Bir insan düşünün ,büyük bir şatoda doğuyor ama şatonun pencereleri,kapıları,saati ve aynaları yok.Bu insana tek bir insan bakıyor ve onu 7 yaşına kadar besliyor ve eğitiyor daha sonra çıkıyor o şatodan,çocuk yanlız kalıyor,dışarı çıkamıyor tüm dünyayı şatonun sınırsız bilgiyi mevcudiyetinde bulunduran kütüphanesinde öğreniyor.İşte herşey burada başlıyor;bilinmeyen bir güç tarafından yemek ihtiyacı karşılanıyor,ama şatoda kendisinden başka hiç bir canlı yok,bu durumda duyguları sunulacak bir yer arıyor ama sevecek canlı bir şey yok .Oda kitap karakterlerini seviyor hatta bir kaçınada aşık oluyor.Yıllar geçiyor 13-14 yaşlarındayken dünyayı yani ona göre şatoyu yargılama zamanı başlıyor ,sonsuzluk kavramı çıkıyor önüne ve kitaplarda anlatılan bir dünya var ,acaba bu dünya gerçekten varmı diye düşünüyor .Yoksa basit bir fantazimi bu ,ama kendi kendine: "kim yazdı bu kitapları" diyor ,"yoksa hep varlarmıydı",bunu kafası almıyor ,"nasıl bir şey hep var olabilirki" diyor kendi kendine.Bir karar alıyor ve şatonun dışındaki hayatı öğrenmek için bu duvarın arkasını görmeyi kafasına koyuyor.Elindeki malzeme ile bunu deniyor fakat şatoyu yapanlar bunu hesaba katmışlar ve denemesi başarısız oluyor.O da bu başarısız denemesinden sonra şatoyu sonsuzluk içindeki sınırı olarak kabul ediyor.Yıllar yine geçip gidiyor ama o zamandan habersiz çünkü ne bir saati var ne de bir güneş ,zaman bile onun için kitaplardaki bir fantazi,21 yaşındayken bir kitapta her zaman gördüğü tasvirlerden birine rastlıyor tasvirde bir adamın 40 yaşlarında olduğu söyleniyor ,birden acaba benimde bir yaşım var mı diye soruyor kendi kendine ama nasıl olabilirki bir yaş! kafası almıyor ,zamanı bilmeyen biri yaşını nasıl düşünsün,ama o şöyle düşünüyor "aklımda pek fazla anı yok o yüzden genç biriyimdir heralde" diyor kendi kendine ,şatoda aynada olmadığından kitaplarda okuduğu yaşlı insanların buruşuk ciltlerini kendinde göremiyor,ama zaten bunlar birer fantazi diyor kendi kendine ,insan kendi yüzünü nasıl görsün ki,gerçekte bir güneş yokken yıllar nasıl olabilir ki benim bir yaşım olsun ,kitaba bakıp "ne kadar saçma" diyor ilk kez.
Yıllar ilerledikçe bizim şaşıracağımız daha doğrusu kavrayamayacağımız birçok şey oluyor,yeni bilinmeyen duygular yeşeriyor o insanda .Bunları burada yada başka bir yerde anlatamam çünkü o; zamana ,bizim dünyamıza ve bizim duygularımıza ne kadar yabancıysa bizde onun dünyasına ve duygularına yabancı kalıyoruz.Yaptıklarına anlam vermeye çalışmak boşuna,çünkü oda bizi okurken anlam veremiyor.