|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
17 Ekim 2003
Sizin de Saplantılarınız Var mı
obsesif-kompulsif bozukluk
Hüsnü Menteşeoğlu
Saplantısı olan kişilerde mantıksız olduğunu bildikleri halde düşünmekten kendilerini alamadıkları ya da düşünmek istemedikleri halde zihinlerinden uzaklaştıramadıkları düşünceler vardır. Örneğin namaz kılan bir kişinin aklından Allah’a küfretmenin |
|
SAPLANTILAR
Saplantısı olan kişilerde mantıksız olduğunu bildikleri halde düşünmekten kendilerini alamadıkları ya da düşünmek istemedikleri halde zihinlerinden uzaklaştıramadıkları düşünceler vardır. Örneğin namaz kılan bir kişinin aklından Allah’a küfretmenin geçmesi gibi. Bu düşünce o şahsı çok rahatsız etmesine rağmen zihninden bu düşüncenin geçmesine engel olamaz. Ya da yine saplantısı nedeniyle boy abdestini bir türlü tamamlayamaz. Kuru bir yer kaldığı saplantısı nedeniyle saatlerce banyoda kalır. Ya da kontrol saplantısı nedeniyle, otomobilinin kapısını kilitleyip kilitlemediğinden emin olamayıp, evinden aşağı inip tekrar kontrol eder. Evinin her bir köşesini defalarca kontrol etmeden tatile gidemez. Saplantı örnekleri bu şekilde çoğaltılabilir.
Bu tür saplantılı düşüncelerin ortaya çıkardığı huzursuzluğu azaltmak için, bir takım mantıksız hatta saçma davranışlarda bulunulur ki bunlara kompulsiyon ya da zorlantı denir. Örneğin bir sinir krizi anında çocuklarına zarar vermekten korkan bir anne, bu saplantısını etkisizleştirmek için evin içinde attığı adımları saymaya başlayabilir. Bunun saçmalığının farkında olmasına rağmen bundan kendisini alıkoyamaz. Saplantılar derin bir utanç duygusuna ve toplumdan uzaklaşmaya yol açabilir. Saplantıları olan insanlar genellikle çevreleri tarafından onaylanma ihtiyacı hissederler. Basit işleri normalinden daha uzun zamanda yapabilirler. Ayrıntıların içinde boğulabilirler. Küçücük şeylere duygusal olarak beklenmeyen tepkiler verirler. İşlerini bitirebilmek için geç saatlere kadar uyanık kaldıklarından kronik bir uykusuzluk sorunları vardır. Çok yavaş hazırlanabildikleri için randevularına devamlı geç kalırlar. Günlük hayatları zamanla bir kavga halini alır.
Saplantıların nedeni kalıtımın , stresin ve aile içi dinamiklerin bir araya gelmesidir. Serotonin adı verilen bir sinir ileticisinin azalmasına neden olan bir kalıtımsal yatkınlık saplantıların asıl nedenidir. Bazı değer yargıları ve kişisel inançlar da rol oynayabilir.
SAPLANTILARIN TEDAVİSİ
Saplantılar ilaçlarla , grup terapisi ile , aile eğitimi ve desteği ile tedavi edilir.
Korkularının üzerine gitmesi için ve yapmazsa endişe duyacağı zorlantılarına direnmesi için cesaret verilir. Hastanın altta yatan korkuları ortaya çıkarılıp bunları yenmesi sağlanır. Kompulsif ritüellerini durdurabilmesi için cesaretlendirilir. Katı ve rijit düşünce kalıpları esnetilir. Mükemmeliyetçiliğin yerini ”olduğu kadar olsun “ düşüncesi almalıdır. Kararsız kalmamalı , kararlı olmalıdır.(kararsızlığının nedeni mükemmeliyetçiliğidir.) Aşırı kontrollülüğü ve kontrolcülüğü bırakmalı , “her şeyi kontrol etmenin mümkün olmadığını kabul etmelidir. Kendisi üzerinde uyguladığı inhibisyonu kaldırmalı , rahat ve açık olmalıdır.
SAPLANTILARIMA KARŞI SÖZ VERİYORUM
"Bu gün , beni rahatsız eden düşüncelerime ve davranışlarıma karşı koyacağım. Böylece kendime yardım edeceğim. Çünkü , bu saplantılı düşüncelere karşı koyamamak beni üzüyor ve yaralıyor.
Bu gün , dün baş etmekte zorlandığım düşünce ve davranışlarımı yeniden ve daha büyük bir azimle engellemeye , hiç olmazsa azaltmaya çalışacağım. Her gün böyle yaparak hedefime adım adım yaklaşabilirim.
Bu günkü mücadelemi kaybedip yenilebilirim. Ama bu , yarın da kaybedeceğim anlamına gelmez. Bir gün mutlaka kazanacağım ve saplantılarımdan ve bu saplantılarımı etkisizleştirmek için yaptığım saçma davranışlardan kurtulacağım. Korkularımdan kaçmayacağım. Onların üstüne gideceğim.
Korkularımla baş edemezsem dostlarımdan yardım isteyeceğim.
Şunu hep aklımda tutacağım ; bu gün ne kadar gayret edersem , yarın yaşam o kadar güzel ve o kadar kolay olacak.
"Allah’ım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için cesaret;
Değiştiremeyeceklerimi kabul edebilmem için huzur;
Bu ikisini birbirinden ayırt edebilmem için de akıl ver.”
:: Söz Veriyorum! |
Gönderen: Can Paçacı / Bursa/Türkiye
|
27 Mart 2008 |
|
| Saplantılarıma karşı söz veriyorum!.... Mükemmel! Kocaman puntolarla yazıcıdan çıkarttım ve şimdi çalışma masamım önüne yapıştıracağım. Teşekkürler... |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
Hüsnü Menteşeoğlu kimdir? |
|
|
Gün gelir de,
Bir damla yaş akarsa
gözlerinden
Yaptıkların
ve yapamadıkların için.
Boş ver. . .
Her şey
Öyle
Olması
Gerektiği
İçin
Öyle oldu.
Sanki hayat
beyaz
Köpük köpük
Bir deniz
Mutluluk gün boyu
Denizde yüzen bir dalga
Ölüm ayışığında
Kıyıdaki kırılışın
Kunsalı okşayışı gibi
Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Orhan Pamuk, Dostoyevski.
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|