Düşmekten yükselme doğar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Önümde sayfalar, yapilacak maketler ve yazilacak hayatlar varken düsünmüstüm.Hani vardir ya kendini kurnaz sanan, kurda kuzu emanet eden insanlar, bilmeden onlar gibi kendimi zeki sanmistim.O güvenle seni yazdim kagitlara... En son seni düsünmüstüm bu pencerenin önünde. Yiginla dost atlayarak, sayisiz is birakarak.Renkli elibiselerin aklima gelmisti en son.Sonra da ellerin. Hani vardir ya gözünü kapatip arkanda durana kendini birakmak, farketmeden kendimi geçmisin içine sokmusum.O hayallerle basladim uzun bir hikayeye... Sonra kapattim pencereyi.Ve aklima ilk olarak pencerenin önünde düsündüklerim geldi.Kurdugum hayalleri, uzaktan tanidigim çiçekleri ve yakindan baktigim menekseleri, eh bir de kedinin mir mir seslerini bir zarfa koydum.Kendi resmimi pul yaptim. Adresi de pencerenin önü yazdim.Ismini düsündüm ama sen bir hayaldin.Sana isim koymamisti renkli düsüncelerim.Annemin söyledigi gibi; kahverengi gözlü bebek, zayif kadin, yakisikli erkek, tuzsuz yemek, tozsuz ev, kavgasiz mahalle ve isimsiz hayal olmazdi.Tam düsünürken beyaz mir mir girdi içeri. Kapinin küçük deliginden biri atti sanki içeri.Simdi farkettim, beyaz odada beyaz mir mir kedi.Tüh, bilseydim siyah düsünürdüm kediyi!Hayal de degistirilmez ki simdi!Kedinin renginden önce sana bir ad bulmali aslindaMir mir gibi yankili, beyaz oda kadar kati, üstümdeki mavi pijama gibi delik! Aradan yillar geçti degil mi?Zarftaki mektup eskidi. Ama sana bir isim bulamadim.Artik pencereyi de açtirmiyorlar, beyaz mir mirida kapi deliginden yollamiyorlar.Kalemimi de kirdilar.Odaya da baska bir mavi pijamali getirdiler.Gözleri mavi, hayalleri bos! Konusmuyor o da pek.Kilitli kapinin dibinde açilmasini bekliyor.Bazen saçimi çekiyor, bazen kagitlari yirtiyor. Sakladigim mektuba da gülüyor yalanci diye.Çok kizdim ona aslinda.Bir isim bulayim sana, söylemek yok ona asla! Iste en son o bagirdi bu pencerenin önünde.Önümde yirtik çarsaflar ve mürekkepli kagitlar varken bagirmisti.Hani vardir ya çildirmak, akli basindan gitmek, bilmeden o da öyle olmustu. En son bu pencerenin önünde düsünmüstüm hem seni hem de onu.Çizilmis yüzüyle karsimda onu, yeni isminle seni karsilarken düsünmüstüm.Hani vardir ya bulutlar, sonsuz gökyüzü, genis deniz, öyle bir isim bulmustum sana.Hani vardir ya canavarlar, kanli gözler, deli bakislar, o da öyle bakmisti bana.Bilmeden senin zarfinin kapagini yapistirmisim.O heyecanla pencereden firlattim.Ona da bir hayal kurdum: Bir kare... Bir daire... Bir bardak su, bir de sürahi, Geçen yil ona gelen papatyalarin kurusu, Ve biri mavi, biri pembe elbise. Bahçede, çam agacinin yaninda, Elleri karninda, gözleri semada, Yutkunarak baktigi özgürlükte, ... Uzun bir boslukta!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © cagla caner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |