ümitler beslemesi ve bütün varlığı ile şair olmak istemesi, içinde bulunduğu çirkinlik kompleksi ve boyunun kısalığı gibi fiziki kusurlarının bir neticesidir. Aynı Ahmet Haşim gibi, çirkin olduğu inancı belki de onun bu kadar büyük şair olmasının başlıca sebeplerindendir. İçinde bulunduğu bu karamsarlıktan kurtulabilmesi için tek kurtuluş yolu vardır: Sanat ve şiir. “Kitaplara vakfettim hevesimi neşemi, Onların kucağında kesilir gözyaşlarım. Şiirde bulacağım ben yaldızlı Kâbemi; Şimdilik karanlıklar somurtkan yoldaşlarım.” Galatasaray Lisesi`nde okurken şekillenen bu şair olmak ideali, onun için, boş bir heves değil, aksine varlığının yegâne temelidir. Bütün herşeyiyle kendini şiire adayan Tarancı`yı, babası, derslerine engel olur gerekçesi ile yazıştıkları mektuplar aracılığı ile vazgeçirmek istemişse de bir türlü başarılı olamamıştır. Babasının kişiliğinin hayranı olan ve onu çok seven Tarancı, babasının kendisi için beslediği ümitleri boşa çıkarmamak için her zaman çalışmış, ideali uğruna hayatını feda etmekten kaçınmamıştır. Aslında onun hedefi hepimizin ülküsü olmalıdır: Öldükten sonra ardından bir eser bırakmak ve memleketiyle kendi nâmını yükseltmek için durmadan, yorulmadan çalışmak. Tarancı`nın, şiir sevgisinin değeri parayla ölçülemez. Onun amacı para kazanmak değil şair olmaktır. Zaten hakiki şairin kafasında ticaret usulleri, para kazanmak gibi türlü türlü kurnazlıkların yer almayacağının bilincindedir. Onun tek bir hedefi vardır: Ölmez yıkılmaz bir abide yaratmak ve şair olmak. Cahit Sıtkı, uğruna çalıştığı bu yolda muvaffak olacağına emindir. Onun tek isteği vardır: Sevdikleri tarafından anlaşılmak ve desteklenmek. O, bu başarıyı ailesi için de istemektedir. Hatta babasına yazdığı bir mektupta: “ Siz haldeki saadetten mesulsunuz, ben istikbaldeki şöhreti hazırlamakla meşgulüm.” demektedir. Cahit Sıtkı Tarancı, çalışmasının karşılığını almış ve çok istediği idealine ulaşarak, aramızdan ayrılırken adını ve sanatını, edebiyat tarihimizin en nadide şairleri arasına yazdırmıştır. Bu büyük şairi saygıyla ve takdirle anıyorum. Sanatkarımızın mezar taşında şu mısralar yazılıdır: “Gitti gelmez bahar yeli Şarkılar yarıda kaldı Bütün bahçeler kilitli Anahtar Tanrı`da kaldı.” "
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MEHMET NURİ PARMAKSIZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |