Pazertesi günü gelmişti. trenin dumanı uzaklardan belli oluyordu. günlerdir bu günün heyecanıyla yanıp tutuşuyordum, kendimi bu güne hazırlamıştım. evet bu gündü. büyük gün gelmişti. Artık karşılarına çıkmaya hazırdım bütün çalışmalarım senelerce ugraştığım onca emeğim küçüçük bir çantanın içinde. Bir o kadarda büyük umudumla aynı yerde duruyordu; yüreğimin içinde. tren daha çok yaklaştığında kalbimin atışı, vucudumun her zerresini daha fazla etkilemeye başlamıştı. gözlerim yerlerinden çıkacak gibi oluyordu. Yanımdaki yaşlı kadın durumu farketmiş gibi yüzüme bakıyordu ama bir türlü benimlede konuşamıyordu. soğuk terler boşalmaya başlamıştı artık. yaşlı kadın dayanamadı -evladım deminden beri sana bakıyorum. hastamısın bir sürü ter boşalttın, hele şu gözlerinin haline bir bak kan çanağı gibi kimin kimsen yokmu senin? yok bir şeyim biraz heyeceanlıyımda. yaşlı kadın yine dayanamadı. olsun evladım gençsin olacak tabi. trenden inecek önemli biri galiba bu kadar heyecanlandığına göre. Cevap vermekte güçlük çekiyordum susmak için çaba sarfediyordum ama yinede konuşoyordum. evet teyze ankaradan arkadaşım gelecek ona önemli şeyler vereceğim. ne vereceksin a canım oğlum. kendi kendini yedin. devlet sırrı falanmı? yüzüme garip bir tebüssüm belirdi. yok ne devlet sırrı olacak hem sen anlamassın teyze ben mühendisim yeni bir proje çizdim, eğer o olursa bu yerden kurtalcağım anlıyacağın hayatım değişek. kadın suratıma doğru baktı, elimde sıktığım sırıl sıklam olmuş çantayada bakarak, yalnız bana göre önce dünyanı değiştireceksin galiba. gülmeye başladım. saçmalıyordum artık farkındaydım kadına onca şey anlattımki, ne söylediğimi nasıl söylediğimi ben bile bilmiyorum. Kadın bana öyle acıyarak bakıyorduki, sadece birşey söylememek için yaptığı bellliydi. iyi oğlum iyi bak trende gözüktü işte hadi hayırlısı inşallah amacına ulaşırsın. O kadar heyceanlıyıdımki. bir an önce yaklaşan trene koşmak istiyordum. Bir anda gözlerim kararır gibi oldu yavaşca oturiyim diye geriye çekilmek istedim. en son yaşlı kadın evlat manyakmısın geri git geri git diye bağırıyordu. daha sonra vücüdumdan sıcak birşeylerin aktığını hisssettim. son gördüm şeyse büyük bir demir yığının kafamda pehdelpeyi durduğu idi. ne garipti şu ölmek hep sorardım acaba öldüğünde insanlar nere gider diye gerçektende nereye giderdi? sadece saçmalığamı?