|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
23 Şubat 2005
Ritüel
Ayşen Sezer
Oyun oynama sadece anlat kendini. Bırak yalın olsun kelimeler. Korkma, dürüstçe söylersen dalga geçmem seninle |
|
Oyun oynama sadece anlat kendini. Bırak yalın olsun kelimeler. Korkma, dürüstçe söylersen dalga geçmem seninle. Eğer ağzından dökülmezse gerçek ve ben onu gözlerinden görürken bana başka şeyler söylersen konuşmamızın, görüşmemizin, birbirimizi tanıyor olmamızın hiç bir anlamı kalmaz. Şimdi yitirdim herşeyi. Belki konuşabilirdik seninle, çok farklı hikayeler anlatabilirdik birbirimize. Hangimizin hayatının daha anlamsız olduğunu görebilirdik. Sonra anlam arayabilirdik birbirinden daha anlamsız haytlarımıza doyup. Ama bu erkek-kadın arasında oynanan oyunu sürdürdün sen. Konuşmak istemedin, sadece arzuladın beni. Benim sana hiç gelmeyeceğimi bile bile. Çok daha güzel bir şey paylaşabilirdik, paylaşabildiğimiz kadar. Mesela şimdi ben seninle hiç tanışmamış olmayı istemezdim. Herşeyi başa almayı ve daha farklı bir ifadeyle "Merhaba!" demeyi keşkelemezdim.
Artık erkek bedeni ve kadın bedeni var çünkü insan kalmadı. Erkeksen kadını arzularsın, kadınsan erkeğe kur yaparsın ve çoğalırız; dünyaya gelirken kodlanan biyolojik amacımız . İşe gidip gelirken, yolda yürürken, eve gelip televizyon seyrederken, bu durum modern insanın çıkarlarına uygun hale getirildikçe daha da çirkinleşiyor. Hayatımızın düşünmemeye, düşünmeye başladığımızda dalga geçilmeye, dalga geçildikçe de dalga geçmeye özendiğimiz bir dönemindeyiz. Tükendik...
Artık birbirimizi anlayabilmek için aynı dili konuşuyor olmamız bile yetmiyor. Şimdi bana "Ne oldu?" diye soruyorsun. Olan senin samimiyetsizliğin, olan ilişkileri bu kadar karmaşık hale getiren oyunlar, esrarengiz olsun diye giyilen tavırlar... Sen kendi gerçeğini bile kabullenemezken nasıl ben senin gerçek olduğuna inanabilirim ki? Sen kendi hissettiklerini bile özgürce söyleyemeyecek kadar kuşatılmışsın. Yalan ilgileniyorum hallerinden kendini kurtaramıyorsun ve umutsuzca kendini savunuyorsun. Yargılanacak birşey kalmadı, bu yüzden savunmaya da gerek kalmadı.
Ben senin kelimelerini duymuyorum, gözlerinden zaten anlıyorum gerçeği ama sen gerçeği saklayamayacak kadar yalansın. İkimizde birbirimizin hayatında bir ritüelden ibaretiz. Umarım birgün birinin hayatında ritüel olmazsın.
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Yazdıklarımı okudukça tanıyabilirsiniz.
Etkilendiği Yazarlar:
Antone Çehov,Frida, Stanley Kubrick, Neitzche
|
|
|