Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Dakikalar mı hormonludur bu şehirde yoksa biz bitmeyen bir hikayenin gelişme bölümünde mi eşelenip duruyoruz ? Ankara belki sıkıntının şehir isimlisi ve yalnızlığa ulaşabilmenin kestirme yolu. Bugün ne de güzel bir gün, Atakule yine yüzünü dönmüş Kızılay'a bir ayçiçeiği misali ve güneş yine bir nakış gibi işlenmiş penceremin köşesine. Ağlıyor muyum, yoksa gözyaşlarım mı kendini ıslatıyor? Belki de denizin kuklasını yaptım gözyaşlarımdan ve karikatürleşti dalgın bakışlarım. Pencereden bakıyorum, sanki ben duruyorum da sokaklar içimde geziniyor sıkıntıdan radyo bile suskun, beni dinliyor. Gülüşlerle alkışlıyorum yazın gelişini ve kendini vapur sanan kahve bardakları geçiyor deniz dekorlu olmayan masamdan. Yanlış masala mı montajladınız beni yoksa, bu şehirde hep masallar "bir yokmuş, bir yokmuş" diye başlıyor; kısa metrajlı yine gülümsemeler. Neden bugüne "Küçücük fıçıcık içi dolu gülücük" diye başlamıyorum? Neden eski günleri özlüyorum, özledim,özleyeceğim ve özlemek fiilinin tüm çekimli zamanları. Yerimden kalkıp koşmak istiyorum umarsızca; kutu-kutu pense oynamak istiyorum ağaçlarla. Naftalinleyip yüreğimin ucuna sakladım en güzel anıları, atlasların bilinmeyen sayfalarında kayboldu adım. Ağlamak mı gerek yoksa gözyaşlarımın akrabası mı masamdaki pet şişede öylesine duran su. Takvimler bozuluverse birden ve günler hep 26 temmuz olsa ve her gün benim doğumgünüm olsa. Birazdan kendimi cebime koyup son vapurla Çankaya'ya gideceğim. Ankara'da vapur olduğuna inanmıyor musunuz, zaten Ankara hiç inanmıyor! Gelip bulutlu gözlerime yaslan Ankara, caddelerinin sesiyle giyinip yalnızlığa bürüneyim. Duvarlarla konuşayım bırak, "duvarca" öğrenmek zordur bilmezsin sen. Bırak gözlerim gökyüzünün reytingini artırsın. Sana sarılmak istemiyorum, senin teselline ihtiyacım yok. Kaf Dağı'nın önünde şimdi mutluluk, çekil önümden ve otobüs durağının son durağından bir sonraki durağa yetişmem gerek, yalnızlığa geç kaldım... Sokak lambalarının sahte yakamozunda avunmam lazım, deniz kokmalı yüreğim. Hem unuttun mu bugün benim doğumgünüm ve son kullanma tarihi yazmıyor gömleğimin arkasında. Tedavülden kalkmadım hala Ankara, ayaktayım... " Erser ÇETİNKAYA
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Erser ÇETİNKAYA, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |