Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Çatlak çatlak olmuş topraklara git sor "Barış nedir?" diye. Su derler sana. Toprak derler. Bereket derler. Azıcık su versen ellerine hemen toprağa atarlar onu, kurumuş, beyazlaşmış, derisi soyulmuş dudaklarına götürmeden önce. Sen bilmesen de bilirler onlar barış demek başak demektir ve toprak basılmaya kıyılamayacak ipek bir halı, çizilmeye kıyılamayacak bir tablodur önlerinde ama eğer çizmek zorunda kalsalar sularla önce mutluluğun resmini yaparlar toprağın çatırdayan, kırılan boşluklarına... Sor kafesteki aslana "barış" nedir diye. Cevabı insanlığından utandırır eminim seni. Çünkü aslan der ki "Ormanın efendisi dediler benim için acıkmadıkça, ölmeye yüz tutmadıkça öldürmedim hiç. Asla hapis etmedim hiç bir kulumu bilirim çünkü esaret ölmekten beterdir ve ölmek yeniden doğmak demektir başka bir yerde oysa tutsaklık aynı yerde aynı havayı solumak, aynı hayalin peşinden gitmek ama gidememektir. Bin defa ölüp, yeniden ölmek için geri gelmektir. Barış diye ısrar ediyorsan eğer, cevap hayattır sana. Yok et insanın insana kulluğunu işte o zaman her kişi kendi olur ve kabul eder bir başkasını olduğu gibi" Kabul etmektir, olgunluk göstermektir, saygı etmektir. Mevlana gibi söyleyebilmektir aslında "Güneş gibi ol şevkatte, merhamette / Gece gibi ol ayıpları örtmekte / Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte / Ölü gibi ol öfkede, asabiyette / Toprak gibi ol tevazuda, mahveyete / Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Bir başkasının acısına ağlayabilmektir biraz. Giden senin sevdiğin olmasa da, ölen senin annen olmasa da, yiten çocuklar senin ülkenden olmasa da, depremler oluyorsa içinde, bir çığlık boğazına kadar yükseliyor ama nereye dönüp çığlık atacağını bilmediğin halde birşeyler yapmak için birşeyler yapmak için kalbin fazla kan pompalıyorsa... Barış damlıyor çocuk gözünden senin. Ne kan yeter, kalbinden dağılan her bir hücrene, ne zaman yeter istediklerini yapmana. Ama umutsuzluk kaplamasın içini. Çünkü attığın her bir çığlık bir insana dönüşür içinde ve sen devam et onların benliğinde işine. Anladın değil mi? Barış sen demek aslında. Başkalarının olduğunu kabul etmek. Barış bir nefes alma şekli, bir nazım şekli şiir için, barış bir amaç, barış bir umut ve em çok çığlık sesini başkalarına duyurabilmek için. Çığlığın destanlara dönüşsün ve kurtarılmış insanları anlat barış kokan topraklara.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ezgi Koç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |